Babacan’dan Kriz Uyarısı ve Önlemler

Başbakan yardımcısı Ali Babacan, dün TOBB yönetimini kabulü sırasında, Avrupa’daki son gelişmelerin yaratabileceği krizle ilgili uyarılarda bulunuyor. Türkiye’de kurumları  “en kötü senaryoya hazırlık” konusunda üç ay önce harekete geçirdikleri bilgisini veriyor. Temkinli ve ihtiyatlı bir hareket dönemini önerirken sorunlara sivil toplum ve iş dünyasıyla bir araya gelerek çözüm arayacaklarını açıklıyor. Yeni dönemde izleyecekleri politikanın ana hatlarını da ortaya koyuyor. Bizim bunlara ilavemiz Ekonomik Sosyal Konseyin muntazam toplantılarla işlerlik kazanmasının gerekliliği olabilir.

Devlet Bakanı Ali Babacan dün TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve yönetim kurulunu kabulü sırasında Avrupa ekonomisindeki son gelişmeleri n yarattığı olumsuzluğa dikkat çekip, kötü senaryo konusunda ilgili kamu kurumlarını “En kötü senaryo” için 3 ay önce uyardıklarını, önlemler için kurumların hazırlıklarını yapmış durumda olduklarını söylüyor.

Babacan, bu uyarı ve önlemlere karşılık, “Küresel ekonominin son derece riskli ve sıkıntılı bir dönem geçirmekte olduğunu, bu nedenle bu dönemi Türkiye’nin son derece ihtiyatlı ekonomi politikalarla güven ve istikrar içinde aşabileceğini belirtiyor.

Babacan, sorunun boyutunu ve bizim hemen yanı başımızda ortaya çıkan olumsuzlukları anlatırken şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Hemen yanı başımızdaki Avrupa’da riskler her geçen gün son derece hızlı bir şekilde büyüyor. Umarız ki, Avrupa’da bu sorunlara kısa zamanda kalıca çözümler üretirler. Aksi takdirde dünyada 2008-2009 benzeri başka sıkıntılı bir tabloyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz var. Özellikle İtalya’da son gelişmeler, Yunanistan’daki sorunların bir türlü çözülemiyor oluşu, bizi kaygılandırıyor. Dolayısıymla ekonomi politikalarında son derece dikkatli gitmemiz gereken bir dönemdeyiz.”

Babacan, Avrupa’nın Türkiye’nin en önemli pazarı olduğunun altını çizerek, “Avrupa pazarında meydana gelecek bozulma bizim ihracatımızı olumlu etkileyecektir” uyarısında bulunuyor.

Babacan, Avrupa kendi çözümünü ararken,  yapması gerekeni de, “İş dünyası ve sivil toplumla, sosyal taraflarla yakın bir çalışmayla Türkiye için en iyi kararları alıp, Türkiye ekonomisini daha iyi noktalara taşımak gayreti içinde olmak” diye değerlendirerek, “Ortak akla” verdikleri önemi ortaya koyuyor.

Babacan, önümüzdeki dönemde uygulayacakları politikalarla ilgili odaklanacakları konuları da şöyle açıklıyor:

“Önümüzdeki dönemde hem makro ekonomik politikaları  hem mikro ekonomik politikaları beraber, uyumlu, tutarlı şekilde uygulayacağız. Bir yandan taviz vermediğimiz mali disiplini kesin bir şekilde, kati bir şekilde uygularken, öte yandan para politikalarına da Merkez Bankamızın operasyonel bağımsızlığı çevresinde kararlı tutumumuzu tekrar bu dönemde de devam ettireceğiz. Dalgalı kur rejimi, yine bizim ekonomi programımızın vazgeçilmez unsurlarından birisi olarak aynen devam edecek. Türkiye’de ticaretin ve sermaye hareketlerinin serbest olması yine taviz vermeyeceğimiz diğer konular olacak. Gelecek dönemde yapısal reformlar son derece önemli. Eğitim reformuna da öncelik vereceğiz. İşgücü piyasasıyla ilgili de önemli adımlar atacağız.”

Görüldüğü gibi Babacan bir yandan Avrupa’daki krize dikkat çekerken, kurumları üç ay önceden olumsuz senaryo konusunda uyardıklarını ortaya koyuyor. Bir yandan yeni kararlar alırken iş dünyası ve sivil toplumla birlikte hareket etme kararlarını açıklıyor. Bir yandan da kendi yeni dönem politikalarının ana hatlarını dile getiriyor. Böylece iş dünyasının aktörlerini bir yandan uyarıp, bir yandan bilgilendiriyor. Doğal olarak gelinen bu noktada bir ekonomi yönetiminin bir yandan sektör temsilcileriyle diyaloglarını artırmaları, bir yandan da geçen dönemde iiyi çalışmayan Ekonomik Sosyal Konseyi muntazam çalışır hale getirmeleri gerekir.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir