Kazım Çiloğlu – Trump muamması!

Biz, o kadar kendi yöneticilerimizin tavırlarına alıştık ya da alıştırıldık ki ABD başkanı Trump ve söylemlerini de sahici sanıp, hemen inanabiliyor ya da kanı veriyoruz…

Oysa ABD başkanları, onu o makama taşıyan arkada ki sanayi, petrol, silah ve elbette finans dünyasını yöneten küresel sermayenin önde sergilenen bir temsilcisi olmaktan öte olmadığı bir gerçektir. Diğer yandan başta senato ve senatörlerin yetki ve sorumlulukları ile IFB, CIA ve Pentegon’un ABD dünya siyasetini yönlendirmede ki etkisi ve gücü de ayrı bir inceleme konusudur

Yargının nasıl bağımsız ve yönetime etkili olduğu da son olaylardan sonra çok iyi görülmüştür

Bu konulara değinmem de ki asıl neden, elbette Mayıs ayı ortasında ki cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ABD ziyareti ve bu ziyaret öncesi basına yansıyan demeçleri. Genelkurmay Başkanı, MİT müsteşarı ve baş danışmanının, çok önceden ABD gitmeleri! En önemlisi de Adalet Bakanın kısa bir ziyaret için, apar topar hatta nerede ise günü birlik ABD ziyareti…

Cumhurbaşkanı, ABD ziyaret öncesi, Hindistan, Çin ziyaretleri, Katar da bir hava alanı temel atma töreninde bulunması ve özellikle ABD ye, PYD ve YPG silah yardımını kabul edilebilir olmadığını tekrarlamasına karşın, güya bizden yana gözüken ya da bizimkiler tarafından öyle algılanan Trump, bastı imzayı ve ağır silah desteğini yürürlüğe koyuverdi!

Bu arada verilen silahlar geçici ve geri alınacak gibi söylemler ortaya atılsa da, ABD bu söylemi anında yalanladı…

Bu durumda, ülkemiz ve ekonomimiz açısından, tüm bunların, ne anlamı olabilir dersek?

İki gelişme olabilir;

Birincisi ABD, cumhurbaşkanı Erdoğan gelmeden bu sevkıyatı başlattı ve ziyaret sonrasında, biz sizi anladık ve gereği yapılacak denecek, bu ekranlarda başarı olarak dillendirilecek ama silahları alan okyanusu aşmış, Suriye ye ulaşmış olacak. Ya da ABD davaları süren ve ya geri istenen kişiler için sözde bir anlaşma sergilenip ağzımıza bir parmak bal sürülüp manşetlere taşınacak

İkincisi ve en önemlisi ise, Suriye de TSK’nın konumu ve bölgedeki yeni oluşumların dayatılması olabilir. Buna en büyük gerekçe de, elan üç en üst düzey sivil, asker bürokratın ABD bulunması ve tüm bu istenmeyen gelişmelerin bu süreç içinde, ABD tarafından uygulanmaya konması!

Eğer bizim açımızdan istenmeyen, hatta en yüksek makamdan tepkiyle karşılanan bu silah yardımının yapılmasına karşın, ABD ziyaretinin iptal edilmemesi, üst bürokratların geri çağrılmaması ve de bu durumun bizzat Trump’a ziyarette dile getirileceğinin açıklanması manidar değimlidir?

Neden derseniz?

Biz dış siyasette, anlık ve en üst kademeden anında, tepkilere ve tavırlara ve de uygulamalara aşina olduğumuz bir ortamda, bu kadar yumuşak bir tavır sergilenmesi, acaba iki, taraf arasında BOP hala yürürlükte ve bu kapsamında tam bir uyum içinde mi devam ediyor? Öyle ya bu yapılanmadan ayrıldık diye bir beyan bu güne kadar hiç duymadık!

Başta ekonomi, borsa ve elbette faiz, dolar böyle bir ziyaretin olumsuz sonuçlanmasında ne olur, bunu düşününce, her halde masaya yumruk vuran tarafta olmayacağımız kesin olsa gerek! Üstelikte AB ile son durum ve Rusya ve domates direnişinden sonra!

Görüşmeler sonrası bekleyip göreceğiz…

Sözün özü;

Ne kadar pazarlık ederseniz edin, satın alma gücünüz cebinizde para kadardır. Fazlası ancak muhatabınızın size kredi vermesi ile kaimdir!

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir