Rize Çamlıhemşin ilçesi Ayder yaylasında ki direnişi hatırlayınız ve sonra şu sıralarda Artvin de yaşanan Carettepe de ki direnişleri ve aralarında ki benzerliğe ve amaca bir bakalım.
Ne biri ne diğeri, hiç biri yeni bir olgu değil.
Ortak yanları ise aynı, halk istemiyor, HES içinde yerel tepki hep aynı.
Bölge insanı, ne zaman iş makineleri bölgeye gelse, kar kış demeden yollara, dağlara, yaylalara ve nehirlere koşuyor, doğasına sahip çıkmaya çalışıyor…
Tüm ülkenin duyarlı insanları ve kurumları da, bu direnişlere destek olup, kalkıp o yörelere gidiyor ve günlerce orada, burada geceleyip, kahır çekiyor ama yüksünmüyorlar. Gaz yiyor, dayak yiyor hatta tutuklanıyor ama geri adım atmıyorlar değil mi?
Pekiyi bu iş adamları ya da sanayici, küresel ve yerli sermaye, maden aramayı, HES kurmayı, çevresel tahribatı, aklına esti diye mi yapıyor?
Her halde bu işleri yapmak için usulden de olsa bir ihale yapılıyor değil mi?
İhale kazanılıyor
İmzalar atılıyor
İşte burada soralım;
İmzalayan taraflar kimlerdir?
İktidar da ki ilgili bakanlıklar ve başbakan!
Sonra ne oluyor resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe giriyor mu?
İhaleyi alan ne yapıyor?
İş makineleri ile konvoy oluşturup yöreye intikal ediyor!
Ve halk o anda yollara dökülüyor, iş adamlarına demediğini bırakmıyor ve araçların önüne ölümüne yatıyor…
Ama esas bu ihaleyi açan ve bunun ana müsebbibi siyasi yapıya ve iktidara karşı bir tepki var mı?
Hayır!
Olmaz olur mu, diyeceksiniz değil mi?
Geriye gitmeyelim 2 Kasım 2016 tarihinde ki sandık sonuçları yeterde artar bile…
Rize yüzde 75,4
Artvin ise yüzde 45,2
Bu sorunların yaşandığı yerler ve çevre ilçelerin ortalaması ise bunun çok, çok üstünde!
Şimdi hem bu anlayışta siyaset güden ve ihaleyi yapan iktidarı sandıkta destekleyeceksiniz, sonra da yollara yatıp tepki göstereceksiniz?
Çevreyi ve aklınıza gelebilecek, canınızı yakan, tüm ülke değerlerini koruyacaksanız?
Dövünüp durmanın, bağırıp çağırmanın bir çare olmadığını artık anlamalısınız
Önce oy attığınız sandığı, iş makinelerinin ve siyasilerin önüne koymayı becerebilmelisin…
Yoksa yok!
