Çetin Ünsalan – Finansman ihtiyacı azalıyor mu?

Dünyada para bolken ve Türkiye sıcak para çekebilirken, geleceği satmak adına bu parayı kullanıp, ekonomide işlerin yolunda olduğu palavrasını sıkanlar ağız değiştirdi. O zaman cari açık, büyümenin normal bir sonucuydu ve finanse edilebildiği sürece sorun değildi.

 

Hata burada başlıyor. Cari açık finanse edilebilse de problemdir. Hele ki bunun finansmanını adına sıcak para denilen ve aslında borç yükünü arttırıp, elde avuçtakini satma sonucu doğuran yapıyla sağlıyorsanız; büyük problemdir.

 

Oysa Türkiye cari açıktaki yapısal sorununu o dönemde tartışsaydı ve gelen paranın üretime kaymasını sağlayıp, bu süreçte de imalat yapısını katma değerli üretimlere aktarsaydı, sonuçta gelir getirici bir faaliyet olduğundan borç değil, finansman olarak nitelendirilebilirdi. Oysa biz parayı yedik.

 

Paranın yetmediği noktada da finansmanı dededen kalma malları satıp, ihtiyacımızı da ithal ederek giderme yolunu seçtik. Bu yaklaşımda zaten cari açık sorununun ortadan kalkması mümkün değildi.

 

Şimdi para yok, ticaret daralıyor, cari açık iş hacminden dolayı geriliyor; Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de çıkıp ‘Azalan cari açıkla dış finansman ihtiyacı azalıyor, açığın finansman kalitesi artıyor’ açıklamasını yapıyor.

 

Çok güzel bir açıklama; zira iki gün öncesine kadar cari açık meselesinin sorun olmadığını, büyümenin doğal bir sonucu olduğunu belirten isim de Mehmet Şimşek idi. Oysa birincisi yapısal olarak cari açık sorunu halledilmedi.

 

İkincisi ihracat ve turizm gelirleri de azaldığı, yeni para da bulunamadığı için finansman sorunu varlığını koruyor. Üçüncüsü Mehmet Şimşek yine doğruyu söyleyemiyor. Dördüncüsü iktidar halen özel sektörün borcunu, Türkiye’nin borcu olarak görmemekte ısrar ediyor.

 

Daha sade anlatmam gerekirse, aldığı maaş yetmeyen bir kişi düşünün. Geçimini sağlamak için bankalardan borçlanıyor. Hayatını finanse etme sorunu baş gösterdiği ve kredi bulma olanağı olmadığı için, kredi muslukları kesiliyor. Sıkıntı büyüyor ve o süreçte işsiz de kalıyor.

 

İşte Mehmet Şimşek’in söylediği de tam buraya tekabül ediyor. Bundan sonra işe gitmek zorunda olmadığım için yol parası ihtiyacım azaldı. Bu da finansman kalitemi düzeltiyor. Gelirin yok olmuş, giderinin üzerinden hesap yapıyorsun ama kesin ödemen gereken paralar var; kredi de bulamıyorsun.

 

Bu vatandaşın durumu ne kadar iyi ise, Türkiye’nin de durumu o kadar iyi. Mal satmayalım, böylece de cari açık vermeyiz. Ama soru şu: Özel sektör iş yapmadan kısa vadeli 120 milyar doları nereden bulacak; düşse de cari açık finansmanı için gereken 35 – 40 milyar dolar nereden çıkacak?

 

Özetle Türkiye’nin finansman ihtiyacı nispi olarak düşüyor ama gelir kalemleri de çakıldığı için sorun eskisinden daha kronik bir hal alıyor. Bırakın başarılı ekonomi palavralarını da bu sorunun yanıtını verin. Turizm ve ihracat gelirlerinin yerine ne koyacaksınız? Daralan ekonomide geliri nereden elde edeceksiniz?

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir