İstihdama destek ama…

Türkiye’nin en büyük probleminin 2019 ve sonrasında işsizlik olacağını ve gündemi bu konunun belirleyeceğini uzun zamandan beri dile getiriyorum. Resmi rakamlara göre bile yüzde 12’lerin üzerine çıkan, her dört gençten birinin işsiz olduğu bir fotoğraf içerisinde çare üretmeliyiz.

Bir tarafta yüzde 26’lık genç nüfusun ne okula, ne de bir işe gitmiyor olmasının verdiği düşündürücü tablo, öte tarafta açlık fiyatına çalıştırılmak istenen insanlar, bir diğer tarafta da mesleki eğitim konusundaki hatalarımız nedeniyle ara personel açığı çeken bir reel sektöre sahibiz.

Dünyada ve ülkemizdeki ekonomik koşulların gittiği nokta ise, bize işsizliğin daha da artacağını gösteriyor. Henüz gelen işsizlik verilerinin 2018 yılına ait olması, 2019 ile birlikte düşen kapasiteler, üretim seviyesi gibi gerçeklerle büyük bir problemi kapımızda bulacağımız açık.

İşte bu noktada sanayi ve ticaret odası temsilcileri istihdamın arttırılması noktasında desteklerini açıkladılar. Bunun iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu, ama üyelerinin gerçeğiyle örtüşmediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Çünkü reel sektör bırakın yeni istihdam yaratmayı, mevcudu korumanın telaşına düşmüş durumda.

Bu nedenle ‘yağmasan da gürle’ cinsinden bu tip açıklamalar yerine, daha gerçekçi, sorunları ortaya koyan, karnından konuşmayan ve gerçek çözüm önerileriyle ortaya çıkan mesleki kuruluşlarımız olması gerekir.

Çünkü istihdama destek açıklaması yapmadan önce, vergi ve primlerdeki gerçek anlamdaki iyileştirmeleri konuşacaksınız. Kayıt dışı istihdam gerçeğini gözler önüne sereceksiniz. Suriyeli, Afgan gibi yurtdışından gelenleri çalıştırmaya neden mecbur kaldığınızı tüm çıplaklığıyla masaya yatıracaksınız.

Aksi takdirde bu tip göstermelik açıklamaların sahada hiçbir karşılığı olmaz. Yaratacağı hayal kırıklığı da zannettiğinden daha büyük olur. Türkiye’nin temelde bu sorunu aşabilmesi için planlı bir ekonomiye geçmesi, ne yapacağını bilmesi, üretmesi, üretirken de kazanması gerekir.

Yoksa bu tip söylemlerle istihdam artmayacağı gibi, işsizler ordusuna yenilerin ekleneceğinden de kimsenin şüphesi olmasın. Bir de işsizliği seçim malzemesi yapmamak gerekir. Çünkü her işsiz, eve ekmek götüremeyen bir insan demektir ki bunun vebali büyüktür.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da 2019 yılında 2,5 milyon istihdam yaratacakları beyanında bulundu. Fakat nasıl yaratılacağı konusunda fikri var mı emin değilim. Mesela bu sayıya üniversiteden her yıl mezun olan 850 bin kişi de dahil mi? İşsizler ordusuna katılanlar hesaba katılıyor mu?

Yerli yerine yabancı çalıştıran işletmelerin, yerli istihdam açısından gerçek bir desteği planlandı mı? Dünya pazarlarındaki ticaret savaşlarından bilanço küçültmelerine kadar bir dizi sorun hesaba katılıyor mu?

Yoksa yine ‘herkes yanına bir kişi alsın’ tadında hiçbir geçerliliği ve rasyonalitesi bulunmayan anlamsız taleplerle mi ortaya çıkılacak? Dediğim gibi işsizlik bir numaralı sorunumuz ve bunu çözmek için hepimiz akıl yürütmeliyiz.

Fakat bu üzerinde gelişi güzel konuşulan bir konu olmaktan çıkarılmalı ve her şeyden önce ciddiyet sergilenmeli. Zira ortadaki açıklamalar, gerçeklerle sağlaması yapıldığında son derece ciddiyetsiz.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir