Çetin Ünsalan – Kurulmuş saat

Hafta başındaki yazımda sormuştum: Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Sanırım ufak ufak iktidarın niyeti de belirginleşmeye başladı. Korkarım, ekonomik olarak sıkıntıya gireceği kesin olan ülkede, sistematik bir buhran yaratıp, bunu da Merkez Bankası’na fatura etmeye çalışan bir zihniyet ile karşı karşıyayız.

 

Yanılmış olmayı çok isterim; ama bu sefer de ekonomik cehalet alternatifi geriye kalıyor. Aslında bu yaklaşım, bir ekonomik sıkıntıdan bile daha ürkütücü… Anımsayacaksınız Merkez Bankası birkaç ay önce enflasyon baskısının devam edeceğini belirten açıklamalar yapıyordu.

 

Sonra petrol fiyatlarının ardına sığınıp, bunu gerekçe göstererek aslen yine palavra olan bir başarı hikâyesi yazmayı zorlayan iktidar karşımıza dikildi. Oysa ekonomilerde hiçbir değer tek başına mucize ya da felaket yaratmaz.

 

Fakat o tarihten itibaren Merkez Bankası’nın üzerindeki ‘faiz düşür’ baskısı yoğunlaşarak arttı. Olay ekonomik bir hal olmaktan çıkıp, tamamen siyasi bir kimliğe büründü. Nitekim faiz konusunda tavrını koruyan Merkez, baskılara dayanamayarak 4 Şubat’ta enflasyon rakamına paralel olağanüstü bir toplantı yapabileceğini açıklamak durumunda kaldı.

 

Ardından enflasyon rakamı açıklandı; toplantının ve doğal olarak kararın 24 Şubat’a kaldığı duyuruldu. İşte bunun ardından kurulmuş saat gibi herkes konuşmaya başladı. Yiğit Bulut’tan Başbakan Davutoğlu’na, Maliye Bakanı Şimşek’ten Ekonomi Bakanı Zeybekçi’ye kadar…

 

Şimşek, TÜİK’in açıkladığı verileri tekrarladı. Diğerleri ise koro halinde ‘faizleri düşür’ temposu tuttular. Sanki her biri hazır bu açıklamayı yapmayı bekliyormuşçasına… Oysa dolar Merkez’in bu açıklamasının ardından gevşedi. Verdiği mesaj ise çok netti: Bizimle oynamayın.

 

Peki bu bir mücadele ise durum ne? Onun yanıtını da Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz verdi: “Faiz politikasına yönelik eleştiriler fayda getirmez. Merkez Bankası’nın gücü abartılıyor.” Türkçesi, savaşacak cephane yok.

 

Kim neyin lobisi ayrı bir tartışma konusu… Ama şu bir gerçek ki olay iktisat biliminin sınırlarından çıktı. Açıklanan enflasyon tam bir komedi… Tabir yerindeyse bu kurulu saate konuşması için ayarlanmış bir alarm gibi.

 

Tam bir çakma enflasyon. Fakat o çakma haliyle bile, açıklanan yıllık değerlerle, gıda fiyatları arasındaki artışın farkının yüzde 50 olduğunu kimse konuşmuyor. Kısacası enflasyon, birileri baskı yapabilsin diye kurgulanmış. Makyajı her yerinden akıyor.

 

Çakma enflasyon açıklandığı gün pompa zamlanmadı mı? Gidelim geriye… Fahiş elektrik ve su bedellerine yapılan zammı hangi kritere yerleştirdiniz? Ulaşımda hortumlanan cebimizin yansıması nerede?

 

Fakat dönersen büyük tartışmaya… Kim, neyin lobisi? Bir tarafta kumar ekonomisinin aktörleri, diğer tarafta seçim hesabı yapan siyaset…

 

Her kur hareketinin üretim sektörüne, ihracatçıya verdiği hasar ise kimsenin umurunda değil. Günlük dalgalanma, en yüksek veya düşük kurdan bile daha çok tahribat yaratır. Herkes kendi çıkarına bakıyor. Kumar ekonomisinin aktörleri de, iktidar da…

 

Şimdi lobi tartışması yapanlar, suçu başkasına atacak ortam yaratmaya çalışıyorlar. Ama iş o kadar ucuz değil. Kumar ekonomisinin aktörlerine bu ülkeyi mahkûm eden de, ekonomiyi açmazlar içinde hareket edemez hale getiren de, kısa vadeli oy hesabı için ülkeyi yakan da bu iktidarın ta kendisidir.

 

Memlekette böyle bir duygu kaldıysa, bu utanç size yeter. Vatandaş olarak bizim payımıza düşen ise, yine aymazlığın faturasını ödemek olacak.

 

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir