Kazım Çiloğlu – Eğer Patagonya değilsek?

Son birkaç yıllık sermaye ve sermayeye yön veren hareketler mutlaka incelenmelidir

Yabancı kimdir?

Dövize kim ne zaman yöneldi?

Borsa da ki gelişmeler

Hazine kağıtların da ki giriş ve çıkışlar

Ülkeye para girişinde ki limitlerin değiştirildiği(!) dönemlerde ki hareketler

Ülkeden para çıkışında ki limitlerin değişikliğinde(!) ki hareketler nasıl ve ne yönde gelişti?

Siyasi söylemlerden önce ki pozisyon değişiklikleri

Siyasi söylemlerden sonraki pozisyon değişiklikleri

Kurumlara yapılan bir anda alışılmamış aleni ve popülist müdahaleler ve sonrası

Kim rahata ermiş?

Kim dara düşüp tüm kazanımlarını kaybetmiş?

Tüm bunların tam bir saydamlıkla incelenmesi ve ekonomi medyası tarafından didik, didik edilmesi gerekir ki bundan sonra, ülkeye para girişi olsun ve bu giren sermaye ve ulu orta beyanlar ile yerli mevduat sahipleri, tüm birikimlerini deveye yüklemesinler!

Ayrıca, özerk finans, sanayi, ticari de dahil, tüm özerk kurum ve kuruluşlarda ki seçimler ve perde arkası müdahaleler de tartışılmalı ve bilinmelidir!

Faiz yüksek diyenler

Döviz düşük diyenler

Ulu orta ve mesnetsiz tartışırken, kimler bu ekonomik beklenmeyen kaostan, bir anda pozisyon değiştirerek, deveyi hamutu ile götürdüğü artık bilinmelidir.

Yabancılar, onlarında kim olduğu bilinmiyor ya!

Her türlü olanaktan yararlanıp, küfelerini doldurup, bir kenara çekilsinler ama yerli mütevazi mevduat sahipleri, ülke ekonomisine katkı olsun diye, dişlerinden, tırnaklarından artırdıklarını birikimlerini bankalara yatırsınlar(!) birde stopaj ödesinler, sanal enflasyonlar göre de, negatifi getiri ile ana paralarından, alım gücü kaybı yaşasınlar, sonra da buna, adil ve serbest bir ekonomik rekabet ortamı densin?

Sonra da bal gibi devalüasyon yaşatıp, dolar 3TL dayansın ve bu yolla da, yerli tasarrufçu daha büyük bir değer kaybetsin, sonra da bizim aklı evvel ekonomistler çıkıp, millet olarak tasarruf yapamıyoruz, tasarruf oranımız çok düşük diye ahkam kessinler?

Medyası özgür olmayan ve rakamsal değerleri güvenilir araştırmalara dayanmayan hiçbir ekonomik düzende adil kazançtan bahsedilemez…

Diğer yandan korkarız ki

Muz cumhuriyeti miyiz?

Biz guguk devleti miyiz?

Diye, en üst seviyeden ve küresel bazda, bu tepkileri, ekonomisi gelişmiş ülkelere karşı bir tehdit ya da övüntü diye dillendirmekle, bilerek ya da bilmeyerek, kendimizi bu kategoriler ile kıyaslatma ya da en azından, öyle bir algı oluşturmamızı sağlamakta ve ülke görüntümüze, fayda yerine zarar getirmekteyiz…

Guguk, muz derken, küresel ekonomi mizah çevrelerinde, bize de Patagonya liginde(!)kalıcı bir lakap takılmaz inşallah!

Paraya ve terörizme bu güne kadar lafla yön verilerek mücadele edildiği görülmemiştir…

Her ikisinin de dünya literatüründe yer etmiş kuralları ve yaşanmışlıkları vardır ki illa onlardan anlarlar…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir