Seans İçinden 27 Mayıs 2011

11:35

Dün ABD’den çok önemli haberler geldi. 2011’in 1. çeyreğinde ilk yapılan tahminde ABD ekonomisi yüzde 1.8 büyümüştü. Dün ikinci tahmin açıklanacaktı. Piyasa yüzde 2.1 büyüme bekliyordu. Ama yüzde 1.8 büyüme geldi.  ABD’de büyüme rakamlarına ilişkin olarak üç tane tahmin yayınlanıyor. Birinci tahmin genellikle çok hata içeren ve yüksek bir  olasılıkla da revize edilen bir tahmin oluyor. Üçüncü tahmin ise kesinleşmiş büyüme rakamı olarak kayıtlara giriyor. İkinci tahminin beklentilerden çok düşük gelmesi ise tüketim harcamalarındaki geri çekilme nedeniyle ortaya çıkmış durumda.

Avrupa’ya baktığımızda ise sorunlar yumağı görüyoruz. Orada da büyümeye ilişkin sorunlar var. SOn gelen üretim ve kapasite kullanım oranları, Zew endeksi vs.. hiç iyi değil. Üstelik bir de enflasyon artıyor. Şu an yıllık bazda yüzde 2.8’e ulaşmış bir enflasyon görüyoruz.

Asya’da ise Çin’in hem zorunlu karşılık hem de faiz artırımları oldu. Son gelen veriler Çin’de soğumanın başladığını gösteriyor. Büyüme ve üretim rakamlarında geri çekilmeler var. Ayrıca diğer asya ülkelerinde de faiz artırımları bir süredir devam ettiği için, global düzeyde genel bir üretim geri çekilmesinden bahsedebiliriz.

Bu senaryoya bir de FED’in parasal genişlemeyi durduracağını eklerseniz, sonuçta borsaların genel olarak olumsuza dönmesinin sebebi ortaya çıkar. Bu trendi hemen bugün tersine dönecek bir trend değildir. Yani uzun bir süredir piyasalar bol paraya alışmışlardı. FED tahvil aldıkça sisteme enjekte edilen milyar dolarlar gelişmekte olan ülkelerde getiri arıyordu ama şu an riskiştahı bir nebze zayıflamış durumda. Bunu da gelişmekte olan ülkeler endeksinden görüyoruz.

Türkiye’ye gelince bu sabah JP Morgan Türkiye’nin durumunu ovwerweight (ARTIR)’dan Underweight (AZALT)a düşürdü. Sorunumuz cari açık ve enflasyonmuş. Bizde de seçimden sonra iç talebi sıkılaştırıcı tedbirler beklendiği için, 2011 yılı büyüme tahminleri yüzde 6-7 arasında dolaşıyor.

Bu sabah genel endeks 64.500’e kadar yükselerek açıldıktan sonra,  şu an yaklaşık 1500 puanlık gerileme yaptı ve 63 bin seviyesine geldi. Daha önce 62.500 seviyesinde alım önerdiğimiz kağıtlar vardı. Bunların birçoğu hedef satış fiyatlarına gelmişti. Bu hedeflere gelen kağıtların satıldığını varsayarak, hedefe ulaşmayan kağıtlar varsa, bunları şu anki fiyattan satıp (Stop-lossa gelmese bile) nakitte beklemekte fayda var. Endeks şu an 62.750 seviyesinde bulunuyor. Bu seviyeden itibaren yukarı yönlü bir tepki deneyecektir ama zayıf bir tepki olabilir. Sabahtan bu yana oluşan satış baskısı 62.500’ün de aşağı kırılmasına neden olarak endeksin 58.000-60.000 aralığına kadar gerilemesini sağlayabilir. Bu nedenle bu aşamada alım yapmak riskli görünüyor.

Orta ve uzun vadeli alım yapan yatırımcı ne yapsın?

Kağıdına güveniyorsa bekletebilir. Fakat her kağıdın bir hikayesi vardır. Sağlam bir hikayesi olan veya her yıl yüksek kar dağıttığı için, evladiyelik olarak alınmış bulunan kağıtlar portföylerde tutulabilir. Bu tip kağıtlar sağlam olduğu ve sürekli kâr ettiği için, özellikle endeksteki önemli, düşüşler bu tip kağıtlardan daha çok toplamak için önemli fırsat yaratmaktadır.

Orta ve uzun vadeli evladiyelik kağıtlar hangileri?

Benim bu görüşüme herkes katılmayabilir. Fakat geçmişin istatistiğine bakıp bir süzme yaparsam,

FROTO, TOASO, ADEL, MRDIN, ALKIM, AYGAZ,  kağıtlarını verebilirim. Bu kağıtlardan bazıalrı karlılığına rağmen pahalılar. Örneğin bu kağıtların şu anki fiyatlarından itibaren yüzde 20-30 gerileme olursa alım için çok mükemmel konuma gelirler. Bu tip kağıtları her ay az az almakta ve borsanın çok düştüğü zamanlarda alım miktarını artırmakta fayda vardır. Siz emekli olduğunuzda her yıl kapısına gidip,  ortak olduğunuz için nakit karı alıp cebinize koyabileceğiniz şirketlerdir…

Burada aslında gerçek yatırımcı olmak isteyenlere bir portföy tekniği anlatıyorum. Bunları sınırsız programında anlatmak için 2 saat konuşup hiçbirşey anlatamadan çıkıyorum. Ben programdan keyif almayınca sizler de keyif almıyorsunuz.  Her ay biriktirmek. Yani altın alır gibi hisse sayısı ile ilgilenmek. Kuyumcu mantığı diyorum ben buna… Yani kuyumcular ellerindeki altının parasal değeri ile ilgilenmezler. Kaç kilo ile başladılar ve kaç kilo altınları var bununla ilgilenirler ve altın fiyatlarının artmasından da memnun olmazlar.

SInırsız programında altın yumurtlayan tavuktan bahsettim. sorunun cevabı şuydu,

(1500-100) / (1 + i)^1 + (1500-100)/(1+i)^2+ ……………………………..+(1500-100)/(1+i)^120 + {Tavuğun 10 yıl sonraki fiyatı / (1+i)^120}

Burada “i” harfi ile belirtilen yerin ismi “iskonto oranıdır”. İşte bu oran ne olacak? Asıl kritik nokta budur. Bu oran öyle bir oran olmalı ki, “i” harfinin içinde şunlar olmalı.

RİSKSİZ FAİZ ORANI (yani hiçbirşey yapmasam dolarıma alacağım risksiz AYLIK getiri) süre 10 yıl olduğu için ABD’nin 10 yıllık devlet tahivilin  yıllık faizinin aylığa çevrilmiş hali

+

ALTIN’ın fiyatının değişme RİSKİ (Yani altının aylık dolar bazındaki fiyat hareketlerinin standart sapması)

+

benim ALTERNATİF AYLIK GETİRİM.

Eğer ben şu an Faktöring işi yapıyorsam ve aylık dolar bazında yüzde 1 kazanıyorsam (yıllık bileşik getiri yüzde 12’den fazladır) bu durumda benim alternatif getirimdir. Eğer ben eroin ticareti yapıyorsam aylık dolar bazında yüzde 50 kazanıyorsam “iskonto” oranını yazarken  “i” dediğimiz iskonto oranı yüzde 60’ın üzerine çıkar. Eğer ben gariban bir vatandaş olarak sadece bankanın bana verdiği aylık yüzde 0.20’lik dolar getirisinden başka şekilde değerlendiremiyorsam benim iskonto oranın çok düşük olacaktır.

DOLAYISIYLA herkese göre “i” farklılık gösterir. Bu yüzden tavuğun fiyatı herkese göre değişir. SATAN ile ALANIN arasındaki oluşan fiyat ise, satan ile alanın alternatif getirileridir. SATAN kişinin iskonto oranı yüzde 1 iken ALAN kişinin iskonto oranı yüzde 1 veya altına geliyorsa alım satım gerçekleşecektir.

Buradan hareketle evladiyelik kağıtlar için yapılacak şey şudur. Her yıl istisnasız karının yüzde 80-90’ını dağıtan şirket altın yumurtlayan tavuk durumdadır. Bir tane hisse başına düşen kar payını yukarıdaki formülde (1500-100) yazan yere koyarsanız, ve her yıl aynı kârı dağıtacağını varsayıp, örneğin en azından yüzde 20 ile iskonto ederseniz (bugünkü şartlarda kabaca bir oran olarak verdim ama herkese göre bu oran değişecektir) en sonunda da 10 yıl sonra bu hisseyi kaçtan satabileceğinize ilişkin bir de varsayım yapar ve formülü uygularsanız almak istediğiniz hissenin olması gereken fiyatınıbulursunuz. Eğer çıkan fiyat piyasa fiyatından düşükse, demek ki piyasa gelecekteki karlara fazla güvenemiyor veya sizden daha düşük kar bekliyordur. hemen almak lazım, eğer yüksek ise, demek ki piyasa daha yüksek kar bekliyordur ve hisseyi daha az riskli buluyordur.

Bu konuyu örnekleriyle bir webinar yaparak calıyayında excel’deki hesaplamalar ile sizlere göstereceğim… O zaman kafanıza takılan soruları da sorabilirsiniz…,

ENdekse dönelim…

Endeks şu an 62.500’ü de aşağı kırdı ve devam ediyor. Dolayısıyla 58-60 bin aralığına kadar sürebilecek gerilemeye karşı dikatli olunmalı. Şu an alım yapmak yerine 65 bin yukarı kırılınca alım yapmak daha az risklidir. Kısa vadeli düşünenler için ise, ortam uygun olduğunda ve gerilemenin bittiğini düşündüğümde yine kağıt bazında alım önereceğim…

Bugün başka yorum vermeyeceğim. Sağlıcakla kalınız… WEBINAR saatini ve gününü gelecek haftaki yorumöalrımda bulabilirsiniz…

ÖNEMLİ NOTLAR: Web sitemizin server’larında değişiklik olacağı için önümüzdeki 3-5 gün içinde siteye ulaşmakta zorluk çekebilirsiniz. Bu tür bir durumda eğer www.bilgeyatirimci.com adresi çalışmıyorsa www.bilgeyatirimci.net adresini deneyniz. Ayrıca www.twitter.com/yerdinc65 linkinden benim tweetlerime üye olarak, son gelişmeleri, yorumlarımı ve duyurularımı oradan izleyebilirsiniz.

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir