Kazım Çiloğlu – Bolluk kıtlığa dönüşünce ne olacak?

Referandum öncesinde ve sonrasında o kadar çok ekonomik vaatler yapıldı ve bu bağlamda harcamalar ve kredi muslukları açıldı ki yakın zamanda hazine havuzunun, hem de ve tamda bu kavurucu sıcaklarda damla kalmadığı, kuruduğu görülecektir.

Daha da önemlisi, hazineye gelir getirecek vergilerin birçoğu da ya afla ya da sözde piyasa canlanması adı altında, belirli sektörlere bir yerde eşitlik ilkesine de aykırı olmak üzere KDV, ÖTV den muafiyet getirilerek avantaj sağlandı.

Bunlar gelirlerde daha da çok eksilmeye neden oldu kuşkusuz!

Hazır para her kesin yüzünü güldürdü bir nefes aldırdı ama bu da kimler için gerçekleşti ve adil bir dağılım yapıldı mı o da gerçek piyasada can çekişenlerin çok daha iyi değerlendireceği bir husus elbette…

Batan ve kapanan iş yerleri ile açılanların arasında ki fark ise bunun en güzel göstergesi.

Şimdi cicim ayları bitmek üzere, ÜFE de ki yüzde on altılara doğru yükselişte, ileride ki üretim mallarının beraberinde fiyat artışını getireceği ve bununda tekrar piyasada bir durgunluğa sebep olacağı aşikardır!

Satılmayan mallar kredilerin ve vergilerin ödenmemesine paralel olarak, her dönem alışkanlık hatta artık doğal bir beklenti halini alan, yeni torba vergi ve kredi aflarını, krediyi ödemek için tekrar kredi musluklarını açmalarına neden olacak ve bu kısır ekonomik uygulamalarda, başka başka krizlerin tetiklenmesine, dövizin, faizin ve de değerli metallerin artışına TL’nin değer kaybına sebep olacaktır.

Hele hele 2019 seçimleri için şimdiden başlatılan örtülü seçim çalışmaları ve ortamı da tüm bunların tuzu, biberi olacaktır!

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir