Meslek gereği Türkiye ekonomisini yakından izlemek durumundayız. Gerektiği zaman da yerli ya da yabancı kişi ya da kurumlara ekonominin son durumunu anlatmak zorunda kalıyoruz. Ekonomiyi takip ederken kendi izlenimlerimizden çok son sayısal verileri kullanıyoruz. Olabildiği sürece bu verilerin resmi kaynaklı olmasına da itina gösteriyoruz.
Bütün bunlar tamam da ekonomiyi izleyelim derken  kendimizi, aktarırken de muhataplarımızı sayılara boğup, sıkma olasılığı var.   Ekonomideki gelişmeleri izleme ve aktarma işini bir hikaye çerçevesine oturtarak bu olasılığı en aza indirmek mümkün.  Ekonomiyi bir hikaye ya da senaryo çerçevesinde izleyip, anlamaya çalışmanın yaygın bir  yaklaşım haline gelmesinin nedeni bu.
*                      *                     *
Aslında, Türkiye ekonomisi hiç hikayesiz kalmadı.  Ekonomideki gelişmeleri  algılayıp, anlamlandırmamızı  kolaylaştıracak  bir hikayemiz  hep oldu. Bazen olumsuzlukların ağır bastığı hikayeler öne çıktı, işlerin iyi gittiği dönemlerde de başarı hikayeleri rağbet gördü. Bu gel-git içinde biriken epeyce hikayemiz oldu.
ÖrneÄŸin cumhuriyet dönemi başında devreye giren devletçilik güçlü bir hikayeydi.  O yıllarda uygulamaya konulan sanayi planları ve bu süreçte oluÅŸturulan sanayi bazı da kendi döneminin ilginç hikayelerinden birisi oldu. İkinci savaşın hemen sonrasındaki dönemde yaÅŸanan geliÅŸmeler hala ekonomideki liberalleÅŸme deneyi, tarımın piyasa ekonomisinde açılması gibi atılımların hikayesi ile algılanıp, anlatılıyor. Açılma döneminin liberal hikayesinin sarpa sarmasının ardından yeniden içe kapanmanın hikayesi egemen oldu ekonomiye. Bu dönem kalkınma planları çerçevesinde oluÅŸturulan hikayelerin dönemidir. Kalkınma planaları istim kaybetmeye baÅŸladığında yeniden liberal hikayeye dönüldü. Bu hikayenin ana motifleri de serbestleÅŸeme, dışa açılma, piyasalaÅŸma vb gibi geliÅŸmeler oldu. Türkiye’de ekonominin liberalleÅŸip, dışa açılması bir tür krizler döneminin önünü açtı. Bir süre ekonomiyi algılamak, anlamlandırmak ve anlatmak için kriz hikayelerini kullandık.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.