Anketlere göre ABD’li işçilerin yüzde 56’sı eylemciler ile aynı fikri savunuyor.
Ve dostlarım, hareketin bütün tarihini size şöyle özetleyebilirim: Önce sizinle ilgilenmezler, yokmuşsunuz gibi yaparlar. Sonra sizinle dalga geçerler, karşınıza geçip gülerler. Sonra size saldırırlar, sizi yakmaya çalışırlar. En sonunda kazanırsınız, adınıza anıtlar dikerler. Süreç Amerikan Birleşik Giyim İşçileri Sendikası için de böyle olacaktır.” Bu tartışmalı ifade 1918 yılından kalma. İddiaya göre Mahatma Gandi böyle söylemiş. Şimdi kimin söylediğini unutun. İfadeye Zuccotti Parkı sakinleri açısından bir bakalım, müsaadenizle. Önce hakikaten herkes onlar yokmuş gibi yaptı. Sonra dalga geçtiler. Şimdi ‘yakma’ aşamasına doğru hızla ilerliyoruz. Ama bakın, “Wall Street’i işgal” eylemcilerini daha New York’taki Zuccotti Parkı’ndan atabilmek mümkün olmadı. Amerikan sol popülizm geleneği, 1960’lardan beri ilk kez yeniden su yüzüne çıktı. Sol popülizm de maşallah Amerikan sağ popülizmi kadar güçlüydü. Çay Partisi hareketinin sağ popülizmi Cumhuriyetçi Parti’yi bir sarsmıştı, şimdi değiştirecek gibi duruyor. Sol popülizm dalgası da Demokrat Parti’yi titretip kendine döndürebilir. Şimdilerde hareket sınıfsal tabanına da oturuyor gibi. Zuccotti Parkı’ndaki gençlere en büyük destek işçi sınıfından gelecek gibi duruyor. İşçiler sanki mesajı almış gibi duruyorlar. Amerika’da kimse bankacıları sevmiyor. Hem sayıları da az. İşimiz var yani. Gelin bakın nasıl?
Hatırlayacaksınız, Amerika’daki “Wall Street’i işgal” eylemcileri işe başladığında, bir erken değerlendirme yapmıştım. 4 Ekim tarihinde, Radikal’de “Zenginlere acıyın, onlara yardım edin” demiştim. Zuccotti Parkı sakinleri işe böyle dalga geçerek başlamışlardı, hatırlayın. Şenlikli muhalefet hep eğlencelidir. Yazının sonu şöyle bağlanıyordu: “Zuccotti Parkı sakinlerinin sayısı artarsa ne olur? Başkan Obama’nın, Maynard Keynes’in ‘Uzun dönemde hepimiz ölmüş olacağız’ şiarına uygun etkili adımlar atabilmesi mümkün olur. Utangaç genişletici politikalar, yerini işin aslına terk edebilir. Bugün bu anda istikrar yerine istihdama ağırlık verilmesi gerektiği konusunda bir mutabakat güçlenir.”
Amerika’da son yapılan anketlerin iki sonucu var: Öncelikle, medyada bu ekonomik krizden sonra en çok yer alan ikinci haber malzemesi, banka karşıtı gösteriler. Geçen hafta, önceki haftaya göre kamuoyunun gözünde önemleri daha bir arttı. İnanmıyorsanız, Pew Araştırma Merkezi’ne girip bir bakın. İkinci olarak ise, yapılan anketlere göre, Zuccotti Parkı sakinleri üniversite eğitimi almamış beyaz erkek ve kadınlar tarafından destekleniyor. Üniversite eğitimi almamış, beyaz erkek ya da kadın, Amerikan işçi sınıfını temsil ediyor. Son anketlere göre, bu grubun yüzde 56’sı eylemcilerle aynı kanaatte, yüzde 31’i ise söylediklerine karşı. Bu ne demek? Kim olduklarını bilmiyorlar, sokakta olma gerekçelerini destekliyorlar. Ben size söyleyeyim; Obama’nın seçimi kazanma ihtimali bu hareketle birlikte hakikaten büyüyebilir. İşçiler içinde Başkan Obama’yı destekleyenlerin oranı bugünlerde yalnızca yüzde 26. Obama ne yaparsa kendisine yeni bir destek alanı bulabileceğini herhalde yakında görecektir. Yani ne olur? “İstikrar değil istihdam” yaklaşımı öne çıkar. Bankalara destek olmak giderek güçleşir. Merkel ve Sarkozy, Avrupa bankalarına destek çıkarlarsa 2012 seçimlerinde daha da zorlanacaklarını idrak ederler. Ekonomide işlerin hızla iyiye dönmesi daha da zorlaşır.
Zuccotti Parkı sakinleri dünyayı ayağa kaldırmayı başardılar. Geçen hafta sonu isyan ateşi dünyanın dört bir tarafını sardı. Meğer dünyada ne çok öfkeli varmış. Meğer kimse bankacıları sevmiyormuş. Ben bu hali yeni normalin eskisine asla benzemeyeceği biçiminde okumak gerektiğini düşünüyorum. Bu arada, Amerika halkının yüzde 47’si Wall Street’in Amerikan ekonomisi için zararlı, yüzde 38’i ise faydalı olduğunu düşünüyormuş. Tarihin tekerleği galiba tersine dönmeye başlayacak. Durun bakalım.
Ben bir daha hatırlatayım: Karl Marx yüz yıldan fazla bir zaman önce sosyalizmin zaten gelişmiş ülkelere has bir realite olduğundan bahsetmişti. Buyurun işçiler Zuccotti Parkı’nda!