Kazım Çiloğlu – Methiye, teşhir, imrendirme… İkna!

Methiye, teşhir, imrendirme… İkna!

Ar. Meth’iyye Cinsiyet: Kız
1. Övgü. 2. Birini veya bir şeyi övmek için yazılmış şiir

Ar. Teş’r

1.Gösterme. 2. Sergileme. 3. Herkese duyurma, dile düşürme. 4. Bir hükümlüyü ceza olarak halka gösterme.

İmrenme İng. Envry

Başkalarında bulunabilir bir özellik ya da varlığa karşı duyulan özlem. (Bu duygu kimi durumlarda tedirginlik verici olabilir)

Ar. (ikna:)

Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma, kandırma: “Sinirleniyor, kendi kendimi ikna için daha ısrarla, daha fazla konuşuyordum.” –S. F. Abasıyanık.

Tüm yukarıda kelimelerin anlamları TDK sözlüğünden alınmadır ve kökenlerinin yabancı olduğunu göreceksiniz, ayrıca tüm bunların bileşenini anlatan kelimenin ise kısaca reklam olarak açıklayabilirsiniz ama ne yazık ki Reklam da, Fr. Re’clame İsim, bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümü sağlamak için denen her türlü yol anlamına gelen dilimize girmiş bir sözcük!

Neden bu konuya girdim derseniz?

Her gün artarak devam eden ve nerede ise ekranlarda, sokaklarda ve gazetelerde boy, boy yer alan hatta evlerin kapılarına ve yürürken elinize tutuşturmak istenen görsellerde ki artıştan elbette…

Ekonomik açıdan baktığınızda, bu en belirgin olarak neyin göstergesi derseniz? cevabı…

Üretilenin fazla, tüketilenin az olmasındandır!

Ya da en önemli nedeni, tüketicinin alım gücünü kaybetmesidir..

Yani en büyük iktisadi kuram olan, ‘’Arz ve talep’’ ve bunun olumlu ya da olumsuz dengeleridir…

İşte iktidarın tüketiciye, methiyeler şeklinde borçlandırma ve kredilere yönlendirmesi ve bu yolla ikna olmasını sağlayıp, önüne sunulan mallara imren dirilmesi ve hepsinin toplamı reklamlarla gel, gel yapılması, bu temel iktisadi nedene dayanmaktadır

Ama tüketici ikna olsa da, içinde ki diğer bir anlamı olan kandırma ya da kandırılma kuşkusunu içinde taşımasından dolayı, hep bu yabancı kelimelerin meydana getirildiği görsellere pek sıcak bakmamaktadır!

Bu nedenledir ki sanatta, dizilerde ya da toplum içinde en beğenilen kişiler ya da çok dikkat çeken albenili görüntülerle bu işlemler yapılmaktadır…

Hep düşünmüşümdür bu reklam işine giren ve toplumun saygın kişileri acaba sanatı için mi tercih ediliyor, yoksa halkın ya da tüketicinin güvenini kazanan kişiler olduğu için mi?

Elbette önde geleni güvendir…

O halde kendilerine şu soruyu sorma hakkımız yok mu?

Bu reklamda yer alırken, tüketiciyi doğru bilgilerle mi yönlendireceğinizi öne alarak, bu işi üstlendiniz, yoksa ne kadar ücret alacağınızı daha çok önde tuttunuz?

Mesela her zaman doğru ve inandığı söylemlerin arkasında dik durabilen bir Fazıl Say, böyle bir öneri aldı ya da alsaydı, acaba nasıl bir tavır sergilerdi hep merak etmişimdir!

İşte tüm bu kelimelerin temeli yabancı olunca, bizde attığımız her adımda ya da alımda, tam bir yabancı durumuna düşüyoruz…

Oysa bakın kendi dilimizde tanıtım, anlatım, bilgilendirme ve doğru söylem gibi ne kadar güzel sözcükler var

Ama bu sözcüklerle işe başlarsanız, kusurları, noksanlar ve en önemlisi olabilecek yanlışları ve yanılgıları gizleyip kimseyi kandıramazsınız!

Bu reklam türü uygulamalar, sadece ekonomide değil elbette siyasette de artık çok yaygın hale geldi!

Ama orada da aynı yol izlenince siyasette, tam bir ticari duruma dönüşüyor.

Üreten siyasetçi, seçmeni bir tüketici olarak görüp, ileriye ve gücünün ötesinde bir borçlanmaya itiyor. Bu da doğal olarak, seçmeni bir tarafa bağımlı olmaya zorluyor!

Siyasilerin,özellikle de iktidarın, elinde ki daha büyük olanaklar ile bu reklamı, mitinglerde(TDK İng.meeting) yapması çok daha büyük yanılgıları da beraberinde getirmiyor mu?

Eğer bir düşüncenin, yasanın, kuramın ya da yeni bir oluşumun, değişimin, toplumlar ve bireyler üzerinde, görünür, açık ve değerli bir kazanımı olacaksa?  Doğrudan bu güzelliklere yönelik tanıtımlar yerine, suçlayıcı, korkutucu ve yanıltıcı bir şekilde sunulmasına ve gerek var mıdır?

Tüm yaşamımızda tek ve temel bir düstur vardır oda, olaylar karşısında ve karar vermeden doğru soru sorabilmektir!

Zira sorunuz yanlışsa, cevabınızın doğru çıkma şansı olmadığı gibi yanlış cevaba göre davranışınız da, sizin için her zaman, bir kaybedişin başlangıcı olacaktır…

Unutmayalım atalarımız ne demişse, hep doğru ve deneyime dayalı demiştir!

Kıssadan hisse;

’El elin merkebini ıslık çalarak ararmış’’

O nedenle unutmayalım ki;

‘’Önce deveyi sağlam kazığa bağlayıp, sonra Allah’a tevekkül etmek’’ aklın ve bilginin en temel göstergesidir…

Sözün özü

Ne kadar çok reklam, o kadar harcama ve yanılmanın ortamını hazırlar!

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir