Haftaya Başlarken Piyasalarda İzlenmesi Gereken Önemli Başıklar

Geçen haftanın en önemli konuları, FED tutanakları, ABD’deki tarım dışı istihdam (TDİ) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) Ocak ayı içinde yapacağı toplantıda öne çıkabilecek konuların tartışılıyor olmasıydı. 

Çarşamba akşamı FED toplantı tutanakları açıklandı. Görünen o ki; faiz artırımı 2015 yılı içinde gelecek ve büyük olasılıkla da Haziran ayındaki toplantıda bunu göreceğimizi düşünüyorum. Toplantı tutanaklarında gördük ki; faiz artırım sinyalinin nasıl verilmesi gerektiği de tartışılmış. Yani FED bir yandan fincancı katırlarını ürkütmeyelim ama bir yandan da ufak ufak bu faiz artırımlarına başlayalım diyor.  Geçen hafta genellikle döviz kurları stres altındaydı ve dolar endeksi 92 seviyelerinin üzerine çıktı. Bunun en önemli sebebi de toplantı tutanaklarından gelecek sinyal ve ABD’de sürekli iyi giden TDİ verilerinin çok iyi gelmesi korkusuydu. TDİ verileri  ABD ekonomisindeki yükselişin devam ettiğine işaret ederek Fed’in faiz artırım sürecine artırılması yönünde destek verdi. Burada bir noktayı vurgulamak gerekiyor; işsizlik düşüyor ama enflasyon da pek başını yukarı kaldırmıyor. Ücretler ise yerinde sayıyor ve hatta bir miktar gerilemiş bile. Bu nedenle FED’in aceleci davranmayacağını varsayabiliriz. Fakat 28-29 Ocak’ta yapılacak FED toplantısı sonrasında yapılacak açıklamanın içinde artık “Sabır” kelimesi var mı yok mu buna bakacağız. Eğer bu kelime çıkartılırsa stres unsuru olabilir.

Geçen hafta içinde Euro-Dolar paritesi çok sert geri çekilmeler yaptı ve 1.1750 seviyeleri görüldü. AMB’nın en büyük derdi, büyümenin bir türlü toparlanamamasıdır. Adamlar herşeyi yaptılar fakat ekonomiler ya daralıyor ya da yerinde sayıyor. Bu nedenle piyasalar bu 22 Ocak’taki toplantıda ek parasal   genişlemeye gitmesini bekliyorlar. Devlet tahvili alımının nasıl yapılacağı belli değil ama bir şekilde AB ülkelerinin Merkez Bankaları’nın da bu riski paylaşacağı bir plan olabileceği konuşuluyor.

Dışarıda genellikle hava pek iyi değilken, bizim piyasalarda ise adeta bahar havası vardı. Aralık ayı TÜFE verisi eksi 0.44 gelince piyasalar canlandı. Ardından, FED tutanaklarının stresinin bitmesi ve petrol fiyatlarındaki sert gerileme ile birlikte  Dolar/TL kuru 2.2850 seviyelerine kadar düşerken, BIST 100 endeksi haftayı yüzde 2.56 yükselişle kapadı. Cuma günü en yüksek 88.326 seviyesi görüldü ve kapanış 87.648 seviyesinden oldu. Dolardaki gerileme, borsadaki yükseliş ile birlikte faizlerde de hızlı geri çekilmeler oldu. Gösterge kağıdın faizi bir ara 7.38 seviyesine düştükten sonra, 7.44 seviyesinden kapanırken, 10 yıllık devlet tahvili faizi de uzun süredir ilk defa 7.40 seviyesini gördü.

Gelecek hafta hangi veriler öne çıkıyor?

İçeride Kasım ayında cari işlemler açığının ne olduğunu öğreneceğiz. Ayrıca Ekim ayı işsizlik verileri ve Aralık ayına ait bütçe dengeleri açıklanacak. Bu verilerin piyasa üzerinde önemli etkiler yaratmasını beklemiyorum. Sadece cari açık verisi önemli olabilir ama beklentilerden önemli bir sapma olursa etki yaratır.

Dışarıda ise birçok FED başkanı konuşacak. Pazartesi günü Dennis Lockhart, Salı günü Charles Plosser ve Narayana Kocherlakota konuşuyor olacak. Bu konuşmalar piyasalar tarafından dikkatle izlenecektir. Piyasalar, tabi ki “faiz ne zaman artmaya başlayacak” sinyali almaya çalışacaktır. ABD’den çarşambaya kadar önemli bir veri yok. Çarşamba günü ise Perakende satışlar ve Bej Kitap önemli olacaktır.  Perşembe günü işsizlik başvuruları ve ÜFE verileri var. Cuma günü ise TÜFE ve Sanayi üretim verileri piyasaları etkileyebilecek güçte veriler olarak karşımıza çıkıyor.

Borsa İstanbul son dört haftadır yükseliyor. Bunun en önemli sebebi de, petrol fiyatlarındaki sert düşüşlerdir. Şunu belirtmeliyiz ki, petrol fiyatlarında oluşacak yüzde 4-5 civarında bir yükseliş, borsaya sert satışlar getirir. Bu yüzden borsa yatırımcıları bir yandan da petrol fiyatlarını izlemeye devam etmeliler. Fakat şunu da belirteyim ki; petrol fiyatlarının 45 ile 60 dolar arasında dalgalanacağını söyleyen uzmanlar çoğaldı. Gerçekten de petrol bu aralıkta kalırsa Türkiye için bulunmaz bir hikaye oluyor.

Borsa cephesinde ara sıra seans içinde gelen sert satışlar yatırımcıda stres yarattı. Özellikle Cuma günü Avrupa borsalarının düşüşe geçmesi ve ABD endekslerinin düşüşle açılması,  bizim borsayı da biraz geriletse de, düşen petrol fiyatları, düşen cari açık ve enflasyondaki düşüş beklentisi borsanın diğer ülkeleri açık ara geride bırakmasının başlıca sebepleri olarak karşımıza çıkıyor. Bu hafta BIST-100 endeksi için önemli destek seviyesi, 84.850 olarak karşımıza çıkıyor. Çok beklenmedik olumsuzluklar olmazsa bu seviyenin aşağı kırılmasını beklemiyorum.

Piyasamızın Avrupa Merkez Bankası toplantısına kadar (22 Ocak) çok sorun yaşayacağını düşünmüyorum. Bu süreye kadar AMB’nın da devlet tahvili alımına başlayabileceği beklentileri nedeniyle piyasa bu beklentiyi kullanacaktır.  Fakat bundan sonrası biraz karanlık ve belirsiz. Çünkü bizim piyasamızın pozitif ayrışmasına neden olan olay en başta petrol fiyatlarıydı. Yani petrol fiyatlarındaki sert düşüşün nemalarını yiyoruz.  Elbette ki petrol sürekli düşmeye devam etmeyecek. Şu an artık hem teknik hem de temel olarak, petrol fiyatlarının öncekiler gibi sert düşüşler yapması olasılığı çok az. Bu yüzden petrol fiyatlarının düşmesi, cari açığı düşürür ve enflasyonu düşürür hikayesinin sonuna geliniyor. Bir bakıma bu beklentilerin tamamı fiyatların içinde artık fazlasıyla var. Dolayısıyla yükselişin daha da güçlü devam etmesi için başka hikaye lazım. Bu da, derecelendirme kuruluşlarının not artırması olur ki; kısa vadede notumuzda değişiklik yapacaklarını hiç zannetmiyorum. Bu etkilerin (petrol fiyatlarının düşmesinin cari açık ve enflasyon üzerindeki etkisinin) sonuçlarını görmek isteyeceklerdir. Ayrıca 28-29 Ocak’ta FED toplantısı var ve bu toplantı öncesinde piyasaların sinirleri yine gergin olabilir.  Öte yandan şu da bilinmeli ki Ocak etkisi diye bir etki yaşıyoruz ve Ocak ayında artışlar olduktan sonra Şubat genellikle iyi değildir. Bu nedenle 20-25 Ocak tarihlerinden sonra borsada yükselişin sınırlanacağını ya da 20-25 Ocak’a kadar göreceğimiz en yüksek seviyeyi görüp sonra aşağı yönlü bir harekete başlanacağını düşünüyorum. Ama unutmayınız ki kağıt bazında hareketler BIST-100’den ayrışabilir.

Geçen cuma günü seans sonuna doğru satış baskısı vardı ve bu hafta da düşüşün devam edeceği beklentisi biraz daha fazlaydı. Hafta sonu yaptığım eğitimde de, katılımcılar endeksin bir miktar geri çekilebileceğini düşünüyordu. Endeks bu sabah 400 puan artışla  88.100 seviyesinden açıldı ve şu sıralar 88 bin üzerinde bulunuyor. Bugün  günlük destek 87.200 seviyesinde bulunuyor ama endeksin daha önce gördüğü 88.250 seviyesini kırmayı zorlayacağını düşünüyorum.  Hisse pozisyonları korunmalı. 87 bin altında kapanış olmadığı sürece stop yapmaya ya da satmaya gerek yok. Bu aşamada beklenmedik olumsuz habere karşı, herkes B planını belirlemeli. Yeri gelir veya önemli bir gelişme olursa twitterdan mesaj geçerim gerekirse seans içi yorum veririm. Bol kazançlı bir hafta olması dileğiyle…

“Haftaya Başlarken Piyasalarda İzlenmesi Gereken Önemli Başıklar” ile ilgili 1 yorum

  1. Merhaba yaşar abi. Biliyorum büyük bir eksiklik fakat nedense para politikaları pek ilgimi çekmediğinden dolayı bazı açıklamaları veya toplantıları ekonomik açıdan yorumlayamıyorum. Vakti zamanında babam sizin için yazılarınızı takip etmemi önermişti, sizi tanımam da bundan ötürü. Sorun şu ki benim subat ayının ilk haftasında yapacağım bir iş için 8 bin TL eksigim vardı. Varlıklı bir aile dostumdan ricada bulundum ve 3000 euro gönderdi bana. Elimi attığım dal kuruyacak ya abi işte o nedenledir ki euro düşüşe geçti. Şimdi ben bu parayı bozayım mı yoksa şubat ayının ilk haftasına kadar bekliyeyim mi bilemedim. Bu bağlamda bir görüş belirtirseniz çok sevinirim. Şimdiden çok teşekkürler abim.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir