Borsa, Dolar, Goldman ve FED

Dün dolarda yeni rekorlar vardı.

Borsada ise daha önceki günlere göre, doların hareketlerine karşı daha sakin karşılama söz konusuydu. Bu arada banka hisselerine ve özellikle de Halkbank’a gelen satışlar dikkati çekti. Bu satışlarda son yazılan raporlar etkili oldu. Dün yayınlanan raporda Goldman Sachs’ın banka hisseleri için hedef fiyatları yüzde 20-40 arasında aşağı çekmesi bunda etkili oldu. Goldman’ın raporunda öne çıkardığı hisselerde ise yukarı yönlü hareketler gördük. Goldman Sachs 2016 sonu itibariyle dolar/TL kurunu 3.65 olarak hesaplıyor.

Goldman THY, TAV, EMLAK, SAHOL ve TUPRS için AL sinyali verirken, BRISA, TTKOM, ARCLK ve AEFES için ise Negatif bir görünüm sundu. Dünkü hisse hareketlerinde bu raporun etkili olduğunu söyleyebiliriz.

Şu an yurt dışında birçok yatırım bankasının analistleri Türkiye’ye akın ediyorlar. Ankara’da görüşmeler yapıyorlar ve Ali Babacan sonrası ekonomi yönetimini sorguluyorlar. Şu an aslında daha önce hiç olmamış bir durum var. Seçim hükumeti döneminde bütçe hazırlanabilecek mi? Yeni yıla nasıl gireceğiz soruları hakim.

Az önce de belirttiğim üzere, dün borsa zayıf bir performans sergiledi, fakat kağıt hareketlerine baktığımızda bir pozisyon değişiminin de olduğunu gördük. Bir taraftan satarken diğer taraftan alımlar da vardı. Gün sonu itibariyle BIST-100 endeksi günü neredeyse başladığı yerden bitirdi (yüzde 0.07 düşüş). Bugün dünkünden çok farklı olmasını beklemiyorum. Çünkü gözler FED’de olacak. Endeks için önemli olan konu bu aşamada 70 bin üzerinde tutunuyor olmasıdır. Bu sabah Asya cephesine baktığımızda Çin yüzde 2.74 aşağıda bulunurken, Japonya’da Nikkei endeksi yüzde 0.56 yukarıda bulunuyor. Hong Kong borsası ise yüzde 0.29 aşağıda.

Dün dünya gazetesinde faizlere ilişkin önemli bir haber vardı. haber şöyle;

Piyasalardaki belirsizlik ve dalgalanma kredi faizlerini adım adım yükseltiyor. Mevduatta yüzde 12.5, ticari kredilerde ise yüzde 13.5’in altında faiz kalmadı. İlkbahardan sonbahara geçen sürede ticari kredi faizlerinde 240 baz puan, konutta 230 baz puan, ihtiyaç ve taşıtta ise yaklaşık 200 baz puanlık artış yaşandı. 

Dünya’nın haberine göre, piyasalarda yaşanan stres, yılın ilk aylarında yüzde 0,90 seviyesinden kullanılabilen ticari kredi faizlerini yüzde 1,40’a kadar yükseltti. Bir dönem yüzde 0,70’in altına gerileyen konut kredileri yüzde 1,20’ye kadar çekilirken, nisan ayında yüzde 1,10’lardan alınabilen ihtiyaç kredilerinde oranlar yüzde 1,40’ı geçti. Taşıt kredileri de yükselişten nasibini alarak yüzde 1,05 seviyelerinden 1,40’lara kadar artış gösterdi. Bu yükselişler sonrasında 100 bin liralık 10 yıl vadeli konut kredisi maliyeti yaklaşık 16 bin lira yükselirken, tahsis, sigorta, vergi ve benzeri maliyetlerle birlikte ticari kredilerin yıllık maliyeti de yüzde 21- 22 seviyesine ulaştı. 

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rakamlarına göre bankaların kullandırdığı kredi oranlarında hızlı bir yükseliş ivmesi görülüyor. Ticari kredilerin yıllık ortalama faizleri yüzde 2.39 yükselirken, konut kredilerindeki artış yüzde 2.33 oldu. Taşıt kredisi faizleri yüzde 1.96 yükselirken, ihtiyaç kredilerindeki artış da yüzde 1.93’i buldu. 

Bu haber önemlidir, çünkü daha önce yazdığım yazıları hatırlarsanız, TCMB bankaları kısa vadeli fonluyor ve bu fonlama 96 milyar TL’yi buldu. Buna rağmen faizler yükseliyor. Bu iyi bir durum değil. Piyasa faizlerde önümüzdeki günlerde artışın devam etmesini bekliyor. Önümüzdeki günler için iyiye işaret değil. IMF icra kurulu direkörü ve eski hazine müsteşarı İbrahim Çanakçı orta ve uzun vadede olumlu bir tablo çizdi.

Çanakcı, “Seçimlerin ardından jeopolitik tansiyon azaldığında, iç siyasi belirsizlikler bittiğinde ve yapısal reformlar hızlandırıldığında, Türkiye ekonomisi kolaylıkla güçlü ve sürdürülebilir büyüme performansı gösterecektir,” dedi ve “Türk politika yapıcıları kısa vade uzun vadeli zorlukların baskısının farkında” şeklinde konuştu.

İnşAllah seçim sonrası bu siyasi belirsizlik biter ve güçlü bir hükumet kurulur. İşte sorun da tam burada. Seçimden sonra güçlü bir hükumet kurulacak mı sorusuna doğru bir cevap vermek mümkün değil.

Dün yazdığım yorumda, şu anki şartlar altında FED toplantısı sonuçlanana kadar, kendi beklentilerinize göre pozisyon almanızı belirtmiştim. Çünkü FED’in ne yapacağı konusunda çok fazla yorum yer alsa da kimse net bir şey söyleyemiyor. Dün Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, FED’in faiz artırmayacağını söyledi. Eğer sonuç bu yönde olursa, dolarda 3’ün altına, borsada da 73.500’e doğru hareket beklenebilir. tersi durum olursa ve FED faiz artırırsa perşembe sabahı oldukça kötü bir güne uyanırız. Fakat, herkesi pozisyonunu aldı ve beklemeye geçti. Bu yüzden borsada günlük hacimler düşük kalmaya devam ediyor.  FED kararı açıklanana kadar borsada net bir yön oluşması zor görünüyor ama dün dolar yeni rekorlar kırmasına rağmen endeksin 70.500’ün altına inmemesi olumluydu. Bekleyip görmekten başka yapacak bir şey yok.

Herkese bol kazançlı bir gün olması dileğiyle….

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir