Piyasalarda Belirsizlik Havası Son Bulacak mı?

Geçen hafta piyasalarımızı etkileyen önemli olaylara kısaca bakalım ve ardınd ve genel bir değerlendirme verelim. 

  1. FED toplantısı sonucu kısa süreliğine olumlu bir süreç yaşandı ama uzun soluklu olmadı.
  2. Suudi Arabistan konusu ve Yemen’e asker göndermesi piyasalarda kalıcı kötüleşme yaratmasa da risk iştahında azalma gördük.
  3. Özellikle sayın Cumhurbaşkanı’nın İran’a yönelik eleştirileri önemliydi. Rusya ve İran birlikte hareket ederken, Türkiye, ABD ve Arabistan aynı yönde mesajlar veriyor. Uluslararası siyaset ortamı yeniden gerginleşebilir.
  4. Yunanistan bilmecesi devam ediyor ve bugün Yunanistan’ın bir reform programı sunması bekleniyor.
  5. Euro/dolar paritesi geçen hafta güçlü bir seyir gösterdi, fakat bu güçlü durumunu koruması olasılığı yüksek değil. İlerideki günlerde paritede yeniden aşağı yönlü hareketler oluşabilir.
  6. Tüketici güven endeksi, Mart’ta 64.39 ile 6 yılın en düşük seviyesine gerilerken Kapasite kullanım oranları da bir önceki aya göre 0.4 puan azaldı ve 72.4 seviyesine geriledi.
  7. Geçen haftanın önemli gelişmelerden biri de FITCH’in Türkiye’nin kredi notunu teyit etmesiydi. Basında bu konu çok ayrıntılı yorumlandığı ve analiz edildiği için ayrıntısına girmeyeceğim. Fakat kısaca belirtmek gerekirse, rapor olumluydu. FITCH Piyasalar üzerinde ilk anda olumlu etki yaratsa da, bundan sonraki günlerde Moodys’ten gelen bankacılık sektörü yorumları ve bankaları negatif izlemeye alması piyasalar üzerinde negatif etki yarattı. Moody’s, doların değer kazanması nedeniyle dış finansmana ihtiyaç duyan Türkiye ve benzer gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin borç geri ödemelerinin daha maliyetli hale geldiğini belirtti. Moodys Türk bankacılık sektörünün sorunlu kredilerinde artış bekliyor. Rapora göre sorunlu kredilerin yüzde 3-4 aralığına ulaşması bekleniyor.

Gelelim piyasalara. Şu an herkesin gözü yine Dolar/TL kurunda. Dolar/TL kuru, ABD Merkez Bankası FED’in açıklamaları sonrasında 2.54 seviyelerine kadar geriledi. Önceki haftalarda 2.65’e yakın seviyeleri gördüğünü düşünürsek, bu gerileme istatistiksel olarak da anlamlı bir gerilemeydi. Kurdaki volatilite hala devam ediyor. En çok sorulan sorulardan biri de doların 3 lira olup olmayacağı. Ne zaman sokakta beni tanıyan biri görsem, yolumu kesip “dolar ne olacak?” diye soruyor. Şunu hemen belirteyim ki, aklımda bir hedef var, fakat bunu açıkça ilan etmek istemiyorum. Normalde, hiç kimse bir fiyatın ilerideki bir vadede ne olacağını bilemez. Sadece belirli varsayımlar ortaya koyarsınız ve bu varsayımlar geçerli olursa, belirttiğiniz yönde hareket olur.  Ama varsayımlarınızın gerçekleşmesi olasılığı az ise veya gerçekçi varsayımlar değilse bu konuda vereceğiniz tahminler çok yanıltıcı olabilir. Eğer biri size dolar 2.75 TL olacak diyorsa, ona varsayımlarının neler olduğunu sorun. Eğer varsayım söylemiyorsa atıyordur.  Varsayımlarını söylediğinde bu varsayımlar size inandırıcı gelmiyorsa, bildiğinizi yapın. Eğer varsayımlar inandırıcı ve gerçekçi ise bile, verilen hedefleri en az yüzde 20 iskonto edin. Örneğin dolar şu an 2.60 ise ve 2.75’ten bahsediliyorsa 15 kuruş artacak demektir. 15 kuruşun yüzde 20’si 3 kuruş olduğu için verilen 2.75 hedefine 3 kuruşu ekleyin ve çıkarın. Böylece 2.72-22.73 bandını bulursunuz.

Doların ne olabileceği konusunda bir fikrim olduğunu belirttim. Fakat buna ait varsayımlarımı verdiğimde, çok iyi anlaşılacağını zannetmiyorum. Varsayımlar üzerinde herkes abuk subuk yorumlar yapacaktır. İnsanların bakış açısı o kadar daralmış ki, at gözlüğünden bile değil, anahtar deliğinden bakıyorlar. Dolar artacak deseniz,  işine gelmeyenler anında saldırmaya başladıkları gibi, düşecek deseniz de aynı saldırıya maruz kalıyorsunuz. Bu ülkenin artık sadece bir tane gündemi var. Ak Parti karşıtı mısın değil misin? Beyaz ya da siyah olmanız gerekiyor. Kimseyi gri olduğunuza inandıramazsınız. Grilik objektifliği beraberinde getirir. Türk filmlerinde en çok eleştirdiğim nokta, karakterlerin ya iyi ya da kötü olmasıydı. Kötü hep kötü, iyi hep iyi olurdu. Halbuki gerçek hayatta çok iyi dediğiniz birinin çıkarına dokunduğunuz anda görün bakın neler oluyor?

İnsan çok nankördür. Bunu ben değil Allah(cc) yüce kitabında söylüyor.

“O kahrolası insan, ne nankör şey.” (Abese Suresi 17. ayet)

İngiltere’ye yüksek lisans ve doktora’ya gittiğimde, Üniversitedeki öğrenci kulüpleri içinde muslim society’nin (müslüman birliği) Jewish Society (Yahudi birliği) toplantısına katılıp soru sorarak tartıştıklarına şahit olmuştum. Herkes fikirlerini savunuyor ama kimse kimseyle kavga etmiyordu. Gözlerime inanamamıştım. Toplum olarak öyle bir hale geldik ki; “seçim var ve ekonomi yönetimi büyük olasılıkla değişecek. Yeni yönetimin büyüme odaklı politikalar izleyerek faizleri hızlı düşürmesi doları 3 TL’ye çıkartabilir” dediğiniz anda “Siyaset yapma kendi işini yap” mesajını alıyorsunuz ve “ülkenin büyümesini istemeyen, faiz lobicisi bir paralel” olarak ilan ediliyorsunuz. Şu an kutuplaşma o derece arttı ki, herkes herkesin kendi gözlüğünden bakmasını istiyor ve görüşlerin tartışılması ortamı bitti. Herkesin kendi doğrusu kesin doğrular olup, “acaba bu adam da doğru söylüyor olabilir mi?” diye düşünmek aklının ucundan geçmiyor.  Fikirlere ve düşüncelere tahammül kalmadı. Bu tür bir ortamda piyasa ya da ekonomik analiz ne kadar sağlıklı olabilir ki?

Aslında ben bir dereceye kadar şanslıyım. Bugüne kadar benden ders almış yaklaşık 8-9 bin kişi var (1995’den bu yana). Beni yakından tanıyanlar, ne görürsem onu yazdığımı bilirler. “Ben şöyle yazayım da insanlar da şöyle düşünsün” gibi empoze etmeye çalıştığım konu olmamıştır. Bunu bilen okuyucularım gerçekten de yazdıklarımı beğenmeseler ve kendi fikirlerine ters düşse bile, fikrime katılmadıklarını beyan ederler ama itham etmezler. Yani “sen şu gizli amaçla böyle yazıyorsun” demezler. Çünkü bilirler ki kimseyi bir yere yönlendirmek için yazmam. İnandığımı yazarım.Sonucu doğru ya da yanlış çıkabilir ama sadece o an ne düşünüyorsam onu yazarım. Bir arkadaşım beni arayıp bir konuda soru sorduğunda ona ne söylüyorsam, Televizyonda aynı konuda aynı cevabı veririm.

Beniz izleyen kitlenin çok büyük bir kısmı gerçekten objektif olduğuma inanır ve yazmaya devam etmemin tek nedeni de budur. Bugüne kadar yazılarım üzerine yorum yapan iyi dileklerini bildiren çok sayıda okuyucuma ve bu satırları okuyan sizlere teşekkür ederim.  Biliyorum çok sık yazmıyorum ama, gerekli gördükçe yazıyorum. Elimden geldiğince de yazmaya çalışacağım. Çok sık yazmamamın bir nedeni de insanları biraz kısa vadecilikten uzaklaştırmaktır. Bu yüzden de genel olarak seçim sonrası 1 aya kadar borsanın riskli bir yer olduğunu söylüyorum. Ayrıca hala var olan dış ve içi ekonomik ve siyasi şartlar  nedeniyle döviz üzerindeki stresin devam etmesini bekliyorum.

Sadede gelecek olursak, bir orta vadeli perspektif bir de kısa vadeli perspektif sunacağım.

İçeride bu haftanın en önemli haberleri Mart ayı enflasyonu ve 2014 4. çeyrek büyüme oranımız olacak. 3 Nisan’da enflasyonu göreceğiz. Bu rakam önemli çünkü TCMB’nin faiz kararı üzerinde etkili olacaktır. ENflasyon verisini gördükten sonra TCMB faiz kararı üzerine yorum yapmak daha anlamlı olacaktır.

10 Nisan’da Moodys notumuzu gözden geçirecek. Geçen haftaki açıklamaları bu anlamda olumsuzdu. Bankalarla ilgili söylediklerine Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’dan sert cevap  geldi. Sonrasında da sanki Moodys biraz daha tonu düşürdü ama 10 Nisan’da belli olmaz. İlk açıklamaları sanki kötü haberin öncüsü gibiydi. Piyasa da bu şekilde algılarsa 10 Nisan’a doğru dolar kuru üzerinde baskı yaratır.

Borsaya gelince… Aslında borsa yön bulmakta zorlanmaya başladı. Geçen hafta Salı günü sebepsiz yere sert bir düşüş vardı. Endeks 83.700 seviyelerini gördükten sonra, 81.750 seviyelerine kadar geriledi. Ardından yeniden 83.500’e kadar yükseldi. Fakat izleyen iki günde 80 bin seviyelerine kadar geriledikten sonra haftayı 81 binin altında kapattı.

Bu hafta piyasalardaki genel havanın geçen haftadan çok farklı olmasını beklemiyorum.  Amerika’dan açıklanacak verilere baktığımızda pazartesi günü kişisel gelir ve ödemeler istatistikleri açıklanacak. Ardından konut sektörüne ilişkin veriler ve ISM imalat sanayi endeks rakamları var. Perşembe günü hem işsizlik başvuruları var hem de FED başkanı Janet Yellen saat 15:30’da konuşma yapacak.  Borsanın 83.500 direnci çok net ortaya çıktı. Bu hafta herşey normal olursa endeksin 81.500 ile 82.500 aralığına doğru yükseliş yapmak isteyeceğini söyleyebiliriz. 83.500’e yeniden ulaşırsa yükseliş güçlenir ama bunu zayıf bir ihtimal olarak görüyorum.  Borsada aşağı yönlü hareketler olduğunda hacim önemlidir. Saatlik bazda eğer 120 milyon lotun üzerinde işlem miktarları ile gerileme olursa, endeks yeniden 77 binlere doğru gerileyebilir. Yatırımcıların 81.500-82.000 üzerinde pozisyon açmalarını riskli buluyorum.  83.500 yukarı geçilince pozisyon açmak daha anlamlı daha az riskli görünüyor.

Seans az önce başladı ve endeks güne düşüşle başladı. 80.500 seviyesine kadar geriledikten sonra şu an yukarı yönlü bir tepki yapıyor. Endeksin bugün 80 bin ile 81.250 aralığında hareket etmesini bekliyorum. 80 bin seviyesi ilk anda önemli bir destek olacaktır. Fakat bu seviye kırılırsa alt kısmı boş duruyor. Bugün 80 binin aşağı geçilmesi olasılığını düşük görüyorum. Endeks daha önce 80.250 ile 81.250 aralığında bıraktığı boşluğu doldurdu.  Bu olumlu bir durum. Fakat orta vade açısından bakıldığında, seçim sonrası döneme kadar genelde endeksin aşağı yönlü bir kanal içinde olmasını bekliyorum.

“Piyasalarda Belirsizlik Havası Son Bulacak mı?” ile ilgili 8 yorum

  1. Hocam, her zaman ki gibi tebrikler. Sık sık neden yazmadığınıza şimdi hak veriyorum.Eleştirileri dinleyın, ama bildiğiniz yolda bizlere ışık tutmaya devam edin.

  2. sayın hocam tabiki siyah yada beyaz olacaksınız.görüşlerinizide söylemekten korkmayacaksınız.biz gri dediğiniz insanlara yanar döner insanlar diyoruz,kaypak diyoruz.ne demek gri olmak.görüşlerinizi söylemekten ne zaman korkar oldunuz.gri dediğiniz kişiler hiç bir zaman makbul insanlar değildir.tam aksine korkak yada dünyadan ,türkiyeden bihaber insanlardır.şahşi görüşüm beni bağlar sadece bu gün tv den makam mevki ve başıma bir iş gelmesin kaygısından dolayı ayrıldığınızı düşünüyorum.VE SON OLARAKTA SİZE SİZ SİYAH VEYA BEYAZMISINIZ.YADA GİRİMİSİNİZ DİYORUM.SÖYLERMİSİNİZ.SÖYLEYİNDE BİLELİM TAKİP ETTİGİMİZ KİŞİYİ.size olan sempatim şahşen bayağı azaldı

    1. Şükrü bey, yazımın özünü hiç ama hiç anlamamışsınız. En az iki defa daha okuyun. Kendim için değil, toplum için duyduğum endişeyi hissedin. Şu anki ortamda insanlara bilginizle fayda sağlayamacağınızı anlatmaya çalıştım. Çünkü herkes anahtar deliğinden baktığı için sizin görüşlerinizi objektif değerlendiremedikleri için aslında farkında olmadan kendilerine kötülük yapıyorlar. B
      Bu yorumunuz çok yanlış olmuş. Grinin beyaza yaklaştığı yerler de var siyaha yaklaştığı yerler de var. Eğer insanları siyah beyaz diye ayırırsanız kutuplaştırır ve hoşgörüyü,
      insanlığı ortadan kaldırırsınız. Benim beyaza ve siyaha yakın olduğum yerler elbette ki var. Ama konu ekonomi ve piyasa olunca, piyasada siyah ya da beyaz demek kadar yanlış birşey olacağını sizden daha iyi kimse bilemez.
      Korku dediğiniz şeye gelince, Allah’tan başka hiç kimseden korkmam. Beynin nasıl çalıştığından hiç haberiniz yok. “İnsan”ı tanımıyorsunuz. Ayrıca ithamda bulunuyorsunuz. Sizinki eleştiri değil itham. Bugün TV’den neden ayrıldığımı o zaman açıkladım. Ama bakın kafanızda neler oluşmuş? Bana inanmamışsınız çünkü at gözlüğü ile bakıyorsunuz ya da siz de anahtar deliğinden bakıyorsunuz. Hemen kolay çıkarım yapmışsınız.
      O zaman sıkı durun, güzel bir haber vereyim. Bir haftaya kadar Bugün gazetesi ve Bugün TV’Ye tekrar dönüyorum. Şimdi bu durumu nasıl yorumlayacaksınız? Bu konuda nasıl bir sinsi davranış içinde olabilirim? Ama İnsanın niyeti kötüyse buna da bir kulp bulur.
      İşte bunu anlatmaya çalışıyorum. Beni okuyorsanız, söylediğim her şeyin halis fikrim olduğuna inanın diyorum. Başka da birşey demiyorum. Ekonomide bu kötüdür diyorsam AKP’yi eleştirmek veya CHP’ye yaranmak gibi bir düşüncem olmayacağı gibi, ekonomide şunlar iyi yapılıyor derken de, AKP’ye yalakalık için söylemem. HEr gün ekonomiyi kötülemek SİYAH, her gün ekonomiyi övmek de BEYAZ ise, ben buna karşı çıkıyorum. Eğer hep BEYAZ deseydim ve yalaka olsaydım, şu ana kadar 1.5 yıl aynı odayı paylaştığım Yiğit Bulut’la beraber Cumhurbaşkanı danışmanı olurdum. Çünkü kendisiyle aramızdan su sızmazdı. Hala da görüşüyorum ve yanlışlarını kendilerine dobraca anlatıyorum.
      Bugün grubuna neden döndüğüme gelince, girişim sermayesi işi beklediğim gibi gitmedi. Ama altında siz yeni kurgular yapabilirsiniz. Eğer sadece siyah ya da beyaz iseniz zaten benim yazılarımı okumayın. Ama az önce söylediğim veya bu yazımda yazdığım gibi, her zaman bildiğim doğruları söylemek adına grinin tonlarını sıkça kullanmamdan rahatsız olmuyorsanız veya kendimi ifade edebilmişsem okumaya devam edebilirsiniz. Bizler binlerce insan tarafından okunan insanlarız. Elbette ki insanları toplu olarak kışkırtabilecek, paniğe sevk edecek veya fitneye sebep olacak konulardan kaçınacağım. Yatırımcının psikolojisini ne kadar iyi bildiğimi siz çok iyi bilirsiniz. Korktuğumdan değil, aldığım eğitim, insanlık, terbiye ve dinim bana bunları öğrettiği içindir. Sizin gibi birinden bu yorumu almak, beni ciddi hayal kırıklığına uğrattı. Siz bile böyle düşünmüşseniz, demek ki başka birçok insan neler neler düşünmüştür. Dilerim kendimi ifade edebilmişimdir.

      1. gercekten su pıyada guvendıgım tek kısı sızsınız onemlı olan samımıyettır ve sızde bu vr cok tesekurler. ayrıca yatırımcı psıkolojısı calısmarınızı takıp edıyorum cok basarılısınız yazınız yerıne oturmus tesekurler..

  3. Hocam ben sizi her gün okumak ve dinlemek istiyorum. Allah size sağlık ve uzun ömürler versin. (Az önce duygu ve düşüncelerimi uzunca bir şekilde yazmıştım fakat elektrikler gitti geldi maalesef kayıt yapmadan kayboldu..) ben daha sonra bu kaybolan düşüncelerimi yazmaya çalışacağım. Şimdi fazla uzatmayayım diye düşünüyorum. Sizleri eleştirenler olacak fakat gerçekten Şükrü Bey’e verdiğiniz cevap daki nezaketiniz her şeye bedeldir diye düşünüyorum. Çünkü eleştiri yazısını okumadan önce sizin normal yazınızı okudum şehsen ben kendim Şükrü Bey gibi hiz düşünmedim, aklımdan bile geçirmedim fakat beyefendinin yazısı gerçekten itham şeklinde olmuş (kendisini tanımam sadece yazıya atfen dile getiriyorum, lütfen yanlış anlamasın kendisine de saygılar sunarım..) Bu ülke geçmişte ne çektiyse kutuplaşmadan çekmişti, şimdide ve gelecekte de herhalde gerekçe değişmeyecek. Bir vatandaş olarak, hiç bir siyasi partiyle ilgisi olmayan birisi olarak (Siyaset ve sosyal bilimler üzerine Yüksek Lisans yapan birisiyim) sadece çok üzüldüğümü söyleyebilirim. Sizi takip etmemde öyle dövizle-borsayla ilgilenen birisi olmamdan de kaynaklanmıyor. Bugün itibariyle 5-6 bin TL.lik bir hisse senedim var hepsi o kadar. Ben sizin bakış açınıza ve insanlara verdiğiniz değere inanmış bir okurunuz olarak takip etmeye çalışıyorum. Hepsi bu kadar . Size tekrar sağlık ve sıhhat diliyor saygılarımı sunuyorum. LÜTFEN YAZMAYA VE KONUŞMAYA DEVAM EDİNİZ… Hepimizin tek düsturu BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR düşüncesi olmalı. Hangi siyasi düşünceye sahip olursak olalım. Ben, 12 Eylül öncesi tarihi okuyan değil bizzat yaşayan birisiyim. Bu vatan hepimizin, bu ülke insanı ” bir ağaç gibi tek ve hür, bir ormanda kardeşçe yaşamalı” buna hepimizin ihtiyacı olduğu düşüncesindeyim. Saygılarımla….31.03.2015

  4. gercekten su pıyada guvendıgım tek kısı sızsınız onemlı olan samımıyettır ve sızde bu vr cok tesekurler. ayrıca yatırımcı psıkolojısı calısmarınızı takıp edıyorum cok basarılısınız yazınız yerıne oturmus tesekurler..

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir