Sisler içinde bir dünya ekonomisi

Dış haberler servis yöneticimiz Evrim Küçük derlediği haberde bugün bize bölgelere göre dünya ekonomisinde var olan sorunları ortaya koyup bir gezinti yaptırıyor. Ben, bu gezintinin değerlendirmesinde sisler içinde bir dünya ekonomisi içinde olduğumuz düşüncesine kapıldım. Ama buna karşın revize edilen yüzde 4.3’lük global ekonomik büyüme rakamını da azımsanmayacak bir büyüme olarak gördüm…           Krizden bu  yana dünya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde hep bir “tedirginlik” değerlendirmelerin bir köşesinde eksik olmuyor. Arada,  İrlanda, Yunanistan gibi ülkelerde yaşananlar ise bu tedirginliği ve olumsuz değerlendirmeleri daha da artırıyor. Nouriel Rubini gibi ekonomistler bu dönemlerde ortaya çıkıp, yeni krizlerden söz edip, felaket tellallığı yapıyorlar.

Bu yorumlar hep dünya ekonomisinin “bir diken üzerinde”  olduğu düşüncesini beraberinde getiriyor.

Dış haberler servis yöneticimizin Evrim Küçük’ün “Dünya Ekonomilerinde durumu içeren gezisi” de yine bizim “Sisler içinde bir dünya ekonomisi” dönemini yaşamakta olduğumuzu ortaya koyuyor. Küçük, dünya ekonomisini bölge bölge ele alıp, sorunların altını çizmiş. Dünya ekonomilerinin ortak derdi olarak “açıklar ve enflasyon” ortaya çıkarken, birçok ülkede frene basmanın zorunlu hal aldığı değerlendirilmesi yapılıyor. Bu olumsuz tabloya karşın global ekonomik büyüme tahmininde revizyon çok küçük. Dünya ekonomisi 2011 global büyüme tahmini yüzde 4.4 iken yüzde 4.3’e revize edilmiş durumda. Oysa, bölge bölge dünya ekonomisine baktığımızda her yerin sis içinde olduğunu görüyoruz.

-Euro bölgesi: AB Komisyonunun Parasal İşlerden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Yunanistan sorununun önemi üzerinde dururken,  bunun çözülememesinin yansımaları olabileceği düşüncesini ortaya koyarak, “Avrupa 2. Dünya savaşından bu yana karşılaştığı en önemli krizle yüz yüze” değerlendirmesini yapıyor.  Euro bölgesinde Yunanistan’ın borç ödemede sıkıntıya düşmesinin bütçe açıkları yüksek İrlanda ve Portekiz’e verilen desteklerin gözden geçirilmesine, İspanya, İtalya ve Belçika’nın da borçlanma maliyetlerinin artacağına değiniliyor.

-Çin: 2016 yılında 19 trilyon dolara ulaşacak büyüklüğüyle dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday Çin’in bu yıl bir taraftan yüzde 9.6 gibi yüksek bir büyüme yaşaması bekleniyor. Diğer taraftan Mayıs ayı enflasyonu alınan önlemlere rağmen 34 ayın en yüksek seviyesine yıllık yüzde 5.5’e yükselmiş olması olumsuzluk olarak değerlendiriliyor. Enflasyonun kontrol edilememesinin agresif para politikası sıkılaştırmasına yol açabileceği bunun da sert bir daralmaya yol açabileceği söyleniyor. Çin’de bir başka olumsuzluk oluğun da konut sektöründe yaşanmakta olduğunun altı çiziliyor.

-Hindistan: Hindistan’da da Mayıs ayında yüzde 9.06’ya yükselmesi, üretimin artması ekonomiyi soğutmak için önlemler i gündeme getiriyor. Hindistan Merkez Bankası enflasyonla mücadele amacıyla geçen Mart’tan bu yana 10 kez gösterge faiz artırımına gitmiş son 25 baz puan artışla7.5’a yükseltmiş durumda. Başbakan Singh, enflasyonun ülkenin büyümesine ciddi tehdit olduğunu belirtiyor.

-Amerika: Ekonomisi beklenenden zayıf performans gösteriyor. Bütçe açığı büyüyor.14.3 trilyonluk  borçlanma limiti 2 Ağustos’ta doluyor. Kongreden yeni borçlanma yetkisi alması gerekiyor. Bütçe açıkları ve artan kamu borçları konusunda nasıl önlem alacağı açıklık kazanmadığı için ülkenin AAA olan notu ilk kez sorgulanıyor. 2006 yılında yaşanan konut krizinin yakında yeni sorunlara neden olabileceği de iddia ediliyor.

-Japonya: 11 Mart depremi ve tsunami felaketi ülkenin ekonomisini ve ihracatını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kredi derecelendirme kurumları ülkenin kamu borcunun artması beklentisini ifade ediyorlar.

-Rusya: BRIC ülkesi Rusya büyüme sorunu yaşadığı için grup içersindeki yeri sorgulanmaya başlandı. Medvedev bu yıl yüzde 4.5-5 büyüme hedefi açıklarken, yabancılar bunun gerçekleşemeyeceğini öne sürüyorlar. Rusya ekonomisinin ve vergi gelirlerinin petrol ve doğalgaza bağımlı olduğunu belirtilyorlar.

-Brezilya: Sisli dünya ekonomisi içersinde tek güneş gören alan Brezilya olarak görülüyor. Genişlemeci politikaları geri alıp daha muhafazakar adımlar attığı kabul edilen Brezilya’nın kredi notu Moody’s tarafında BAA3’ten BAA2’ye görünümü de pozitife yükseltildi. Brezilya’nın da enflasyon baskılarına önlem alması öneriliyor.

Evrim Küçük’ün bizim önümüze sergilediği dünya ekonomi değerlendirmesinde bu bilgiler yer alıyor. Büktün bunlara karşın global ekonomi yüzde 4.3  gibi azımsanmayacak bir büyümeyi bu yıl da yakalayacak görülüyor.

Osman AROLAT

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir