Seçim Tarihi Netleştikten Sonraki Piyasa Dinamikleri

Önceki gece bir youtube yayını yapmış daha sonra da dünkü yazımda bu yayında söylediklerimin kısa bir özetini vermiştim.

Burada temel mesaj borsada çok önemli olumsuz etkisi olmayacağını belirtmemdi ve Dolar/TL için de (yayını izlerseniz uzun uzun anlattım) bir kanal oluştuğu, eğer 4.0750’nin altına gerilerse en azından 4 TL civarlarına kadar gerileyeceğini, 4.12’yi geçerse de yeniden 4.1750 civarına yükseleceği yönündeydi.  Dün seçim tarihi netleştikten sonra, Dolar/TL 4.0750 desteğinin altına sert gerileyerek 4 Tl seviyelerini görürken, borsada da sert bir yükseliş oldu. Bu yükseliş sırasında 1.5 milyar lotun üzerinde işlem miktarı gerçekleşerek, bir önceki günkü düşüşte yaşanan 1.5 milyar lotluk işlem miktarını egale etti ve bunun olumsuz etkisini geri aldı. Tüm bu hareketler bildiğiniz üzere çok kısa sürelerde gerçekleşti. Ama en azından yatırımcılar bu sefer panik satış yapmadılar.

Hatırlarsanız, dolar/TL kurunu belirleyen temel etkenin enflasyon ve cari açık olduğunu belirtmiştim ve seçim konusunun dolar/TL kuru üzerindeki etkisinin üçüncü sırada olduğunu vurgulamıştım. Ama dün doların sert düşüşünün ardında başka bir sebep vardı. Morgan Stanley’den gelen kısa analizde seçim öncesinde hükumetin bir faiz artışına izin vereceği yazıyordu. Bu kısa raporun dolar üzerinde etkili olduğunu düşünüyorum. Zaten borsada da bu rapor sonrasında artışlar hızlanmıştı. Fakat Morgan Stanley gibi düşünmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçime faizleri yükselterek gireceğini hiç zannetmiyorum. Seçmen gözünde ters etki yapar. Çünkü daha önceki açıklamalarında faizleri düşürmek konusunda çalışma yapılmasını istediğini belirtmiş ve kendisi yurt dışındayken MB’nın faizleri artırmasından rahatsız olduğunu belirtmişti. Faiz artışı hala olabilir ama bunun sadece bir şartla olacağını düşünüyorum. TCMB faizleri artırır, ardından da bir KHK ile Merkez Bankası Başkanı görevden alınarak seçmene “faiz artışına karşıyız” mesajı verilebilir.  Aksi halde 25 Nisan’da, dolar 4.19’lardan 4 civarına geriledikten sonra bir faiz artışı yapılmasını beklemiyorum.

Borsa için önceki yazımda ve youtube yayınında en güçlü dirençlerin 113.500 ve 115.000 olduğunu belirtmiştim. Bu görüşümün değişip değişmediğini soranlar oldu. Bu görüşümde bir değişiklik yok. Dünkü yükseliş, aslında önceki düşüşün geri alınmasıydı. Güçlü alımlar vardı ama, bu alımların güçlü bir şekilde devam etmesi zor. Çünkü,

1. Dışarıdan gelen portföy akımlarının net alıma dönmesi lazım ama, şu an gelişmekte olan ülkelere akan portföy akımlarında da yavaşlama var.
2. Yaptığım ayında ve yazımda seçim sonrası eninde sonunda güçlü bir hükumet kurulacağını belirterek, eğer “bu konuda belirsizlik olsaydı borsa düşüş trendine girer ve aşağı yönlü eğim oluşturur” demiştim. Şu an kafalardaki soru; mecliste çoğunluğu alan partinin başka, Cumhurbaşkanı olan kişinin başka partiden olması durumudur. Bu tür bir durumda, örneğin AK Parti mecliste önemli sayı elde ederse ve Cumhurbaşkanı başka bir kişi olursa, bu Cumhurbaşkanı’nın meclis kararıyla azledilmesinin söz konusu olacağını söyleyenler var. Fakat bu tür bir senaryo da Cumhurbaşkanı’nın azledilmesi için meclisin 2/3’üne (400 milletvekiline) ihtiyaç var. Bence çok çok zor bir olasılık olarak görünüyor. Dolayısıyla, ister mecliste çoğunluğu alan partinin adayı, isterse başka bir aday Cumhurbaşkanı olsun seçim sonrasında güçlü bir yürütme kurulacaktır. İşte bu noktada seçim sonrasında siyasi risklerden ziyade ekonomik riskler ön plana çıkacaktır… Nedir bunlar?
3. Seçim sonrasında kim Cumhurbaşkanı olursa olsun, zamlar peşi sıra gelecektir. Bu durum kısa vadede enflasyonu körükleyecektir. Artmakta olan bütçe açığının azaltılması için kamu harcamalarında ciddi daralma yaşanabilecektir. Bu da büyümeyi çarpan yoluyla olumsuz etkileyecektir. Öte yandan dış dünyada faizler artmaya devam edecek ve yüksek dış borcumuz nedeniyle kurlar üzerinde baskı devam edecektir. Dilerim seçim sonrasında kurulan hükumet enflasyonu %5’in altına düşürme konusunu ilk sıraya koyar ve bu konudaki yol haritasını net bir biçimde ortaya koyar. Bu yolla faizler hızla düşer. Zaten enflasyonu %5 veya altına çekersek faizler de %6-7 seviyelerine iner ve kur üzerindeki baskılar hafifler. Böylelikle kurlar daha istikrarlı hale gelirken faizler de düşük ve istikrarlı hale gelir. Bu tür bir ortam yatırımları patlatır. Ama en az 1-2 yıl sonra bu dediklerim olmaya başlar. İlk 2 yıl acı şurubun acısını ve çok olumsuz yan etkilerini hissetmemiz gerekiyor. Buna katlanmazsak çocuklarımızın geleceğini riske atıyoruz.
4. Şu an dünyada büyük bir tahvil balonu var. Merkez Bankaları bastıkları paraları çektikçe özellikle ABD’de faizler artış trendinde olacak ve borçlu olan özel sektörümüzün maliyetleri artacaktır. Bu tahvil balonunun ne zaman patlayacağını kestirmek zor. Patlayacağını biliyoruz ama zaman veremeyiz. ABD’nin bütçe açıkları son vergi indirimlerinden sonra artmaya devam edecek. Ayrıca ABD’nin cari açığı da çok yüksek ve bunlar dünya ekonomileri için ciddi riskler oluşturuyor. Ülke olarak bu riskleri hedge edecek şekilde davranan ve politikalar üreten bir hükumete ihtiyacımız olacak.

Özetlersek;

Borsa için, dünkü coşkuya da fazla aldanmamak gerekir. Dolar/TL kuru sert düşmüş olsa da, bir belirsizliğin ortadan kalmasının etkilerini görüyoruz. Bu etkiler bir iki gün içinde yerini dış piyasaların ve iç ekonomik gelişmelerin dinamiklerine bırakacaktır. Borsa için kısa vadede, 110 seviyesi destek görevi görecek olup, 113000 üzerinde yukarı harekette zorlanma olabilecektir. Ama küresel borsalarda yukarı yönlü güçü hareketler olursa biz de 115 bine doğru yol alabiliriz. Bugün 110.250 güçlü destek olmak üzere genelde 111.000 ile 112.150 aralığında dalgalanma bekliyorum. Bu yüzden hep söylediğim üzere, BIST endeksi yerine kağıt bazına odaklanmak gerekir. Dolar/TL kurunda ise 4 TL seviyesinin altı çok zor.  Dolar TL’nin bu hafta  4 ile ile 4.12 aralığında dalgalanmasını bekleyebiliriz. 25 Nisan’da Merkez Bankası’nın PPK toplantısı öncesinde döviz kurlarında yukarı yönlü baskıyı hala görebiliriz. TCMB’nin bu seferki toplantısı belki de bu yıl içinde yapacağı en önemli toplantı ve alacağı karar da en önemli kararlardan biri olacaktır. TCMB’den faiz artışı beklemiyorum. Olursa, yukarıda belirttiğim şekilde olabilir.

Bugün Denizli’ye uçuyorum. Genç ekonomistler kongresinde, hem genç ekonomistlerin hazırladıkları bilimsel makaleleri değerlendireceğiz hem de yarın saat 14:00’de Mert Yılmaz, Beste Naz Köksal ve Arda Tunca ile birlikte bir seminer platformunda görüşlerimizi paylaşacağız. Denizli’lileri Kongreye bekliyoruz…

Paranız sağlığınızı bozmasın…

SİZ DE BİNLERCE YATIRIMCI GİBİ BİLGE YATIRIMCI MOBİL UYGULAMASINI ÜCRETSİZ İNDİREREK EKONOMİ YAZARLARININ GÜNCEL YORUMLARINA ULAŞMAK İÇİN HEMEN BURAYA TIKLAYIN