Dolar İnatçı, Borsa Kararsız, Faizler Kör

Piyasalarda yine hareketli bir haftayı geride bıraktık. Aslında düşüşlere direnen bir borsa ama yukarı gitmekte konusunda inatçı bir dolar/TL kuru gördük. Bu arada tahvil ve bono piyasasında, gösterge faiz hala gerçek bir gösterge görevi ifa etmiyor. Bu durum piyasaların yön bulmakta zorlanmasına neden oluyor.

Geçen hafta borsa zaman zaman yükselişler kaydetti, bir ara 83.500’ün üzerine çıktı ama tutunamadı. Özellikle Moodys’ten gelecek açıklamalar beklenirken, Moodys Türkiye’nin notunu güncellemediğini ve güncellemeyeceğini duyurdu. Dolayısıyla bugün piyasa üzerinde önemli bir etki yaratmaz. Moodys neden not güncellemesi yapmadı? sorusunun cevabını bilmemize imkan yok ama seçimler yaklaşırken, çok fazla spekülasyona yol açabileceği fikri ağır basmış olabilir. Ya da gerçekten de güncellemeye gerekçe olacak bir gelişme olmadığını düşünmüş olabilirler.

Geçen haftalardaki   yazılarımda belirttiğim üzere, borsada orta ve uzun vadeli net bir yükseliş trendinin oluşması şu anki şartlarda oldukça düşük. Dolardaki hareketler borsanın yönü üzerinde etkili olmaya devam ediyor. Geçen hafta cuma günü endeks 83.500’ün üzerini gördükten sonra düşüşe geçti ve gün içinde 82.500 seviyesinin altını gördükten sonra 82.645 seviyesinden kapandı. Bu sabah itibariyle dolar/TL kurundaki stresin devam ettiğini ve yukarı yönlü baskının olduğunu görüyoruz. Merkez BAnkası geçen hafta yaptığı açıklamada dolar satışı konusunda her gün saat 17:20’de bir sonraki gün ne kadar dolar satacağını açıklayacak ve bunu 30 milyon dolar artırabilecek. Görünen o ki; dolardaki yukarı yönlü baskıya karşılık Merkez Bankası da temkinli duruyor. Ama dolar satarak trendlerin değiştirilemeyeceğini, sadece gün içinde ani geçici düşüşler yaratabileceğini biliyoruz.

Geçen hafta Çarşamba  gecesi saat 21:00’de  FED tutanakları açıklandı. Tutanaklarda dikkat  çeken konu, faiz artışının Haziran ayında yapılması yönünde oy beyanda bulunan üyeler ile sonraya kalması yönünde görüş bildiren üyelerin görüşleri olumsuz olarak algılandı. Yani üyeler arasında bir fikir birliği yok. Aslında normal bir görüş alışverişi olmuş. Fakat piyasalar toplantı sonrasındaki kısa açıklamanın yarattığı olumlu havanın daha da güçlenmesini bekliyorlardı. Haziran’da olsun mu? olmasın mı? tartışmalarını görmek piyasanın hoşuna gitmedi. Bu tutanaklar sonrasında benim fikrimde değişiklik olmadı. Haziran yerine ilk faiz artışının Eylül ayında olmasını bekliyorum. Geçen hafta FED üyeleri Kocherlakota ve Lacker konuştu. Kocherlakota “faiz artışı iyi olmaz” derken, Lacker “Haziran ayında bir faiz artışı olması ihtimali yüksek” dedi.

Bu hafta, ABD tarafından açıklanacak önemli veriler de var. Özellikle Salı günü açıklanacak ÜFE ve redbook perakende satışlar verisi, Çarşamba günü açıklanacak sanayi üretim verisi, Perşembe günü açıklanacak konut başlangıçları ve haftalık işsizlik başvuruları yanında Philadelphia iş dünyası anketi, en önemlisi de Cuma günü açıklanacak TÜFE verisi çok büyük önem arz ediyor. Enflasyonda beklenmedik bir yükseliş, piyasalarda stresi artırır. TÜFE Ocak ayında eksi yüzde 0.4, Şubat ayında da eksi yüzde 0.6 gelmişti. Eğer Mart ayı verisi de eksi yüzde 0.6 veya daha düşük olursa, bizim piyasalar için olumlu olur, ama bu veri artı bir değer alırsa, yeniden Haziran’da faiz artışı gündeme gelebileceği için dikkatle izlemek gerek. İçeride ise 14 Nisan’da Merkez Bankası başkanının sunumu önemli olacaktır. Piyasa faiz indirimi olup olmayacağına ilişkin sinyal almaya çalışacaktır.

Bu haftaya başlarken dolar/TL kuru 2.6375 civarında bulunuyor. Dış piyasalara baktığımızda, Avrupa borsaları Cuma günü önemli yükselişler yaptı. ABD borsalarında da genel hava olumluydu. Bu sabah Asya cephesinin Çin’deki yükseliş sayesinde çok olumlu olduğunu görüyoruz. Avrupa cephesinde de geçen haftanın devamında yükseliş isteği olabilir. Bizim borsamızın 82.645’den kapandığını hatırlarsak, güne yine bu seviyeler civarında bir başlangıç yapabileceğimizi, ya da Moodys rahatlamasıyla belki 82.800-83.000 civarı açılış yapacağını söyleyebiliriz. Geçen haftalardaki yukarı önlü çabaları da göz önünde bulundurursak ve dolar/TL kurunun da 2.65’i geçmeyeceğini varsayarak, bugün aşağı yönlü olarak hareketin devam etme olasılığını zayıf görüyorum. Endeks yeniden 83.500’leri zorlayabilir. Çünkü Mart bilançolarının açıklanma zamanı yaklaşıyor ve beklentileri iyi olan kağıtların endeksin düşüşüne rağmen artış yaptığını da görüyoruz.  Yukarıda bahsettiğim ABD verileri açıklanacağı zaman piyasada volatilite olabilir. Buna dikkat etmek lazım. Sonuç olarak bugün için 82.150 civarı destektir. 83.500 seviyesi de direnç olarak karşımızda duruyor. Bu aralıkta hareket oluşmasını bekleyebiliriz. Endeksin 82 bini aşağı geçmesi durumunda 81.500 ve 80.500 seviyeleri destek olacaktır. Zaman zaman güçlü, zaman zaman zayıflayan bir seans olabilir ama gördüğünüz üzere, net bir yön belirtemiyorum. Çünkü Teknik ve temel sinyaller bu konuda bir şey söylemiyor. 83.500 üzerinde bir kapanış olursa, 84.500’ler denenebilir ama yine de bu tür bir durumda işlem miktarlarını da değerlendirmek gerekecek.

Herkese bol kazançlı bir hafta olmasını diliyorum.

“Dolar İnatçı, Borsa Kararsız, Faizler Kör” ile ilgili 1 yorum

  1. hocam ekonomi kitaplarını sizlerin yazdığını zannedersiniz.bence ekonomi kitaplarını belki sizler yazabilirsiniz fakat dünya yı yönetenler ekonomi kipatlarını malesef sizlere hem yazdırırlar, hem okuttururlar.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir