Yunan işinde ipin ucu kaçıyor mu?

Şu sıralarda dışarıda pişen risklerin en önemlisi Yunanistan’ın bir türlü toparlanamayan durumu kuşkusuz. Bu meselede hem Yunanistan’ın sergilediği tutum hem de Avrupa Birliği alanında  artık kabak tadı veren kararsızlık görüntüleri tarafların üzerinde oyun oynadıkları ipi epeyce inceltmiş durumda.  Anlama ve güvenme konusunda gösterilen karşılıklı zafiyet biraz daha sürdürülürse korkarım ipin ucu kaçacak.

Yunan sorununda ipin ucunun kaçmasının faturasının ağır olacağı biliniyor. İçine düştüğü  duruma bir çare bulamazsa iflas noktasına gelecek Yunanistan. Ağır faturadan kasıt bu.  Ülkelerin iflas etmesi bizim bildiğimiz şirket iflas olayına  benzemiyor. Şirketler iflas ettiklerinde ellerinde kalan varlıkları haraç mezat satılır, ortaklar yasal kuralların öngördüğü kadar sorumluluk yüklenirler, borçların ne kadarı ödenebilirse ödenir, şirketin fiili ve hukuki varlığı ortadan kalkar.

Ülke iflası böyle olmaz. Ülkenin varlık ve gelirleri borçlarını karşılamaya yetmez. Dahası, kredibilite de kaybedilmiştir. Borç verme isteğinde olan kimse kalmaz ortada. Haraç mezat satılacak pek fazla bir şey de yoktur. İçeride ek kaynak sağlayacak bir ortak durumu da sözkonusu değildir. Dolayısıyla borçları ödeyecek bir imkan kalmamıştır. Borçların ödenemeyeceği ilan edilir. Güven bütünüyle kaybedilir. Panik olur. Ulusal tasarruflar dışarıya kaçar. Yatırım ufku kaybolur. Ülkenin dünya ile finansal bağı kopar. Bütün bunlar  ekonominin çok şiddetli biçimde küçüleceği anlamına gelir. Küçülen ekonomide üretim ve gelir artmaz. Fakirleşme olur. Ülkeler fiili ve hukuki varlıkları yok olmadan iflas ederler.

*                   *                   *

Şimdi Yunanistan’ın durumu aynen böyle.  Çok ciddi bir borç sorunu var. Ülkenin harcı borcunu ödemiyor. Kendi kaynaklarıyla bu işin üstesinden gelmesi de pek mümkün görünmüyor. Çarklar yeniden dönmezse iflas noktasına gelecek.

Çarkın dönmesi ve ülkenin yeniden borç ödeme imkanınına kavuşması için dışarıdan kaynak girmesi  gerekiyor. Kaynak akışının  başlayabilmesi için önce Yunanistan’ın kendi evini derleyip toplaması lazım. Evi derleyip, toplamanın iktisat dilindeki karşılığı ekonominin dengelerini yeniden kurmak yönünde ciddi girişimlerde bulunmaktır. Kamu harcamaları sert bir şekilde azaltılır. Vergileri arttırılır. Kamu mali dengesinde faiz dışı fazla sağlama yönünde çaba gösterilir. Böyle bir dengelenme dinamiği  özel tüketim ve yatırım harcamalarını daraltır ve ulusal ekonomide kaynak hacmi ile kaynak kullanımı arasında yeni bir dengeye doğru hareket edilir. Evin içi derlenip, toparlanmış   olur.

Bu işlerin yapılması tek başına olayı çözmeye yetmez kuşkusuz.  Ama durumun vehametini kabul ettiğini, düzeltilmesi yönünde  iyi niyetli olduğunu ve çaba gösterdiğini cümle aleme ilan etmek için bu adımların atılması gerekiyor.  Kısacası, evin içinin böyle bir toparlanmadan geçmesi dış kaynak akımı için zorunludur.

Şimdi Yunanistan böyle bir ipin üstünde hareket ediyor. Biraz isteksiz olduğu gözleniyor. Kendisinden beklenen evin içini derleyip toplama işine pek yanaşmadığı, bunun için gereken ulusal uzlaşmayı kurmakta dahi zorlandığı izlenimini veriyor. İpin ucu da her an kaçacakmış gibi görünüyor.

*                   *                  *

Yunanistan sorunu oluşumu itibariyle tek taraflı, sadece kendisinin yarattığı bir sorun olabilir. Sorunun bir çözüme gitmemesi halinde resmen iflas edecek ve bunun sonuçlarını yaşayacak olan da Yunanistan gayet tabii. Ancak Yunanistan’ın iflasına seyirci kalmanın Avrupa Birliği  için de ciddi  sonuçlar doğuracağı görülüyor.

Ağır  hasar potansiyeli  taşıyan Yunan sorununa AB’nin hala çözümsüzlük üreten bir katılıkta yaklaşıyor olması hem Avrupa hem de dünya ekonomisi açısından ciddi bir risk oluşturuyor kuşkusuz. Avrupa Birliği’nin üzerinde oynaşıp durduğu ip de bu. İpin ucunu  kaçırmalarına da  ramak kalmış gibi görünüyor.

Taner BERKSOY

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir