Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Zirvesi başlıyor. 6 – 9 Aralık 2017 tarihleri arasındaki zirvede bu kez ortaya konulan bakış açısı dikkate almaya değer.
Takip edenler bilir; ülkede herkesin girişimci yapılmasına en çok itiraz eden isimlerden biriyim. Bunun büyük bir aldatmaca ve işsizliği gizleme metodu olduğunu düşünüyorum.
Fakat bu organizasyondaki hedefler, belki de Türkiye’nin en çok tartışılması gereken boyutuna bir pencere açıyor. Melek yatırımcıları, teknoloji firmalarını, projesi olanları, genç girişimcileri bu çerçevede harmanlıyor.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin bu konuyu açıklarken ‘Bizler ihracatçıyız. Bu yüzden girişimciden bir bakkalı değil, Türkiye’ye katma değerli ihracat yapıp, dünyaya hitap edebilecek genç girişimleri arıyoruz” sözü çok önemliydi.
Büyükekşi, bilhassa teknoloji kullanılarak dünyada her ay değeri 1 milyar dolar ve üzerinde olan birkaç şirket çıktığına dikkat çekerek, Türkiye’nin bu kategoriye giren en büyük örneğinin 550 milyon dolarlık yemek sepeti olduğuna vurgu yapması da dikkate değerdi.
Yani varan 1; daha büyük hacme sahip işletmeler, iş projeleri ve fikirler doğrultusunda girişimciler yaratmalıyız. Yeter mi? Yetmez… Varan 2; bu projenin değerli bulduğum bir hedefi daha var.
Teknolojik girişimciler, yeni nesil ekonomik aktörler amaçlanıyor. Hedeflenen buradan çıkacak şirketlerin dünyaya hitap edecek olması. Yani doğuştan küresel pazarda söz sahibi olmayı amaçlamış nitelikteki girişimler.
Bu organizasyon dahilindeki Born Global İstanbul, belki de bu tip işletmeleri ortaya çıkaracak bir yapı. İhracatçılar bu organizasyonla kadim coğrafya olarak nitelendirilen alanda, İstanbul’u girişimci merkezi yapmayı amaçlıyor.
Kadim coğrafyadan kasıt ise Balkanlar, Rusya, Orta Asya, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Hindistan, Pakistan, Bangladeş ekseni. Yani bir anlamda coğrafyası biraz geliştirilmiş MENA Bölgesi… Açıkçası bu proje bana İstanbul’un finans merkezi yapılma ütopyasından daha gerçekçi ve üretim odaklı olduğundan daha anlamlı geldi.
Çok sayıda melek yatırımcı burada genç girişimciler ve fikirlerle buluşacak. Melek yatırımcı olarak gelecek ülkeler Birleşik Arap Emirlikleri, Belçika, Lübnan, İngiltere, İsrail, ABD, Güney Kore, Suriye, Cezayir ve Rusya… Aslında sadece bu tabloyu bile analiz etsek, ekonominin siyasetten çok üstte olduğu kanıtlanmıyor mu?
Sözün özü şu ki, TİM’in tanımıyla “Born Global İstanbul, startup ve teknoloji firmalarının en önemli buluşma noktalarından biri olarak girişimcileri, yatırımcıları ve destek hizmet kuruluşları ile bir araya getirerek işbirliği fırsatları sunacak bir platform olarak tasarlandı.” Bu daha önce benim de yazdığım proje havuzu ve borsasına benzeyen bir yapı. Açıkçası bu bakımdan da ayrıca hoşuma gitti.
Startup yarışmaları iki kategoride gerçekleşiyor. Birine sadece Türk müteşebbisler katılıyor, diğerine Türkler’in de dahil olduğu tüm dünya girişimcileri… Zirvedeki patronlar okulunda öğrencilerin örnek kişilerle buluşması, robotik, NASA atıklarından araç gibi işlerle uğraşan genç beyinlerin desteklenmesi adına ümit verici.
Yine patronlar sahnesi kapsamında Nevzat Aydın, Arzu Kaprol gibi kişilerin 40 kişilik salonlarda, mikrofonsuz sıcak sohbetleri de kulağa hoş geliyor.
Aynı kapsamdaki İnovaLİG de önemli sinyaller veriyor. 971 başvurunun yapıldığı bu çalışmada 25 firma finale kaldı. Firmaların inovasyon departmanlarını geliştirmeye yönelik bir çalışma. TİM sadece çöpçatanlık yapıyor ve sonra aradan çekiliyor.
Sevindirici olan ise bir yılın sonunda destek bitmesine rağmen, firmaların yüzde 90’ı cebinden para harcamayı göze alıp sürece devam ediyor olması. Bu kapsamda 200 firmaya daha destek amaçlanıyor. Yüzde 50’sini KOSGEB, yüzde 25’ini TİM ve geri kalanını da firma üstlenecek.
Yine İnoSuit Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştiriliyor. Üniversite sanayi işbirliği gerçekleştirilirken, amaca yönelik nokta atışı yapılıyor. Hocaların sanayiyle iç içe girmesini sağlayan, yine destekli bir proje.
Türkiye’nin bunları konuşuyor olması güzel. Sonuç alınır mı? Hemen değil. Ama saçma sapan gündemler yerine bunların öne çıkıyor olması sevindirici. Aksi takdirde hepimiz bu girdap ve siyasetin kısır döngüsü içinde boğulup, gideceğiz. Gündemden boğulduysanız, bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde başlayan zirveye göz atmanızı öneririm.
