Hani Piyasalar Bu Sonucu Sevecekti?

İMKB’nin son 4 günlük performansına bakanlar sanki seçimden istikrarsızlık çıktı, yeniden koalisyon dönemlerine dönüldü zanneder. Hadi seçimlerden önceki düşüşler anlaşılabilir gibiydi: Seçim riskini almak istemeyenler hisse senetlerini sattı, dövizini aldı. Ya seçimden sonrasına ne demeli. Madem piyasa AKP’nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde etmesini ama 330’un altına kalarak anayasanın mutabakatla çıkmasını tercih ediyordu, o zaman istediğini aldığı halde neden düştü?

Cevabı biraz karışık. Cevaba geçmeden önce Mayıs ayının ikinci haftasının sonlarında; İMKB 100 Endeksi 66.500 seviyelerindeyken; değişik mecralarda seçimden sonraki ilk haftanın kapanışının (yani bugünün) 59,750 seviyelerinde olacağını tahmin etmiştim. Öncesinde görülürse de tahminin geçerli olduğunu eklemiştim. Dün 59.840 görüldü. Eğer bugün dahaaşağısı görülmezse iddiayı “kaybetmiş” olacağım.

Herkes ya seçiç öncesinde ya da seçim sonrasında bir ralli beklerken benim beklentim bizim piyasalarımızın seçimden çok iç ve dış ekonomik verilerle hareket edeceği yönündeydi. Seçim sonucunun etkisi beklendiği kadar olmayacaktı. Zira seçimden kimse “sürpriz“ beklemiyordu. Yeni hükümetin nasıl olacağı bile açıklanmış, bakan toto bile başlamıştı. Hatta seçim için, EFG İstanbul’dan Hüseyin Kelezoğlu’nun deyimiyle “non event (etkisiz olay)” bir durum bile denebilirdi!

Bu durumda temel ekonomik sorunlarımızın hem seçim öncesinde hem de sonrasında öne çıkması daha akla yakın bir senaryoydu. Bir de üstüne Yunanistan’ın artık zirveye tırmanan sorunları, Haziran sonu itibarıyla Fed’in II. Bedava Para Paketi’nin sonuna yaklaşılıyor olmasının artan tedirginliği ve belki de hepsinden öte her seferinde daha umut kırıcı gelen ABD ekonomisine dair veriler küresel piyasaları artan oranda olumsuz etkiliyordu.

Bu olumsuz havada; belki de gereğinden fazla konuşulur hale gelen; bizim cari açık meselemiz katılımcılar tarafından olumsuz olarak “fiyatlanmaya” başladı. Anayasa meselesinin, ekonominin önüne geçeceği endişesi de hareketi hızlandıran etmenlerden biri oldu!

Sadece IMKB etkilenmedi tabii ki bu hareketten. Dolar/TL kuru (bir kısmı pariteden kaynaklanıyor olsa da) 1.6275’e kadar yükselirken, gösterge bono bileşik faizi de yüzde 9.18’e kadar yükseldi.

Devamı gelecek mi?

Teknik olarak bakıldığında halen daha gidilecek yerler var. Bugün dolar/TL’de 1.6180 seviyesinin üzerinde bir kapanış olur ise 1.6450-1.6570 seviyeleri resmin içine girecek. Ha keza bono bileşik fazilerinde de 9.25 seviyesi ilk hedef. İMKB için aşağıda 2-3 Mart tarihlerinde 58.664 ile 59.428 arasındaki “boşluğa (gap)” kadar devam edebilecek bir hareket yakın zamanda görülebilir.

Ancak son 5 gündür gerileyen piyasaların da bir süre dinlenmesi, toparlanması, düzeltmeler yapması doğaldır. Tıpkı dünün sonunda piyasaların toparlandığı gibi…

Ama asıl sorunlar halen da önümüzde ve piyasaları olumsuz etkilemeye de devam edecektir. Kaldı ki bu sorunların kısa zamanda çözülmesi de mümkün değildir. Ancak yapılması gereke piyasalara önceliğin ekonomiye verileceği mesajının verilmesi gerekli. Üstelik de bu mesajın, cari açık, hızla artan iç talebin kontrol eidlmesine yönelik tedbirlerin hepsinin biraraya getirildiği bir “tedbirler manzumesi” ile birlikte açıklanması gerekir.

Bölük pörçük, birbirinden kopuk atılacak adımların çok da fazla bir fayda sağlaması söz konusu değil.

Ali AĞAOĞLU

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir