Bankacılık Sektörümüzün Küreselleşen Yüzü

Bankacılık sektörümüz son 20 yılda bir yandan ülkemiz bankacılığında yüzde 4’ler seviyesinde olan yabancı sermaye payının yüzde 40’lara yükselmesini yaşadı.  Bir yandan da bizim bankalarımız aynı dönemde 18 ülkede 40 banka kurup, satın alarak 550 şube ve 10 bin personellik bir büyüklüğe ulaştılar. Bu gelişmeler bankacılık sektörümüzün küreselleşen yüzünü gösteriyor.

Bankacılık sektörümüzde son 20 yılda bir yandan, yurt içindeki bankalarımızda yabancı ortaklıkların, yabancı sahipliklerin arttığı bir döneme tanık olduk. Bir yandan da aynı dönemde yerli bankalarımız da Romanya, Rusya Hollanda gibi ülkeler başta olmak üzere 18 ülkede banka satın alıp veya kurup şube ağlarını geliştirdiler. Ayrıca, 2001 sonrası yapılarını sağlamlaştıran bankalarımız tahvil ihraçları ve sendikasyonlarla her yıl daha fazla uluslar arası kaynak sağlayıp Türkiye’ye getirme başarısını gösteriyorlar.

Bütün bunlar Bankacılık sektörümüzün son 20 yılda değişen ve küreselleşen bir yüze sahip olmaya başladığını gösteriyor…

Arkadaşımız İbrahim Ekinci’nin araştırma haberinden Türk bankalarının yurt dışında kurarak veya satın alarak 40  bankaya sahip olduklarını,  550 şube ve 10 bin personelle hizmet verdiklerini ve önemli bir aktif büyüklüğüne ulaştıklarını ve son yıllarda hızlı bir büyüme elde ettiklerini gösteriyor. Büyümelerinin sürdüğünü görüyoruz.

Son 20 yılda Türkiye’den banka satın alan veya yerli bankalarla ortaklık kuran yabancı bankaların sayılarında da önemli artış oldu. Bir yandan bazı küçük bankaları satın alarak Türkiye’ye giren bankalar olduğu gibi, bir yandan da yaygın şubeli bazı büyük bankalarımızla ortaklığa giren yabancı bankalar oldu. Bunun sonucunda Türk Bankacılık sektöründe 20 yıl önce yüzde 4’ler seviyesinde olan yabancı sermaye payı, günümüzde yüzde 40’lar seviyesine yükseldi.

Yabancı ülkelerde bankacılık faaliyeti yapan bankalarımız şube ağlarını geliştirirken, ülke içinde geliştirdikleri tüketici kredileri ve kredi kartı uygulamalarından da yararlandılar. Bunun sonucunda Rusya, Ukrayna, Romanya ve Arnavutluk gibi ülkelerde bazı bankalarımız şube ağı, tüketici kredisi ve kredi kartı alanlarında ilk sıralarda yer almayı başardılar.

Bankacılık sektörümüzün büyüme talebi yurt içersinde belli bir seviyeyi zorlamaya başlarken, onları son yıllarda yurt dışına açılmaya zorladı. Modern bankacılık bilgileri ve bir bölümünü yurt içersinde geliştirdikleri modern bankacılık araçlarını, yurt dışında satın aldıkları bankalarda uygulamaya koyan bankalarımız, bunun sonucunda girdikleri ülkelerde çok hızlı şubeleşme ve büyüme imkanı elde ettiler. Sanırım önümüzdeki dönemde de Türk Bankacılık sektörü yeni ülkelerde yeni satın almalar ile büyümelerini hızla sürdürmeye devam edeceklerdir. Bunda ülkemiz düşük tasarrufunun olumsuz etkisi de rol oynamaktadır. Bankalarımız yurt içi imkanlara, yurt dışı imkanları da katarak daha geniş bir coğrafyada, daha geniş hizmet ağıyla yollarına devam ederek büyümelerini sürdürme kararı içersinde olacaklardır.

NOT: Dün gazetemizde yayınlanan iş güvenliği ve iş salığı konusundaki haber ve benim yorumumu okuyan bir işadamı dostumdan bir e-mail aldım birlikte okuyalım:

“İş güvenliği ve iş sağlığı ile ilgili detaylı bilgi paylaşmak gerekiyor. Ama işyeri hekimi bulma maliyetleri kimsenin umurunda değil gibi, Sağlık bakanlığı ‘doktor yok’ diyor, Çalışma bakanlığı ‘doktor bul’ diyor.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir