Halkbank, Mali Uçurum ve Yunanistan

Fitch’in not artırımı ve ABD seçimleri gibi iki önemli gelişmeyi geride bıraktık. Her iki gelişme de piyasaların istediği şekilde sonuçlanmış olsa da, İMKB’de kar realizasyonuna bağlı, ABD’de de “Mali Uçurum” endişesinin getirdiği satışları gördük. Bu hafta ise ABD, Avrupa ve yurtiçinde yine önemli gelişmeler var. Son dönemlerde alışık olduğumuz üzere kritik gündemimiz hiç eksik olmuyor. Bu hafta da ABD tarafında mali uçurum, AB tarafında Yunanistan’ın durumu ve Türkiye’de ise Halkbank’ın ikincil halka arzı ön plana çıkacak gelişmeler olacak.

Piyasalar “Mali Uçurum” ayarı çekiyor

ABD’de seçimlerin sonuçlanması ve Obama’nın kazanmasının ardından, yılsonunda uygulamaya girecek olan vergi artışı ve bütçe kesintisinin stresi hissedilmeye başlandı. Piyasalar seçimin hemen ardından adeta Obama’ya “Mali Uçurum”a neden olacak bu gelişmeleri engellemesi yönünde mesaj verdi.  Yılbaşında George W. Bush döneminde getirilen vergi indirimlerinin süresinin doluyor olması ve ABD bütçesinde planlanan bütçe kesintilerinin uygulamaya geçecek olması, henüz istikrarı yakalayamamış ve büyümede sıkıntı yaşayan ABD ekonomisi için yeni sorunlar doğuracak gibi duruyor. Bu iki uygulamanın aynı anda yürürlüğe girmesinin ise ABD’de yeni bir durgunluğa ve işsizliğin yeniden yükselmesine neden olacağı tahmin ediliyor. ABD ekonomisinin bu sorunla karşılaşması durumunda dünya ekonomisinde de benzer bir süreç yaşanacağını tahmin etmek zor değil. Dünya Bankası mali uçurumun gerçekleşmesi durumunda yani bu uygulamalar 1 Ocak’tan itibaren uygulamaya alındığında dünya ekonomisinin 2013 yılında %1 daralabileceği tahmininde bulunuyor, bunun da finansal piyasalarda 2008 yılı benzeri bir çöküş getirebileceği belirtiliyor. ABD’nin mali uçuruma girmemesi için demokratlarla, cumhuriyetçilerin anlaşıp yani bir düzenleme yapmaları gerekiyor. İki tarafında ABD’nin mali uçuruma girmemesi için çaba sarf ettiğini görsek de, iki tarafın da uygulamaya alınması ve kaldırılmasını talep ettikleri maddeler birbirinden farklı, bu nedenle henüz üzerinde anlaşılmış bir şey yok. Her ne kadar piyasalar seçimin ardından ilk uyarıyı vermiş olsa da genel beklenti yılsonundan önce bu konudaki anlaşmanın bir şekilde sağlanacağı yönünde. Geçtiğimiz yıl borç tavanı sorununda olduğu gibi her iki kanadın da böyle bir sorumluluğu alacağını ve ABD’yi mali uçuruma iteceğini zannetmiyoruz. Buna karşın zaman zaman anlaşılamıyor yorumları piyasalarda strese neden olabilir.

Kimse Yunanistan’ı batıramaz ama

Yunanistan konusu yeniden gündeme oturmaya başladı. Sadece bu konu dahi AB liderlerinin ve yönetiminin basiretsizliğini göstermesi açısından yeterli. Yunanistan gibi AB için göreceli küçük bir ekonomiyi bile batırmamak için harcanan çaba ve sonuç alınamaması ilerleyen günlerde yeniden gündeme geleceğini tahmin ettiğimiz İspanya ve İtalya sorunları için de endişe yaratıyor. Haftasonu Yunanistan yeni kesintiler içeren 2013 bütçesini onayladı. AB’nin istediği bu kesintileri yapan Yunanistan’ın 31,5 milyar euroluk kredi dilimi serbest bırakılacak. bu hafta içinde bu sorunun aşılmasını ve kredi diliminin serbest bırakılmasını bekliyoruz. AB’nin Yunanistan’ın yeni bir ödeme sorunu içine girmesine izin vereceğini düşünmüyoruz ama bu gelişmelerin de gelecekte karşılaşılacak daha büyük sorunların öncü sarsıntıları olduğunu düşünüyoruz. Özetle Yunanistan konusunda kısa vadede stres yaratacak bir gelişme olmasını beklemiyoruz ama uzun vadede çok daha kötüsüne hazırlıklı olmamız gerektiği kanaatindeyiz.

Halkbank halka arzı ve olası etkileri

Halkbank son dönemlerin en büyük halka arzlarından biri olacak. Yaklaşık 2,5 milyar dolarlık bir satış yapılması planlanıyor. Bu büyüklükte bir satışa gelecek talebin başta banka hisselerinden olmak üzere diğer hisselerden çıkışlarla sağlanacak kaynaklarla yapılacağını tahmin etmek zor değil. Bu nedenle bu hafta talep toplama sürecinin başlayacağı çarşamba gününe kadar hisseler üzerinde bu baskıyı görebiliriz. Gelecek olan talep ve fiyat ise önümüzdeki hafta yine başta bankalar olmak üzere hisse senedi piyasalarımız üzerinde etkili olacaktır. Özetle bu hafta ve önümüzdeki hafta diğer etkenlerin dışında İMKB’de bir de Halkbank etkisi göreceğiz. Bizim talep konusundaki tahminimiz, not artışı öncesinde İMKB’de pozisyon alma fırsatı bulamamış fonlar için bu halka arz iyi bir fırsat oluşturacaktır. Hem Halkbank hisseleri alımı hem de diğer hisselerde oluşturacağı satış baskısı bu fonlar için alım fırsatı olabilir. İMB bu süreci kayıpsız atlatmayı başarabilirse yılsonu için de hedeflerin yükseltileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle Halkbank’ın halka arz sürecini oldukça önemli olarak değerlendiriyoruz. Zamanlamanın ise oldukça doğru yapıldığı kanaatindeyiz.

Faizler daha da düşer mi?

Fitch’in kredi notunu artırmasının ardından, borçlanma imkânlarının arttığı ve Türkiye’nin yabancı yatırımcı için daha cazip hale geldiği yorumları artmaya başladı. Bu sürecin ilerleyen günlerde döviz girişini artıracağı ve TL’nin hızla değer kazanacağı yorumları üzerine, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, cuma günü yaptığı açıklamada Türk Lirasının çok fazla değerlenmesi durumunda faiz koridorunun alt bandını veya politika faizini aşağı çekebiliriz açıklamasını yaptı. Bu açıklama gösterge tahvilde faizlerin tarihi dip seviyelere gerilemesine, Dolar/TL kurunda ve döviz sepetinde ise yukarı yönlü harekete neden oldu. Erdem Başçı’nın bu açıklamasına rağmen, TCMB’nin politika faizinde ya da faiz koridorunun alt bandında indirim yapmadan önce diğer yolların deneneceğini düşünüyoruz. Zira TCMB’nin faizlerde yapacağı indirimler, zaten düşük olan tasarruf eğiliminin daha da azalmasına neden olacaktır. Tasarrufların azalması ve üstüne düşük faizli yeni kredi kanallarının ortaya çıkacak olması, tüketimin yeniden artmasına, bunun da kontrolsüz büyümeye de yeniden cari açık sorununa neden olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle TCMB’nin senenin başından beri zorlu koşullarda edindiği kazanımları kısa sürede ortadan kaldıracak böyle bir sürece girme ihtimali bizce düşük. Biz TCMB’nin bu açıklamayı piyasaya elindeki silahları göstermek adına yapmış olduğunu ve psikolojik bir ayar verildiğini düşünüyoruz. Bu nedenle enflasyonda kalıcı bir düşüş yaşanmadan, en azından önümüzdeki 6 aylık süreçte politika faizlerinde indirim olma olasılığını oldukça düşük görüyoruz. TL’nin hızlı değerlenmesi durumunda faiz koridorunun alt bandında sınırlı bir indirim ise TCMB’nin seçenekleri arasında olduğunu düşünüyoruz. Bu açıklanın ardından birkaç gün içinde görülecek seviyelerin, önümüzdeki birkaç aylık süreçte görülecek dip seviyeler olabileceğini düşünüyoruz.

Bu haftaya dair

Bu hafta veri takvimi ve gündem önceki haftalara kıyasla daha sakin. Avrupa tarafında pazartesi günü ekonomi bakanları toplantısı ve hafta içinde gelecek 3. çeyrek büyüme rakamları takip edilecek. ABD tarafında ise çarşamba günü açıklanacak olan Fed toplantı tutanakları ve cuma günü açıklanacak olan sanayi üretimi ve kapasite kullanımı ön plana çıkıyor. İçeride ise perşembe günü açıklanacak olan eylül ayı cari işlemler dengesi ve yukarıda detaylı olarak açıkladığımız Halkbank ikincil halka arzı en önemli gündem maddeleri olacak. Kritik gündemin azalması dolayısıyla piyasaların verilere reaksiyonu önceki haftalara göre daha fazla olabilir. Mali uçurum ise bu haftanın da ana gündemi olmaya aday bu konudaki açıklamaları takip etmekte fayda var.

Üzeyir DOĞAN / Araştırma Müdürü
MARBAŞ Menkul Değerler
[email protected]
Telefon: (0212) 286 30 00

“Halkbank, Mali Uçurum ve Yunanistan” ile ilgili 1 yorum

  1. hocam tüm hisse senetlerimi satayım mı nedersiniz. sanki içimdeki bir his imkb nin 45 000 enedekse kadar sert bir şekilde inecek diyor acaba sizin görüşünüz nedir.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir