Fiyat grafiklerine bakarak vereceğiniz alım ya da satım kararları yatırım değil, sadece duygularınızı bastırmak kendinizi rahatlatmak için verilmiş irrasyonel kararlardır. Bu yüzden de, bir strateji geliştirmeli ve bu stratejiden ödün vermemelisiniz. En kötü strateji bile, gün içinde fiyatlara bakarak yapılan alım satımlardan daha iyi sonuç verecektir.
Bazıları bana bu konuda cevap vererek, ben piyasalarda işlem yapıyorum hergün grafiklere bakarak karar veriyorum ve kazanıyorum diyor. Burda önemli olan nokta grafiklere baksanız dahi stratejinizin olmasıdır. Kazananların zaten farkında olmasalar bile stratejileir oturmuştur. Ama bu strateji borsada en azından 6-7 yıl dayak yedikten sonra olur. Mutlaka stratejik bakmak gerekiyor. Örneğin ABD’de RSI kulübü kurulmuş ve bu yatırımcılar karar vermek için sadece RSI göstergesine bakıyor ve başka da bir şeye bakmıyorlar. Çünkü bütün göstergeler üç aşağı beş yukarı aynı malzeme ile hazırlanıyor (açılış fiyatı, kapanış fiyatı, en yüksek, en düşük ve işlem miktarı). Dolayısıyla YALIN olmanız ve stratejinizi basit kurmanız gerekiyor.
Eğer bir yatırımcı bir strateji belirler ve bunu geçmişe yönelik olarak test ettiğinde al-sat işlemlerinin en azından yüzde 60-70’inde artı getiri sağlıyorsa, başka birşey yapmasına gerek yok. Bu stratejiyi izlemelidir. Ama İZLEYEMEZ… Çünkü beyninde önemli bir düşman yatıyor ve onu yanıltmak için gizlenmiş bekliyordur. Buna KÜÇÜK SAYILAR YASASI diyoruz. Beyin son bir iki olayı geneller. Örneğin siz son iki üç yazımı okudunuz ve düşecek dedim ve borsa düştü. Bekleyin dedim, beklediniz ve sonrasında “iyi ki beklemişim” dediniz. Şimdi ise alım yapılabilir diyorum. Beyniniz son iki yorumumu genelledi. Halbuki benim istatistiklerimi kendim tutuyorum ve ortalama olarak yüzde 30 civarında yanılma payım var. Yani şimdi borsa yukarı gidebilir demişsem yüzde 30 düşme olasılığı bulunuyor. Şimdi borsa düşse ve 83.250’yi aşağı kırsa “Bu adam da birşey bilmiyor” şeklinde beyin genelleme yapacaktır. Ya da endeks 86.500’e kadar giderse sizler hak ettiğimden fazla önem atfedeceksiniz.
DOlayısıyla kendiniz bir yöntem geliştirip, bir şekilde arka arkaya iki defa para kazanırsanız bu stratejiye ölümüne inanırsınız, ta ki “nasıl olsa bu strateji para kazandırıyor” diyerek kendinizin ve akrabayı tarükatın bütün parasını borsaya sokup büyük bir zarara uğrayana kadar. Büyük zarar sizi paralize eder ve stratejiniz başarısız olmuştur. Dolayısıyla yeni yollar aramak istersiniz. Küçük sayılar yasası size silleli bir tokat atmıştır. Halbuki iki defa kazanınca, üçüncüsünde çok yüksek risk almasanız stratejinizi devam ettirebilirdiniz. Daha çok kazanma hırsı ile küçük sayılar yasası iki şeytan kardeştir. Yani ilk defasında bin lira ile başladığınız stratejiyi belki de 15-20 tane alım satımda bin lira olarak devam ettirseydiniz azar azar ama istikrarlı para kazanacaktınız. Ne yaptınız. İki defa kazanınca “küçük sayılar yasası” beyninize “DAHA ÇOK KAZAAAAAN” diye mesaj gönderdi. O sırada uyuyan HIRS uyandı ve birlikte sizi çukura attılar.
Yatırımcı ve Teknik analiz sorgulanıyor isimli kitabımda “Bilge olmak isteyen Çocuk” bölümünü okuyunuz (kitabımı buradan indirebilirsiniz). Burada önemli olan konu azar azar kazanmak ama istikrarlı olmaktır. Fakat her yatırımcı borsa yükselirken borsaya girer. İlk birkaç işlemde para kazanır. Riski artırır ve büyük bir darbe yer. Sonra da artık SABIRSIZ biridir ve bir an önce kaybettiği parayı çıkarmalıdır. İşte bu aşamada mucize formülü arar. Öyle bir formül yoktur. Bizler de eğitimlerde stratejileri test ettirip en azından yüzde 65-70 civarında başarılı olduğunu gösterdiğimizde, bunu uygulayacağım diye söz verirler ama iki defa arka arkaya kayıp yaşadıklarında tekrar yeni yollar denerler…
Yatırım duyguları yönetme değil, parayı yönetme işidir. Eğer rahatlamak için alıp satıyorsanız sürekli zarar etmeye devam edeceksiniz.
Sevgiyle kalın, paranız sağlığınızı bozmasın..
Hocam sizin yazılarınızı okumaktan inanın büyük zevk alıyorum.Harikasınız.