Kısa Vade İyi Ama Eylül Sonrası Karanlık -Yaşar ERDİNÇ

Geçen hafta oldukça stresliydi. Gündeme bomba gibi düşen olayları özetleyecek olursak,

1. Avrupa borç krizinin İtalya ve İspanyayı da kendi girdabına çekeceği korkusu hakim oldu. İtalyan tahvillerinin ve CDS’lerinin faizleri hızla yükselirken, borsası sert düşüşler yaşadı.

2. Moodys Yunanistan ve Portekiz’den sonra İrlanda’nın notunu da Junk (Çöp, hurda) seviyesine düşürdü.

3. Amerika’da borç limitinin artırılması tartışmaları gergin geçti. FED’in toplantı tutanaklarında ve daha sonra Bernanke’nin kongre’de yaryıllık değerlendirme konuşmasında üçüncü bir parasal genişlemeden bahsetmesi piyasaları rahatlattı.

4. Çin’in ekonomisi 2011’in ikinci çeyreğinde beklentilerden daha hızlı büyüdü. Bu durum emtiaların da yükselmesine sebep oldu ve geçen çarşamba borsaları olumlu etkiledi.

5. Moodys ve Standart&Poors ABD hükümetini, 1917’den beri geçerli olan AAA kredi notunu düşürebileceği uyarısında bulundu. Eğer borç tavanının artırılmasında sorun olur ve politik çekişmeler devam ederse, ABD’nin kredi notu düşebilir. Fakat piyasalar böyle bir sonucu fiyatlamıyor ve asla beklemiyor.

6. ABD’de kâr açıklama dönemi, başladı. Alcoa beklenenden daha yüksek kâr açıklamasına rağmen, diğer faktörler nedeniyle piyasalar sevinemedi.

Bu gelişmelerin net etkisi, piyasalar açısından olumsuz oldu. Önümüzdeki hafta boyunca gündem, ABD’nin borç limitini artırması tartışmaları,   yeni açıklanacak olan veriler ve Avrupa’daki borç krizindeki gelişmeler olacaktır.

Borsalara baktığımızda, artan sadece Çin borsasıydı. Diğer borsaların hepsi değer kaybetti. En çok değer kaybeden borsalar Avrupa ülkeleri borsalarıydı. AB’deki 91 banka stres test sonuçları yayınlandı. Sadece 8 banka bu stres testlerini geçemedi. Sanki  “ayıp olmasın, eğer bütün bankalar stres testini geçerse yine bize kimse inanmaz, bari birkaç banka stres testini geçememiş olsun” modu hakimdi. Stres testini geçemeyen bankaların sermayelerini risksiz seviyeye getirmek için 2.5 milyar euro enjeksiyon yapılması gerekiyor. Bu da önemli bir miktar değil.

geçen hafta ABD’de bir veri çok dikkat çekti. kendini gizlemiş olan bu veri global büyümeye ilişkin umut verebilir. Son iki haftada ABD’de M2 olarak ölçülen para arzı yaklaşık olarak 170 milyar dolar artmış. krizden sonra en çok dikkat çeken artışlardan biri olarak karşımıza çıkıyor.  Görünen o ki, ABD’de bankalar rezervlerinden borç vermeye başlamışlar. Bu da önümüzdeki 3-5 hafta içinde ABD’den harcamalara ve tüketime ilişkin olumlu veriler gelebileceği sinyalini veriyor. Buna bir de Bernanke’nin çıtlattığı üçüncü parasal genişleme (QE3) beklentilerini eklersek, işler yeniden olumluya dönmeye başlayabilir. Gerçi Bernanke daha sonra, böyle bir planları olmadığını ama gerekirse düşünülebileceğini söyledi ama, piyasalar artık ABD ekonomisine ait kötü veri geldikçe QE3 olasılığının arttığını düşünerek olumlu reaksiyon verebilirler. Fakat öncelikle şu borç tavanı işi halledilmeli. Bu konuda eyalet valileri ortak bir mektup hazırlayarak Kongre üyelerine verdiler. Şu an piyasa borç tavanının artırılmamasını hayalinden bile geçirmiyor.

Türk borsası için geçen hafta iyi olan gelişmeler vardı. CITI, Morgan Stanley ve JP morgan, Türkiye için tavsiyelerini yükselttiler. Diğer iyi bir gelişme de bunca hengameye ve dünya borsalarındaki sert düşüşlere rağmen geçen haftayı yüzde 1.5 düşüşle kapatmış olmamızdı. Aslında borsamız son iki haftadır artmaya çok niyetlendi ama dış piyasalardaki sert satışlar bunu hep erteledi.

Bugün piyasalar açıldığında temkinli bir yoklama olacağını düşünüyorum. Endeks için 62.000 seviyesini destek olarak verebiliriz. Bu destek üzerinde yukarı yönlü hareketler oluşmasını ve endeksin yeniden 64 binlere doğru hareket etmesini bekliyorum. Uzun süredir dar bir kanal içinde gidiyoruz. Haftanın ilk üç gününde 63.500 seviyesi tekrar yukarı geçilirse, 65-66 bin aralığına kadar yükseliş olasılığı çok yükselir. Tabi ki yeni bir kriz veya yeni bir Avrupa ülkesi bombasını elimizde bulmazsak.

Dolara bakacak olursak, 1.65’in üzerini gördükten sonra geriledi. Doların 1.65 seviyesini aşmasını beklemiyorum. 1.6250 seviyesine doğru bir geri çekilme görebiliriz. Bu yüzde dolar pozisyonu önermiyorum. Faizlerde aşağı yönlü hareketin devam etmesini ve faizlerin 8.70-8.75 aralığına kadar düşmesini bekleyebiliriz.

ALTIN’ın onzu 1600 dolara yaklaştı ve son 10 günde altın hergün artış yaptı. Bu iyi haber değil. Fakat bu hafta itibariyle yeniden geri çekilmeye başlamasını bekliyorum. TL bazında gramı 82 TL oldu. Uzun vadede altın artmaya devam edecektir. Çünkü dünyada orta ve uzun vadeli perspektif iyi değil. Bu açıdan bakarsak ve son bir aydaki  gelişmelerin hepsini bir potada eritirsek ve altındaki amansız yükselişi de eklersek, dünya sallanıyor. Öncü depremler her gün yokluyor. Kısa vadede güzel günler görebiliriz. Ama önümüzdeki 1-2 yıllık perspektif çok fazla karanlık. Sayın Babacan’ın yaptığı uyarı ciddiye alınmalıdır. Yolun sonu görünüyor… Bu gelişmeler tasarruf edin ve elinizdeki nakdi çarçur etmeyin mesajı veriyor. Portföyünüzde en az 2 yıl vade için, en az yüzde 20 Altın veya Altına dayalı yatırım aracı bulundurmanızı öneriyorum. Dünya ekonomileri, maalesef kendi kıyametlerine doğru hızla yol alıyor… Eylül’den sonraki dönem çok karanlık. Çünkü, Eylül ayından itibaren Avrupa’nın borçlu ülkelerinin çok ama çok yüklü itfaları var…

Şu an İzmir’deyim. Uygun olursam seans içi yorum geçmeye çalışırım. Sağlıcakla kalınız…