ATM Mağdurları ne olacak?

ATM Mağdurları ne olacak?

Çalışanlar, emekliler, SSK, BAĞKUR, ES ve buna benzer bir sürü düşük gelir mağdurlarını tartışa gelip dururuz ama kimse ATM mağdurları ile ilgilenmez!

Oysa 2010 yılı BKM sayımlarına göre kredi kartları toplamı 47 milyona ATM kartları ise 70 milyon adede ulaşmış durumda.

Bu ne anlama geliyor?

Tam tamına 117 milyon banka çalışanı.

Hem de hiçbir ücret talep etmeden, tüm gişe işlemlerini, kâh güneşin altında artı otuz dokuz, kâh kar ve tipi altında eksi derece hava şartlarında işlem yapan, kuyruklarda zamanını tüketen, böyle cefekar elamanları hangi insan kaynakları kuruluşu bulabilir ki? Hadi buldunuz diyelim, böyle şartlarda çalıştırmaya kalksanız, acaba kaçı ertesi gün ATM başına gelecektir?

2003 yılından 2010 yılı sonuna kadar ATM kartlarında %67 kredi kartlarında ise % 41.8 artış olmuş. Keza visa, master kart ve diğerlerinin yurt içi ve dışı toplam cirosu, 2003 de 39. 415 (milyon TL) den 2010 da 234.256 (milyon TL) çıkmıştır.

Yukarda ki değerleri görünce insan bayağı gururlanıyor değil mi? Ama son gelişmelerle kazın ayağı hiçte öyle görünmüyor.

Siz tüm bu olumsuzluklara katlanıp, gişelerin yapması gereken işlemleri kendiniz yapıyor ama karşılığında hiçbir avantaj sağlı yamıyorsunuz. Kart ücretleri, bu kartların bağlı olduğu zorunlu vadesiz tasarruf hesaplarından alınan işletim ücretleri ile,verilen hizmeti, sanki mevduat sahibi ya da banka müşterisi değilmişsiniz gibi birde size fatura ettiriliyor.

Ne güzel değil mi?

Bankaya hem tasarruf, hem de kredi kartını kullanıp, o bankanın iş çevreleri ile daha çok buluşmasını sağlıyor ve her ne şekilde olursa olsun, bu kayıt dışı ekonomik ortamda, satıcıyı kayıtlı işleme mecbur edip, birde fazladan yüzde üç komisyon ücretini aldığınız malın üstüne bindirmelerine göz yumuyorsunuz.

Aynı alışverişi, nakitle yaptığınız zaman, küçümsenmeyecek indirimlerle karşılaşmanıza rağmen, duyarlı ekonomik yurttaş görevinizi de ihmal etmiyorsunuz!

Şimdi alınan son ekonomik kararlar ve kredi munzam karşılık oranları gibi, birçok nedeni gerekçe gösteren bankalar, hiçbir bildirimde bulunmadan bu işlemlerden de komisyon almaya başlamışlar. Hesap hareketlerinizi kontrol ettiğiniz fiş parası gibi, böyle bir sürprizle karşılaşırsanız sakın şaşırmayın.

Gene, AVM gibi büyük tüketim yerleri ile anlaşan ya da bu bankalarla ortak olan benzer işletmelerin, kendi banka kartı müşterilerine sağladıkları indirimleri, ödeme kasa kuyruklarında görünce şaşırıp kalıyorsunuz!

İki yüz liralık benzer ürünleri aldığınızda, sizin kartınız farklı ise, anlaşmalı kart tarafı, kırk elli lira daha ucuz ödeme yapabiliyor. Bu nerede ise yüzde yirmi beş, doğrudan indirim ya da kazanım denk geliyor.

Bir ülkede, zamanında vergini veriyor, tasarruflarını ülke ekonomisine katkı yapsın diye bilinçli bir yurttaş olarak, götürüp bankalara, hem de resmi enflasyon oranlarında ki pata pat faizlerle yatırıyor, ekonomi denetlensin, ülke maliyesi KDV, ÖTV kazansın diye, kredi kartı kullanıyorsanız, sakın aferin beklemeyin! Üstüne üstlük bununla da kalmayıp, bu kayıtlı tavrınızdan dolayı, ‘’kör tuttuğunu öper’’ misali bir sürü kesinti yapılmasını da sineye çekmelisiniz.

Olsun, hiç olmazsa böyle yapmayanlar için yasal yaptırımlar var diyorsanız, orada da yanıldınız demektir. Zira vergi, kredi ve kredi kartı borçlarını ödemeyenler için çıkarılan aflar ve getirilen kolaylıklar, düşük faiz ve uzun ödeme planları, onları her zaman sizden daha avantajlı duruma getirmektedir. Geçmişe dönük verilere bakın sizde rakamsal verileri şaşkınlıkla izleyeceksiniz.

Üşenmeyin bir yıl esas alarak, tüm bu işlemlerinizi, hesap, kart ve işletim kesintilerini, üst üste toplayıp, aldığınız mevduat faizlerini ve stopaj giderlerini de toplayıp, çıkarın. Elde ettiğiniz getiriden, yıllık enflasyon değerini düşün, gerçekler daha iyi gözünüzün önüne çıkacaktır.

Sözün özü;

Liberal ekonomilerde denetlenmeyen tasarruflar ve meccanen yapılan her işlem, liberal ekonomik tacize ve istismara uğramaya mahkûmdur!

Kazım Çiloğlu