Çetin Ünsalan – Tarık…

İsmi gibi adamdı; gerçekten adamlık kelimesinin anlamını veren adamdı. Tarık Akan’ı son yolculuğuna uğurladık. Sanıyorum kendini bilmez ve kimseyi sevmez bazı sapkınların dışında, herkesin ortak sevdalısıydı.

Kimi salon filmleriyle, kimi sosyal içerikli filmleriyle, kimi duruşuyla, kimi Atatürk sevdasıyla, kimi mütevazı kişiliğiyle, kimi komşuluğuyla, kimi eğitime gönül vermesiyle, kimi hak arayan namuslu insanların yanında olmasıyla yakın hissetti onu kendine. Ama hep bir nedenle sevdi Tarık Akan’ı…

Belki de bu yüzden herkes kendinden olduğunu anlatmaya çalıştı. Oysa bilmiyorlardı ki Tarık Akan kimseden değildi. Adı gibi tarıktı. Yani yoldu. Onun eğitime, bilime gönül vermiş, insan olmayı esas alan, Atatürk sevdalısı bir yüreği vardı.

Çünkü biliyordu ki yolundaki pusulası Atatürk ise, özgürlükler vardı; eğitim vardı; hak vardı; bilim vardı; akıl vardı; ahde vefa vardı; fikir namusu vardı.

Bir istatistik sonucuna göre Türkiye’de her 982 kişiden birinin adı Tarık. Kaçı sapmadan bir yolda gidebilmeyi başardı bilemiyorum ama, o bunun hakkını verdi. Bu nedenle çekiştirip durmayın Tarık Akan’ı… Çünkü onun yolu vardı.

Belki onu barikatlardaki haliyle hatırlamak istiyorsunuz; belki salon filmlerinin yakışıklı aktörü olarak. Bırakın herkes sevdiği yerden sahiplensin Tarık Akan’ı. Çünkü o bir ortak değer. Fikrini, duruşunu her fırsatta ortaya koymuş ve bunu da kimseye yaranmak için yapmamış birini, hiç olmazsa aramızdan ayrıldıktan sonra çekiştirip durmayın.

Kendisinin de bir konuşmasında dediği gibi tek bir yolu vardı Atatürk, tek bir tarafı vardı Cumhuriyet. Üstelik bunu laf olsun diye yapmadı. Öyle meydanlarda atıp tutup, dönüp arka kapıda haksızlıklara sebep olmadı.

O Bakırköy’ün mangal yürekli çocuğu, eğitim dedi; bilim dedi. Çocuklarının her birine, bu ülkenin geleceğine atılan birer tohum, yetişen fidan gibi yakındı. Burnu havada, protokol koltuklarının en önünde olmadı.

Egonun niteliksiz insanlar tarafından bile ortaya saçıldığı günümüzde, sahibi olduğu okulda dahi, gösterileri usulca en arkadan izleyecek kadar mütevazı, eğitimcilerin bilgilerine saygı gösterecek kadar bilime, uzmanlığa inanan, ama her özel günde çocuklarının yanında olduğunu gösteren bir ADAMdı.

Anlıyorum, ülkede namuslu adam sayısı azaldığı için hepiniz ona ‘bizden’ muamelesi yapmak istiyorsunuz. Ama yapmayın. Çünkü Tarık Akan herkesindi. Onu da kısır tartışmalarınıza ve siyasetinize alet etmeyin. Yaşarken edemediniz; kaybından sonra da etmeyin.

Kendisini bu kadar net ortaya koymuş bir insanı, ardından çekiştirmeyin. Dedim ya o adının anlamı gibiydi. Yolu vardı ve diğer sözlük anlamına yakışır bir biçimde bu ülke için ‘gerekli’ idi.

Belki de onun hayatı, Frank Sinatra’nın ‘My Way’ şarkısındaki gibiydi ve pusulası da Atatürk’tü. Ve şimdi yeni bir yola çıktı; ardında geleceğe dair yüzlerce Tarık Akan bırakarak. Güle güle güzel adam. Seni özleyeceğiz.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir