Kazım Çiloğlu – Siyasi istikrar işe yaradı mı?

Hani deniyordu ki siyasi istikrar olmazsa, dolar alır başını gider, dengeler bozulur ve piyasalar darmaduman olur aman ha!

Ne oldu işe yaradı mı?

Nerede…

Bu seferde istikrar tam tersi ekonomiye istikrarsızlık getirdi!

Bu ve benzeri sözcükleri bizde bir mantık silsilesine oturtamıyoruz artık.

Şimdi de varsa, yoksa anayasa ve başkanlık(!) her şeyin önünde ve çözüm olarak gündemlere taşınıyor…

Çatışmalar

Şehitler

Patlamalar

Ekonomik durgunluk

Faiz

Cari açık vb…

Tek sorumlu var, o da anayasa ve başkanlık!

Önceden başkanlık için ‘’Siyasette serbest piyasanın oluşması!’’ gibi bir söyleme karşın, şimdi ise  ‘’ Bu mesele millidir, bu mesele yerlidir. Bu güne kadar ki anayasaların hepsi ithaldir, yerli değildir. Şimdi yerliye ve milliye dönmeliyiz’’ deniyor!

Bu iki söylemi ekonomik deyimlere yatkınlık nedeniyle burada yazma gereğini duydum. Sebebi ise çok açık! Siyaseti bu açıdan yorumladığınızda, her türlü koşullar yerinde olmasına rağmen, iki yakamızın bir araya gelmemesi ‘’cari siyasi açıktan’’ oluyor demek ki…

Bu durumda, anayasa ithalini engelleyip, milli ve yerli anayasa üretimini sağlarsak ne olacak?

Cari siyasi açık kapanacak!

Peki, bu yöntemi biliyoruz da, neden aynı yöntemi ekonomide uygulayıp, bütçede ki cari açığı düşürmüyoruz?

….!

Nedeni çok açık…

Serbest piyasa ekonomisini bir türlü uygulayamadık.

Dalgalı dedik…

Faizin envai çeşidi ile kafaları karıştırdık

İthalatta ipin ucunu kaçırdık. Yerli üretim yerine ithal ürünle imal edip, ithale dayalı ihracat kolayına kaçtık.

Bakın, dünyanın hangi gelişmiş ve serbest piyasa ekonomisi uygulanan ülkesinde, devlet başkanı ile merkez başkanı, medya önünde faiz ve döviz değerleri ve detayları konusunda alenen tartışır?

Gene yetkili ekonomi ilgili bir danışmanın, üstelikte borsada işlem gören bir banka ve yapısı hakkında görüş beyan eder ve bu beyan günlerce gündemde kalmasına rağmen, neden öncelikli açıklığa kavuşturulmaz da, daha sonra ekonomiden sorumlu bakan tarafından tekzip edilir?

Diğer yandan, en önemli döviz girdisi sağlayan turizm(!) bu yıl zor durumda deniyor ama turizmin zor durumda olması, sanki sadece turizmcileri etkileyecek?

Düşünün bir kere, yaz döneminde ki sağladığı büyük sayıda istihdamın yok olması yanında, gıda gibi yan sektörler de, bu durgunluktan payını kötü şekilde alacak elbette…

Sonra da deniyor ki yabancılar niye çıkıyor?

Söyleyelim;

Yabancılar, önce ortama ve en önemlisi yasal güvencelere ve de siyasi cari açığa bakarlar. Bunlar yerli yerinde ve güven sağlıyor ise sonra bu güvenin derecesi ile orantılı paralarını ortaya koyarlar!

Bu şartlarda hep borsa ve kısa faizleri ve altını önerdik, halada aynı görüşteyiz ve doların düşüşü satım değil, alım için fırsat olmalıdır. Borsayı ise hep alım için önermiştik, karşılığını verdi dersek yanlış olmayacaktır. Faiz ise hem mevduatta ve hem kağıtta kısa süre içersin de tutmak çok daha doğru bir davranış olarak görülüyor…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir