Bugün öğretmenler günü. Herhalde hepinizin aklınızda geçmişte üzerinizde önemli etkiler bırakan öğretmenler gözünüzün önüne gelmiştir.
Benim İlk öğretmenim Balıkesir’in Kepsut ilçesinde ilkokula başladığımda sınıfımıza giren 50-55 yaşlarında, adeta bir babaanneye benzeyen Zekiye Külahlıoğlu idi. Cumhuriyetin yetiştirdiği ilk öğretmenlerdendi. Her anne ve baba çocuğunu ona vermek isterdi ama kura ile belirlenirdi. Ben çok şanlı olmalıyım ki okula başlayacağım yıl O birinci sınıfları okutacaktı ve O’nun öğrencisi oldum.Bir gün elinde yanan bir çırayla sınıfa girdi. Çırayı sınıf kapısının üst kısmına doğru yükseltti. Biz konuşmayı kesmiş merakla ne yaptığını anlamaya çalışıyorduk. Sonra yanan çırayı kapının alt kısmına getirdi. Sonra birkaç defa daha bir üste yükseltti bir alta indirdi. Ben merakla izlerken sınıfın en çalışkanlarından Birgül kafamdaki soruyu Zekiye öğretmenimize sordu; “Öğretmenim çırayı kapının üstüne tutunca duman dışarı çıkıyor, kapının altına tutunca duman içeri giriyor, Neden?” Zekiye öğretmen sert bir şekilde döndü ve “Nasıl bilmezsiniz dün öğrendiniz ya” dedi. Hiç birimiz dün çıra ile ilgili birşey öğrenmemiştik. Kimse anlamadı. Sonra o çizgili yüzüyle gülerek, tekrar çırayı kapının üzerine doğru tuttu ve “bakın ısınan hava yükseliyor ve üst taraftan dışarı çıkıyor ve çıranın dumanı dışarı gidiyor. Şimdi aşağıya tutuyorum ve bakın alttan soğuk hava içeri giriyor ve çıranın dumanı içeri geliyor, demek ki sınıfın içinde hava akımı oluşuyor. İşte dünya da böyledir. ısınan hava yükselir, soğuyan hava aşağı iner ve rüzgarlar oluşur”.
Biz sadece üçüncü sınıftaydık. Fakat bu dersi hala hatırlıyorum. Hayata dair o kadar çok şey öğretti ki; yanımda değildi ama hayatımı kurtaran oydu. Çorum’un Kargı ilçesinde ortaokul birinci sınıftaydım. Karanlık bir havada yağmur yağarken annem beni süt almaya göndermişti. Yağmur olduğu için koşarak gidiyordum. Birden ağıl gibi bir yerden 5-6 tane köpek bana saldırdı ve kovalamaya başladı. Son hızla kaçıyordum. Zekiye öğretmenimizin dersi beynimde yankılandı. “eğer köpek kovalarsa olduğunuz yere oturun” demişti. O’nun bilgisine o kadar çok güveniyordum ki, köpeklerle aramda 4-5 metre kaldığı sırada olduğum yere çöktüm. Köpekler aniden durdu ve fazla yaklaşmadılar ve sonra geri dönüp gittiler. Yıllar yıllar sonra kendisini (2004 yılında) ziyarete gittiğimde 90 yaşına gelmişti ama dimağı çok açıktı. Beni hemen tanıdı. Evinde oturduk, fotoğraflar çektik. O kadar mutlu olmuştu ki anlatamam.
Daha sonra vefat ettiğini öğrendim. Haberim olmadığı için cenazesine katılamadım. Adı Kepsut ilçesinde bir caddeye verildi. Zekiye öğretmenim mekanın cennet olsun ben sana çok şey borçluyum. Başta ilk öğretmenim annemin, sonra da Zekiye öğretmenimin şahsında bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü kutluyor ve ne zorluklar içinde eğitim-öğretim vermeye çalıştıklarını bilerek ellerinden öpüyorum.
***
Gelelim piyasalara,
Dün yapılması beklenen Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesi yapılamadı ve bugün saat 11:00’de buluşacakları açıklandı. Dün akşam yapılması gereken görüşmenin ertelendiği haberi borsada satışların gelmesine neden oldu ve endeks seçim öncesi seviyeye yaklaştı ve boşluğu doldurmaya yaklaşık 300 puan kaldı. Seçim öncesinde endeks 79.409 seviyesinden kapanmıştı. Dünkü kapanış seviyesi ise günün en düşüğünden oldu ve 79.745 seviyesinden kapanış oldu.
Yukarıdaki grafikte özellikle seans sonuna doğru artan satış baskısı görülüyor. Dünkü buluşmanın ertelenmesi, uzun süredir konuşulan kabine krizi konusunda piyasalara hiç de iyi sinyal vermedi. Birçok kişiden çeşitli mailler aldım ve dün tam anlamıyla bir bilgi kirliliği vardı. Kabine üzerine o kadar çok spekülasyon var ki; insanlar bunlara göre karar vermeye çalışıyorlar fakat dananın kuyruğunun bugün kopması bekleniyor. Dün de yazdığım üzere, kabine sonrasında çok sert hareketler olacaktır. İlk hareketin etkisi geçtikten sonra, tepki oluşur ama o ilk tepki genellikle çok güçlü olmayabilir. Üç senaryo var; Birincisi piyasanın seveceği sonuç (Babacanın yeniden ekonomi yönetiminin başında olması, bu olasılığı düşük görüyorum). İkincisi sevmeyeceği sonuç (Babacan’ın ekonomi yönetiminde olmaması, %50’den fazla olasılık). Üçüncüsü de piyasanın kafasını karıştıracak sonuç (Babacan’ın kabinede olması ama hazine ve Merkez Bankası’ndan sorumlu olmaması, fakat ekonomi konusunda oluşturulabilecek mini bir koordinasyon kurulu türünden bir yapı oluşturularak Babacan’ın da karar mekanizması içinde olacağının belirtildiği ama yetki ve sorumluluğu pek de anlaşılamayacak olduğu durum söz konusu olabilir. Bu tür bir durum oluşursa piyasa herhalde kısa süreli sevinç yaşar ama daha sonra alınacak birçok kararda Babacan’ın pek de etkisi olmadığı kısa sürede anlaşılır.
Piyasanın seveceği sonuç olursa endekste beş dakika içinde en az 500-1000 puan arası artar. Alım yapmamak gerekir. Haber sonrası yarım saat içinde görülen zirve seviye tekrar yukarı kırılırsa o zaman alım yapılabilir. Eğer haber olumsuz ise, borsa en az 500 puan düşer. Düşüşün ilk yarım saati içinde görülen dip seviyeden sonra tepki gelir ama tepki sonrasında ilk görülen dip seviye aşağı kırılırsa düşüşün bir miktar daha devam etmesi beklenir. Bu tür durumlarda dip oluşumu beklenmeli ve dip formasyonları oluştuktan sonra alıma karar verilmelidir. Eğer piyasanın kafasını karıştıracak sonuç çıkarsa piyasanın ne yaptığına fazla bakmayın. En az 1 saat geçsin. Bu durumda ani aşağı yukarı hareketler olabilir ama belirli bir yön oluşana kadar beklemek lazım. Bu tür bir durumda dış faktörler daha fazla ön plana çıkacaktır.
Şu an ABD’de Aralık ayında faiz artırma olasılığı Bloomberg anketine göre %74’e çıkmış. Ayrıca dün JP Morgan Türkiye için tavsiyesini Nötr’de azalt’a düşürdü. ABD’deki faiz artışının Türkiye için iyi olmayacağı belirtilerek bu karar alınmış.
Bugün kabine belli olursa uygun olmam durumunda ara yorum geçebilirim..
Herkese bol kazançlı bir gün olması dileğiyle…
sayın hocam ,anlattıgınız köpek kovalama meselesi her köpek için geçerli degil.şansınız varmış diyebiliriz.iyi günler