Çetin Ünsalan – Tebrikler ancak…

Bürokraside, yani diplomatik dilde bir ifade tarzı vardır. Önce güzel sözler söylenir; karşıdaki onurlandırılır. Fakat başlangıçtaki ve sonraki cümleleri birbirine bağlayan bir ‘ancak’ varsa yandınız. Çünkü muhtemelen ondan sonrası gerçek düşüncelerdir.

 

Gerek Moody’s, gerekse de Türk iş dünyası pazartesi günkü ‘Biletler yandı’ yazımın sağlamasını yaptılar. Önden tebrik ve biraz da siyasi risklerin ortadan kalktığını duyuran cümlelerin sonrası tam da ‘ancak’ kıvamındaydı.

 

Mesela Moody’s’in değerlendirmesi… Çoğu insan haberin alt kısımlarını okumadığı için, bu seçim sonuçlarının siyasi riskleri ortadan kaldırdığı kamuoyuna duyuruldu. Peki, haberin devamında ne yazıyordu? Noktasına virgülüne dokunmadan paylaşalım:

 

“Ak Parti’nin çoğunluğu kazanmasının siyasi belirsizliği azaltmasına karşın, Türkiye’de bankalar halen, gelişen piyasalara yönelik riskten kaçınma eğilimi ve artan jeopolitik riskler ile karşı karşıya.” Başka?

 

“…ülkenin bankacılık sisteminin görünümüne yönelik kilit faktörün, yeni hükümetin ekonomik stratejisi ve reformların ülkenin tasarruf oranı ve büyüme potansiyelini ne ölçüde etkileyeceği…” Başka?

 

“AK Parti’nin çoğunluğu kazanmasına karşın, Türk şirketleri muhtemelen, siyasi belirsizlik ve jeopolitik risklerin halen sürmesinden dolayı, yatırımcı ve tüketici güveninde keskin bir artış görmeyecek…”

 

Görüldüğü gibi metnin içi hiç de sunulduğu gibi değil. AKP, medyasıyla yine yaptı yapacağını… Üstelik siyasi risk azalmasını değerlendirirken de vurgu ‘kısa vadeli’… Bunları seçimle ilgili yazmıyorum. Çünkü savım, ısrarla altını çizdiğim gibi risklerin ve sorunların siyasetin günlük mücadelesinin ötesine geçmiş olduğudur… Herkes silkinip, kendine gelsin diye hatırlatıyorum.

 

Nitekim bu tavır sadece kredi derecelendirme kuruluşuna ait değil. Seçimin hemen arkasından kutlama için sıraya giren iş dünyasının açıklamaları da dikkat çekiciydi. Elbette açıklamaların tamamını okursanız… Klasik cümlelerin ardından ‘ancak’ kıvamında hep benzer cümleler geldi. Özetle; ‘şimdi ekonomiye odaklanmanın zamanı ve sorunları aşmak için bir şeyler yapılmalı’ mesajı…

 

Neden? Çünkü iş dünyasında çalışanından işverenine kadar yangın ortalığı sardı. Herkes bir eylem yapılmasını bekliyor. Çünkü kendi haline bırakılan bu görüntü, bizi sıkıntılı süreçlere savuruyor.  Sorun sadece bizde olsa iyi…

 

Dünyadaki jeopolitik gelişmeler, daralan dış pazar ve iç pazarda büyüyen sıkıntı, artık meseleyi Türk firmaları açısından hayati hale getirdi. Fakat siyasetin şu an için bununla ilgileneceğini sanmıyorum.

 

Şu an bir zafer sarhoşluğu içinde kutlamaları almaya devam edecekler; yemin vesaire derken hükümet kuruluna kadar bekleyeceğiz. Ayrıca yasal olarak süresinde yapmaları gereken bir bütçe var; o bütçeyi makyajlamak zaten başlı başına bir iş,

 

Tebrikler aşamasını geçip, ancak kısmını okurlar mı, emin değilim. Umarım okurlar; yoksa bu yangın her yeri sarar. Belki ülkede tek parti iktidarı olur; ancak…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir