Doğru Yere Odaklanmak

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, EMD’nin sohbet toplantısına katılıp bakanlığının yeni yapılanması ve çalışmaları hakkında bilgi verip soruları yanıtladı. Bakanın konuşmasında altını çizdiği iki konu bana göre doğru yere odaklandığını gösteriyordu. Bunlardan biri ülkemizin en önemli zenginliğinin yer üstündeki toplum insan yapımız olduğu saptamasıydı. Diğeri, üretimin ve ekonomik istikrarın vazgeçilmezliğiydi. O nedenle doğru yere odaklanmanın öneminin altını ben de bir kez daha çizmek istedim.

NOT:İsmini ve iletişim bilgisini vermeden eleştiri yapan okuruma yanıt:

Bakanın toplantısından döndüğüm de “isimsiz” bir e-mail ile karşılaştım. Bir Kalkınma Ajansı yetkilisi olduğu izlenimi veren kişi, benim dünkü yazımda Kalkınma Ajansı konusundaki eleştirimin “Kulaktan dolma bilgilere” dayandığını, bir KOBI yöneticisinden duymuşsam haksızlık ettiğimi söylüyordu. Adını ve ulaşım bilgisini vermediği için kendisine buradan yanıt vermek zorunda kaldım. Bakan da benzeri eleştiriler yapıyor. Kalkınma Bakanlığı üç saatlik Ekonomik Kurul toplantısındaki tartışmadan sonra, olumsuzlukları giderici değişiklik çalışmalarına başlamış durumda. İsterseniz bana yaptığınız eleştirilerin benzerini onlara da yapın.

‘İyi bir adım ve başka beklentiler” başlıklı dünkü yazımda Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlığının  OSB’lerde  yatırımcılara “Bedelsiz arsa” tahsisinin iyi bir adım olduğunu belirtip, kalkınma ajansları, Kobi’lerin Kredi Garanti Fonundan yeterince yararlanamamaları, teşvikte 4’lü katagoride illerin itirazları gibi konularda bazı eksikliklerden söz etmiştim.

O nedenle Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin davetiyle dün sabah sohbete katılıp bakanlığının yeni yapısı ve çalışmalarını anlatacak Nihat Ergün’ün toplantısına gittim konuşması öncesi, kahvaltı sırasında yazımda yer alan uyarı ve eleştirileri ona da ilettim. Ergün, Kalkınma Ajansı konusunu  Ekonomik kurulda uzun uzun tartıştıklarını, uygulamada istenen verimin alınamadığı için Kalkınma Bakanlığının sistemde revizyon çalışması yapacaklarını, söyledi. Her yıl bölgelerde bir kent valisinin başkanlığının da bazı yerlerde sorunlar yarattığını kabul etti.  Yeni Teşvik sistemiyle ilgili çalışmaların sürdüğünü, şikayetlerin de gözden geçirildiğini, yıl başına kadar bölgeler sisteminin değişmeyeceği ama yenilenmeye gidileceğini belirtti. Teşvik’te bugünkü uygulamanın 2002 yılı illerin gelişmişlik verilerine göre düzenlenmiş olduğunu, şimdi elde yeni TÜİK verileri bulunduğunu, buna göre değişimlere gidebileceklerini söyledi. Kredi Garanti Fonu uygulamasında çoklu bir yapılaşma olmasının sistemin yeterince iyi işlemesini engellediğini, yeni dönemde yeni önlemlerle bürokratik yapıyı azaltmayı amaçladıklarını daha çok KOBİ’nin sistemden yararlanacağı yolların bulunacağının altını çizdi.

Bakan Ergün sohbet sırasında da hem bakanlığının yeni yapısı, çalışma alanları ile ilgili bilgiler verdi. Hem eleştirilere konu olan TÜBA, Tübitak düzenlemelerindeki tutumlarını anlattı. Hem de çok net ve özel bir şekilde 2023’e hedefler koyan bir ülke olarak “Siyasi istikrarlı ülkelerde ekonomik istikrar istikrarın olması gerektiğini bilerek, Türkiye hedeflerine sanayiyi koyarak ulaşacaktır. Ama sadece üreterek değil, ileri teknolojik ürünleri yüzde 5’ten yüzde 20’ye çıkararak, Ar-Ge payını binde 8’den yüzde 2’ye ulaştırarak bunu yapabileceğimizi bilmeliyiz” değerlendirmesini yaptı.

Ergün, Tübitak’ta teknolojiyi geliştirmek ve sanayinin hizmetine daha çok sunmak için yeni düzenlemelere gitme kararında olduklarını TÜBA’da ise temel bilimlerdeki araştırmaları gerçekleştirmeye dönük düzenleme yapma kararında olduklarını söyledi. Üye seçiminde tek kriterin ideolojik yaklaşımlar, sağcı solcu nitelemeleri değil, sadece ve sadece ölçülebilir uluslar arası başarı olacağını açıkladı. Tübitak ve TÜBA’da özgürlük esaslı bir ortamı amaçladıklarını ifade etti. YÖK, Hükümet ve TÜBA’dan üçte bir kontenjanlarında da kriterin bu bilimsel ölçüte dayanacağını söyledi. Ayrıca her yıl yurt dışındaki bilim adamlarını davet ederek onlarla toplantılar yapacaklarını, bazı projelerine de destek vereceklerini açıkladı.

Türkiye’nin zenginliğinin yer altında değil, yer üstünde toplum içinde, insanımızda olduğunu unutmadan birlikte, kimseyi dışlamadan üretime katkılarını sağlayacak çalışmalar yapmamız gerektiğini ifade etti. Zorlukları aşmada bunun önemini belirtti.

Suriye , İsrail ilişkilerinden teşviklere, yerli otomobil üretiminden yarı zamanlı çalışma ve kıdem tazminatına çeşitli konularda kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi.

Ergün’ün sohbetinde “Üretimi esas alan bir ülke olma gereği” ve “bunun için en büyük değerimizin insanımız olduğunu unutmadan, dışlayıcı değil birleştirici politikalar üretmekten geçtiğini” israrla söylemesi   “doğru yere odaklandığını” gösteriyor.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir