Borsada Tahmin Yapmak – II

06.12.2010

(ÖNEMLİ NOT: Eğer “Borsada Tahmin Yapmak-I-” başlıklı yazımı okumadıysanız lütfen önce aşağıda listelenmiş arşivden o yazıyı okuyunuz. Aksi halde kopuk bir bilgi olacaktır)

EN son ne demiştik?
AŞIRI GÜVEN demiştik ve bunun, dünyanın gelişimi için gerekli ama, borsada yatırım yapan için tehlikeli olduğunu belirtmiştik. Beynin ilk zaafıydı.
Şimdi konuyu biraz daha açalım. Borsada sadece alarak kazanabiliyorsunuz. VOB’da alarak ya da satarak da kazanabilirsiniz.
Ama Eğer bir yatırımcı borsada alım yapmışsa, yükseleceğini düşündüğü için alım yapmıştır. YÜKSELECEK mesajını direkt olarak alt benliğe gönderir. Ama farkında değildir. YÜKSELMEYECEK diye bir bilgi alt benlikte yoktur. Bu yüzden hemen herkes, düşüşlere hazırlıksız yakalanır ve düşüş devam ettikçe çok daha kompleks olaylar başlar. AŞIRI GÜVEN borsaya yeni girenlerin en büyük hastalığıdır. Aradan uzunca bir süre geçtikten sonra, borsa zaten o yatırımcıya tekme tokat girişerek, öyle AŞIRI GÜVEN gibi ukalalık yapmaması gerektiğini çok güzel anlatır. Aslında anlatan kişi borsa da değildir. Beynin ta kendisidir. Hatırlayınız… Günlük hayatta araba kullanmak ve borsa arabası arasındaki farklar neydi. Borsa arabasının nasıl bir araba olduğunu anlamak için çok fazla kaza yapıp kafasını gözünü kırar yatırımcı. Ama cevaplayamadığı soru, nerede yanlış yaptığıdır.
***
Arabayı kullanırken kontrol ettiğiniz parametre sayısı en fazla altı veya yedi tanedir (gaz, fren, vs..). Uçak kullanmaya kalktığınızda, kontrol etmeniz gereken parametre sayısı, Uçağın kokpitindeki bir sürü düğme, pedal vs.dir. Bu parametrelerin hepsine tam vakıf olmak ve sonunda kaptan pilot olmak için ise, araba kullanmayı tam anlamıyla öğrendiğiniz sürenin en az 10 katı zaman harcamanız gerekiyor. Yani eğer arabayı 6 ayda öğrenmişseniz, 6*10=60 ay, yani en erken 5yıl’da kaptan pilot olabiliyorsunuz. Size kötü bir haberim daha var, borsa arabasını kullanmak için gerekli parametre sayısı ise, Uçak kullanırken gerekenin en az 10 katıdır. Borsa ekranına düşen her haber, her yorum, fiyatların her hareketi, Yaşar Erdinç’in yeni bir yorumu vs… hergün ortaya çıkan yeni parametrelerdir. Beyin bunların hepsini bir araya getirip nihayetinde bir karar vermeye çalışır. Ama sonuçta Hevristik davranış içine girer.
BEYNİN İKİNCİ ZAAFI: HEVRİSTİKLER : Yatırımcı Piskolojisinde Hevristik adı verilen bir davranış biçimi vardır. Eğer, beyin çok fazla parametre ile karşılaşırsa BAŞ PARMAK KURALI denilen kestirme çözümler üretir. İşte bunlara Hevristrikler diyoruz. Kısa kestirme çözümler, ya çok yoğun bilgi bombardımanı altında kalmışsanız, ya da hiç bilgi yoksa ortaya çıkar.
Örneğin, 20 arkadaş toplanıp yemek yiyeceksiniz ve organizasyonu siz yapıyorsunuz. Bu konuda görevlendirdiğiniz sekreteriniz diyor ki, efendim Ahmet bey için bu hafta sonu uygun değilmiş, Kenan beyin de gelecek hafta işi varmış… Böyle anlatırken, siz çözüm ürettikçe hep bir yerlerden fire çıkıyor ve sinirlenip en sonunda diyorsunuz ki “bu cumartesi yemeği yapıyoruz, gelen gelsin, gelmeyen gelmesin” . Yani 20 kişinin planlarını bir masaya koyup hepsine uyan tek bir plan çıkarmak için 20’nin 20’li kombinasyonu kadar durum ortaya çıkıyor. Beyin bununla baş edemez.
Hele ki, borsada her gün akan yüzlerce haberin hepsini yorumlayıp bir çözüm bulsa bile sadece borsa endeksini tahmin edebildiğini varsayalım. Diyelim ki, borsanın yükseleceğini tahmin etti. Ama o sırada kendisinin aldığı bir hisse ile ilgili olarak gelen haber nedeniyle hisse düşmeye başladı. Yani borsayı tahmin etmesi yine hiçbir işe yaramadı ve yüzlerce parametre içinden en önemli parametre hisse hakkındaki haber oldu.
Demek ki beynin ikinci zaafı, yüksek kapasitede akan bilgiyi alıp yorumlayıp bir sonuca varmasının imkansız olduğudur. Bu nedenle de piyasaları anlık izlemek, bir haberi önce yakalamaya çalışmak nafile çabalardır ve insana çok fazla işlem yaptırarak, çok fazla komisyon ödemesini sebep olur ve çok fazla al-sat yapmasını ve dolayısıyla da sürekli olarak zarar etmesini sağlar. Ben Aracı kurumların yerinde olsam, hiç maliyetine bakmadan, yatırımcıların tümünün önüne işlem ekranlarını bedava koyarım.
Kısa kestirme çözüm üretme konusu daha sonra yatırımcıda şöyle bir davranışın ortaya çıkmasına sebep olur; “geçen defasında da benzer bir durum olunca borsa yükselmişti bari ben alım yapayım”. Yani gelen yüzlerce bilgi içinden sadece 1 veya 2 tanesine bakarak karar verir ki, sağlıklı karar olmasına imkan yoktur.
BEYNİN ÜÇÜNCÜ ZAAFI: AKLİ MUHASEBELEŞTİRME (Haydan gelen huya gider): Yapılan bilimsel deneyler yatırımcıların paraya, nereden geldiğine göre ayrı ayrı değer biçtiğini göstermiştir ve rasyonel bir davranış değildir. Adamın alın teri ile kazandığı 1500 TL, borsada kazandığı 1500 TL’den daha değerlidir. Beyin otomatik olarak böyle kategorileştirir. Halbuki para aynı paradır. Bu yüzden de borsadaki yatırımcılar, borsadan kazandığı 1500 TL’yi çok daha kolay riske sokarken, kendi emekleriyle kazandıkları parayı yatırırken çok daha az risk almaya meyillidirler. Fakat kötü olan bir şey vardır ki, kendi alın terleriyle kazandıkları parayı kaybetmeye başlayınca onu geri kazanmak için çok daha fazla risk almaya başlarlar. Bu da sonun başlangıcıdır.
Beynin bu zaafını yenmek için, borsadan kazandığınız 200 TL’yi bir trafik cezası yiyerek verdiğinizi düşünün bakalım. Ya da 200 TL’ye alabileceğiniz ev eşyalarını bir hayal edin. Dolayısıyla borsada kazandığınız para en az alın terinizle kazandığınız para kadar değerlidir. Çünkü o parayı borsadan kazanmak için, yaşadığınız stresli anlar ve salgılanan zararlı hormonlar nedeniyle vücudunuza çok daha fazla zarar vermektesiniz. Bu nedenle o paraya iyi sahip çıkın.
BEYNİN DÖRDÜNCÜ ZAAFI : ÇIPALAMA
İnsanlara bir sayıdan bahsedip daha sonra bu sayıyla hiç ilgisi olmayan bir soru sorun, beyin otomatik olarak ilk söylenen sayıyı çıpalar ve vereceği cevapta bunu kullanır. Bir deneyde, herkese cep telefonlarının son üç rakamını yazmaları istendi. Daha sonra da Cengiz Han’ın ölüm yılı soruldu. Cevapların yüzde 80’inden fazlası üç rakamlı yıllardan oluşuyordu. Halbuki Cengiz Han 1200’lere yakın ölmüştü. Benzer deneyi ben de yatırımcı psikolojisi eğitimlerinde yaptım. Herkes cep telefonunun son iki rakamını yazdıktan sonra “Ardahan’a bağlı kaç köy vardır?” diye sorduğumda yüzde 90’ı hep iki rakamlı cevaplar söylediler. Halbuki Ardahan’a bağlı 250 civarında köy vardı.
Borsada da söylediğiniz rakamı beyin çıpalar. Eğer Yaşar Erdinç endeks 71 bine kadar yükselir demişse, ve endeks 70.500’den dönmüşse, Yaşar Erdinç zır cahildir, hiçbir şeyden anlamaz. Aynı şekilde, fiyat grafikleri üzerindeki direnç ve destek bölgeleri de çıpalamaya yol açar. Eğer kağıt 5.50’den dönüp 5.30’a düşmüşse, herkes 5.50’de satmak isteyecektir. O seviyede de direnç oluşacaktır. Ya da kağıt 5.10 seviyesine gelip oradan yukarı dönüyorsa ve bunu iki kere yapmışsa, artık yatırımcı “5.10 aşağı geçilmiyor” der ve oraya geldiğinde alır. Kağıt 5.05’e düştüğünde artık yatırımcının satmasına imkan yoktur. Çünkü küçük çaplı şok yaşıyordur. Kendisinin elinden malı almak isteyenlerin bilinçli bir şekilde bunu yaptığını ve kağıdın yukarı gideceğini düşünür (bu özellik nedeniyle beyin kendine yontar).
BEYNİN BEŞİNCİ ZAAAFI- KÜÇÜK SAYILAR YASASI – Beyin son birkaç olayı geneller. Bu özellik en tehlikeli özelliktir ve birçok insan bu nedenle çok para kaybetmektedir. Beynin bu özelliğini kullanan dolandırıcılar çok başarılı soygunlar yaparlar.
Geçenlerde Afyon’a gitmiştim ve bir akrabam bana Forex’i sordu. Afyon’da bir kişinin Forex’de müthiş para kazandırdığını söyledi. Bir arkadaşı 1000 dolar vermiş ve kısa sürede parası 7000 dolar olmuş. Adama kazandırdığı parayı da vermiş. Fakat o arkadaşı bu sefer aynı adama 10 bin dolar vermiş. Ben tabi ki güldüm… Genelde dolandırıcılıklar böyledir. Düşünün ki sizlerin portföyünü yöneteceğimi söyledim ve bana 10 bin Tl verdiniz ve bir ay sonra getirip size 15 bin 150 TL ödeme yapıp (şüphelenmeyesiniz diye küsüratlı rakam vermem gerekir) “bu kadar kazandın” dedim. Sonra adam bana 30 bin lira daha verip yönetmemi istedi ve ben de 2 ay sonra getirip 45 bin 785 Tl olarak teslim ettim. Düşünebiliyor musunuz? Bu adamın çevresinde ne kadar arkadaşı varsa bana para yağacaktır. Yani kazan doğurmaktadır. Ama kazan öldüğünde artık benim yerimde yeller esiyordur ve yeterince parayı toplayıp zaten ortadan kaybolmuşumdur.
Küçük sayılar yasası borsada nasıl çalışır? Yatırımcı bir teknik analiz aracı kullanarak iki defa üst üste kazanır. Artık ona göre bu tekniğin üzerine teknik yoktur. Üçüncü hareketinde ise çok daha büyük risk alır. Tekniğe o kadar güveniyordur ki, kaybetme olasılığı yoktur (AŞIRI GÜVEN). Bu yüzden çevresini de işin içine katar ve belki de evini arabasını satarak borsaya girer. Kötü niyetli değildir ama borsa arabasının direksiyonunun bir anda ters yöne döndüğünü anladığında artık çok geçtir. O insanlara paralarını borsada kaybettiğini nasıl söyleyecektir? Aldığı emekli ikramiyesini, ya da sattığı evin parasını borsaya sokanların hepsinde, mutlaka ilk başta en az bir iki defa borsadan küçük kazançlar elde etme hikayeleri vardır.
İşte bu yüzden bütün eğitimlerimde benim ilk cümlem; “Borsada başınıza gelebilecek en büyük felaket, ilk işleminizde para kazanmaktır. Daha büyük felaket ise, ikinci işlemde de para kazanmaktır. Ama sizi intihara kadar götürebilecek çok daha büyük felaketi söyleyeyim mi? Üçüncü işleminizde de para kazanmaktır.”
Eğer Cenab-ı Allah bir kulunu seviyorsa herhalde o kuluna borsadaki ilk işleminde para kaybettiriyordur diye düşünüyorum. Küçük sayılar yasası beynin yaratılış programında vardır. Yatırımcının körü körüne, bir iki defa kazandıran bir stratejiye güvenerek, parasının tamamını riske atmasını da beraberinde getirir. İşte bu yüzden teknik analiz veya trading sitemleri eğitimlerimizde, bir stratejinin geriye dönük olarak nasıl test edilmesi, ne kadar zamanda, aslında ne kadar başarılı sonuçlar verdiğinin araştırılmasını öğretiyoruz. Akıllı adam, borsadan para kazandıkça borsaya daha fazla yatırmak yerine, kazandığını çeken adamdır.
BEYNİN ALTINCI ZAAFI – YANLIŞ GÖRÜŞ BİRLİĞİ (FALSE CONCENSUS) –
Hatalı hareketlere yol açan en önemli zaaflardan biridir. Eğer bir yatırımcı bir hissede pozisyon almışsa, o hisse ile ilgili görüşleri YANSIZ okuyamaz. Söylenilen cümleler içeirisnden işine geleni beyninde büyütür. Varsayalım ki yatırımcı XXX hissesini aldı. YÜKSELECEK diye de alt benliğine mesajını gönderdi. Sonra Yaşar Erdinç’i okudu. Yaşar Erdinç diyordu ki;
“Hissenin temel verilerine baktığımızda aslında PD/D ve F/K açısından pahalı olduğunu görüyoruz. Fakat teknik olarak bakıldığında ise 6.50 seviyelerinde desteği var. Bu destek kırılırsa sert düşüşler oluşabilir ama Stokastik ve RSI yukarı döndüğü için, ve MFI endeksi sinyal çizgisini yukarı kestiğinden dolayı kısa vadeli yükseliş yaşanabilir ve hisse 6.80 seviyelerini görebilir. Yine de Yatırımcı, destek seviyesini izlemeli ve aşağı kırılırsa, satış yapmalı”
BU XXX hissesinde pozisyonu OLMAYAN yatırımcı için Yaşar Erdinç’in de bir halt bildiği yoktur. Hisse yukarı gitse, “ben söylemiştim” diyecek, hisse aşağı gitse “destek aşağı kırılınca satılmasını söylemiştim” diyecek. Yani her iki halde de kendine bir ÇIKIŞ yolu bulmuş durumda.
Ama elinde XXX hissesi olan yatırımcı bu yorumu okuduğunda işine gelen kısımlarına önem atfedecek ve işine gelmeyen kısmını da es geçecektir. Başkalarına anlatırken de “Bak! Yaşar Erdinç hissenin 6.80’e kadar gideceğini söylüyor” diyecektir.
Eğer Yaşar Erdinç şöyle bir yorum yazmışsa;
“XXX hissesi temel olarak çok pahalıdır ve kısa vadeli yükselişlere kanmadan, nakde geçip temeli daha sağlam ve ucuz kağıtlarda pozisyon alınmasını öneririm.”
Bu durumda elinde XXX hissesi olan yatırımcı,
“Yaşar Erdinç’in ne zaman dediği doğru çıktı ki, geçenlerde YYY hissesini öneren adam bu değil miydi? Uzmanım diye geçiniyor, herhalde bana sattırıp, elimdeki hisseyi uşaklık ettiği para babalarına kaptırmamı istiyor… ”
İşte beynin bu zaafı nedeniyle, yatırımcı yatırım yaptığı hisseye ilişkin olumsuz görüşleri görmezden gelip, kim O’nun iyi yaptığını söylüyorsa, O kişiyi en iyi uzman ilan edecektir.
Beynin bu zaafı özellikle siyasetteki liderlerde çok fazla görülür. Liderlerin yanındaki danışmanlar çoğunlukla liderlerinin dediklerini onaylar ve doğrularlar. Madem lider bu kadar iyi biliyor sen ne diye danışmanlık yapıyorsun? Gerçek lider, kendi görüşüne karşı çıkan ve bunu da sağlam bir temele oturtanları yanında tutmalı, her dediğini onaylayanları da yanından kovmalıdır.
Eğer bizler ekonomideki riskli, bir gidişattan bahsediyorsak, ideolojik davranıyoruzdur veya birilerinin uşağıyızdır.
BEYNİN YEDİNCİ ZAAFI – HAZZIN YANLIŞ TAHMİN EDİLMESİ-
İnsanlar belirli bir olumlu ya da olumsuz gelişme öncesinde, bu gelişmenin kendilerinde yaratacağı haz veya stresi yanlış tahmin etmektedirler. Bir yatırımcıya, 5 YTL’ye mal olmuş bir hisse senedinin 4,5 YTL seviyesine kadar düşebileceğini söylediğinizde, orta ve uzun vadeli düşünmek gerektiğini ve o fiyata düşse de satış yapmayacağını söyler. Fakat fiyat o seviyeye gerilediğinde yaşadığı stres daha önce tahmin ettiğinden çok daha yüksek olur. Sürü psikolojisine kapıldığında o seviyede satış yaparak rahatlar.
BEYNİN SEKİZİNCİ ZAAFI – Sekizinci zaaf olarak BATIK MALİYET etkisini verebiliriz. Kısa sürede yüksek kayıp olduğunda, stres ve korku ile yatırımcı dip seviyelerden satış yapabilir ama bu kayıp zamana yayıldığında, yani 2 günde yüzde 10 kaybederseniz ve sert düşüş devam ediyorsa, panik halde satabilirsiniz, fakat yüzde 10 kayıp 2 ay içinde oluşmuşsa, duruma alışmışsınızdır ve “BATTI BALIK YAN GİDER” deyimiyle özdeşleştirerek BORSADA UZUN VADEDE Kazanılacağını söylemeye başlamışsınızdır. Bu kendinize söylediğiniz bir yalandır. Halbuki siz o kağıda bir haftada yüzde 10 kazanmak üzere girmiştiniz.
BEYNİN DOKUZUNCU ZAAFI: – STATÜKO SAPMASI
Sahiplenme Sapması: İnsanlar sahip oldukları varlıklara daha fazla değer biçmekteler (değerli görmektedirler).
Richard Thaler, Cornell Universitesi öğencilerinin bir kısmına üzerinde üniversitenin amblemi ve ismi olan kupa dağıttı ve bunu en az kaç dolara satacaklarını sordu. Ortalama fiyat 5.25 dolardı. Kupa dağıtılmamış öğrencilere bu kupaya kaç dolar ödeyecekleri sorulduğunda ortalama cevap 2.75 dolardı. Bu sapma, işletme ve hisse sahiplerinin ellerindeki varlıkları satma konusunda gönülsüz kalmalarına sebep olmaktadır. Bu fenomen diğer taraftan portföy yapısında, değişen şartlara karşı köklü değişiklik yapabilme yeteneğini zayıflatmaktadır. Hisselere aşık olan yatırımcılar ciddi statüko sapması içindedirler.
EVEEEEETTTTT…
İşte, borsaya giren adam, beyinde sahip olduğu bu DOKUZ ZAAF nedeniyle, her gün DOKUZ DOĞURMAK zorundadır. Kaybetmişse, yediğinden içtiğinden tat almamaya başlar. Hayatın güzellikleri artık önemli değildir. Hergün borsa izlerken, yaşadığı stres ve heyecan nedeniyle kan değerleri sürekli değişir ve vücudunun bir yerlerinde tümör veya habis olarak birikmeye başlar. Borsadan kazanmış olsa bile, yaşlandığında o parayı o tümörleri yok etmek için sağlığına harcamak zorunda kalır (Tabi yok edebilirse ne ala).
Hani yazılarımın sonunda sizlere hep “Paranız sağlığınızı bozmasın” derdim ya… Bu cümlenin ardındaki gerçekler işte yukarıda yazdıklarımdı.
Amacım sizleri mutlu yatırımcılar haline dönüştürmek ve eğer para kazanırsanız bu parayı gelecekte sağlığınıza değil, sizlere çok daha fazla mutluluk verecek yerlere harcamanızı sağlamaktır. Bana Cenab-ı Allah bir ilim vermiş ve ben de bu yazıları O’nun rızası için İLMİMİN ZEKATI olarak yazıyorum. İnşallah yüce Allah, katında kabul eder.
Eğitimlerime katılan adı bende saklı bir okuyucum bana bir mail atmış ve “Hocam bu gidişle Yatırımcı Piskolojisi Eğitimine müşteri bulamayacaksın” demiş. Evet kesinlikle haklıdır. Artık o eğitime katılmaya ihtiyacınız kalmadı. Gerçi henüz yazılarımın sonuna daha gelmedik. Sadece beynin zaaflarını gördük. Şimdi sıra bunun canlı canlı nasıl çalıştığını görmek ve en sonunda da bu zaafların hepsini bertaraf edecek reçeteyi vermek. Yani beyin dediğimiz şeytanı durdurmak. Biz borsayı şeytan ve bukalemun zannediyoruz ama aslında en büyük şeytan, bize borsayı şeytan olarak gösteren beynimizdir. Amigdalayı da öğrendikten sonra, herşey gün gibi açığa çıkacak ve bundan sonra hayatınız değişecektir.
Bilirsiniz bir hikaye vardır…
Adam dalgalarla deniz kıyısına vurmuş olan binlerce deniz yıldızının arasına oturmuş, bu deniz yıldızlarını alıp denize fırlatıyormuş. Oradan geçen biri sormuş
“Ne yapıyorsun”
“Deniz yıldızlarının hayatını kurtarıyorum”
“Ama burada binlerce deniz yıldızı var, hepsinin hayatını nasıl kurtaracaksın?”
Bunun üzerine adam eğilip bir deniz yıldızı daha almış ve denize fırlattıktan sonra adama dönüp;
“Bak onun hayatı kurtuldu” demiş.
Eğer bu yazıları okuyan bir kişi dahi bundan sonra mutlu yatırımcı olursa, ben amacıma erişmiş olacağım… Bu hafta sonu hayatımın en güzel maillerinden birini aldım. Aşağıda bazı kısımlarını çıkararak yayınlıyorum…
Sayın hocam öncelikle geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum. Hocam ben ………….. , Yatırımcı Psikolojisi Eğitimi, Temel Analiz, Güncel Temel Analiz eğitimleri almıştım. Daha önce de ………..vasıtasıyla sizinle tanışmış, ofisinizde bana zaman ayırmıştınız.
Benim KARİYERİM için o gün çok şey değişti. Size zaman zaman mail atıyorum. O görüşmemiz de benim için çok değerli olduğu için her mailimde belirtiyorum. Tekrar tekrar Allah sizden binlerce defa razı olsun. Hakkınızı helal ediniz. Bu sizden ilk hellaliğimdir. Aldığım eğitimler ise benim YATIRIM FELSEFEMİ tamamen değiştirdi. Artık mutlu bir yatırımcı oldum. Daha doğrusu nasıl mutlu bir yatırımcı olabileceğimi öğrendim. Gerçek düşmanımın bana benden yakın olup, beynimin mutsuzluğu nasıl öğrendiğini öğrendim. Sayenizde bu distür, temel ve teknik analizle de birleşince 9 senedir içinde olup, hissedip de çözemediğim, tam anlayamadığım temel analizi de öğrendim. Sayenizde ARMDA hissesini kendim buldum ve ona hak ettiği fiyatı biçebildim. Ve gerçekten de o hisseden çok kar ettim. Kar değil ama hisseye fiyat biçip değerlemek… İşte bu benim için DÜNYALARA BEDEL. Hakkınızı helal ediniz. Bu da ikinci helalliğimdir.
Hocam lafı çooook uzattım, başınızı şişirdim. Hatayı kendisinde değil de, siz de arayanlar sitenizi ve sizi sabote ettiler, ediyorlar. Onlara ne söyleseniz, kanımca bir kulaklarından girip öbür kulaklarından çıkacak. Son yazı dizinizi sanırsam onlar biraz olsun aydınlansın diye yapıyorsunuz. İnternet’te gezerken ………………………………………………. Başlıklı bir yazı gördüm. Bizimle beraber hayvanların da aynı şekilde programlandığını görünce size iletmeden edemedim. Ben psikoloji eğitimi açısından bakınca çok şaşırdım bu haberi görünce, siz de bir göz atın istedim. Bu vesiyleyle de tekrar helalliğinizi almak istedim. Hoşçakalın değerli hocam…
(Yaşar Erdinç’in Notu: Bu mailde bahsedilen yazıyı sizlere de okutacağım ama zamanı gelince)
Şimdi 10 puanlık uzman sorusu: Acaba böyle bir mail almak için kaç para verirdiniz, ya da kaç paradan vazgeçerdiniz?
Yazı dizisinin devamında görüşmek üzere…

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir