Deniz bitti, kara göründü!

Biz hala milli paramızın döviz mi, döviz mi milli paramız olduğunu, tartışa duralım.

Bir yandan bu geminin makinisti merkez bankasına kızıp duruyoruz.

Anlatamadık hala faizleri düşürmüyorlar diye!

Sanırsınız bu makinist kendi başına gemiye gelmiş ve pervaneleri kaptana göre ileri ya da tornistan çevirmiyor da, kendi kendine, sancak pervaneyi tornistan, iskeleyi de ileri verip kontur manevra yaptırıyor ve gemiyi olduğu yerde döndürüp duruyor…

Kaptan köşkündekiler de bu durumu seyrediyor.

Serdümen de dümeni bırakmış yolculara nutuk atıyor!

Hani bu kadar denizci söylemine neden yer verdim derseniz?

Eh ülkemizin üç bir yanı deniz ve hamdolsun bizde denizci(!) bir milletiz ve de hep deriz ya, devlet gemisine sahip çıkmamız lazım, zira bir batarsa?

İçinde hepimiz birlikte batarız.

Lafla değil ekonomi, peynir gemisi bile yürümez bizden uyarması.

Bende, 2017 yılının şu son üç, beş gününde, konuya böyle gireyim dedim.

Zira 2018 tıpkı 2017 gibi iktidarın elinde mikrofon, tüm başarısızlıkları, bürokrasiye, muhalefete, olmadı otuz yıldan beri, hata hızını alamayıp, tee cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geldiğinden dem vurmasıyla, yani? Seçim mitingleri ile geçecek!

Ne zamana kadar derseniz?

15 Temmuz 2017 neden olmasın?

Üstelik tam da Pazar gününe denk geliyor!

Elbette 2019, eğer ekonomi dayana bilirse(!) en güzel bir seçim yılı olur.

Mesela, 19 Mayıs 2019, şu şansa bakın, o da Pazar gününe denk gelmiyor mu?

Elbet milli bayram günü seçim olur mu? Onu bilemeyiz ama bir kararname ile de, demokrasi ve milli, çifte bayram olarak kutlanacak denirse neden olmasın?

Elbette olur…

Ve dördüncü parmağın yanında, beşinci olarak, başparmak da açılıp

Beş… Tek başkan

Denirse de şaşmayalım!

Şimdi deniz bitti kara göründü dedik ya, bakalım kim canını, malını sahile atıp, kendini düze çıkarabilecek?

Zaten ekonominin alabora olmasının sebebi de, bu yüzden değil mi?

Sanayicisi, tüccarı, en küçük esnafı, güçlü iş adamları, bankacılar da, anladılar ki artık bu gemi, bu rotada gider ise durum bir felakettir.

Döviz dalgaları durulsun diye faiz mendireği güçlendirilse bu seferde meydana gelen hortum her şeyi savurup bir tarafa atacak!

Bu kokuyu alanlar, kamarada bile can yeleği ile uyumaya, malını mülkünü de, denk edip güverteye çıkarınca, haliyle piyasalar da derin bir sessizliğe büründü.

Gariban tayfaların uyanmaması içinde, asgari ücret ve taşeron yemleri oltalara takılmış, büyük balık tutacaksınız umudu devamlı pompalanıyor!

Gidilen rotaya haritaya bakıp, ufuktaki bulutları ve rüzgarın güçleneceğini sezenler, barometreye vakıf ilme sahip olanlar ise gemiden siya, siya uzaklaşıyorlar…

Sözün özü

Yüzme bilseniz bile, mutlaka seyrettiğiniz gemide yeterli can yeleği ve can Salı var mı? Önceden araştırın. Eğer ekonomi gemisi batarsa, ekonomi okyanusun da ne kadar kalacağınız ve ne zaman kurtarılacağınız hiç belli olmaz…

Bir tehlike anında gemiyi ilk terk eden fareler, ekonominin ürkek faresi de dövizdir!

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir