15 Temmuz’un Sırrı Ne?

Türkiye hareketli gündeminin içerisinde farklı olayları yaşıyor. Bir tarafta terör olayları, bir yanda meclisteki yemin krizi, öte noktada futbolda şike iddiaları… Yoğun gündem içinde vatandaş her birini eş zamanlı olarak takip etmeye çalışıyor.

Peki tüm bu aksiyon içerisinde dikkatinizi çeken bir nokta oldu mu? Terör örgütü, eylemsizlik kararını seçim sonrasına ertelemişti. Kritik tarih olarak 15 Haziran’ı söylüyordu. Sonra ne olduysa, sözde çatışmazlık kararının haziran ayı başında 15 Temmuz’a ertelendiği açıklandı. İmralı’daki bebek katili uzatma kararını avukatları aracılığıyla duyurdu.

Hatta iddia o dur ki, bunun ağustos ayına da uzatılabileceği, ama 15 Temmuz tarihine kadar olan gelişmeleri izleme kanaatinin öne çıktığı söylendi. Tek başına bir anlam ifade etmese de, bütün içinde ilginç bir gelişme olarak bunu not alın.

Akabinde seçimler yapıldı. Silivri’den milletvekili seçilen isimlerin mahkeme kararıyla tutukluluğunun devam etmesi sıkıntısı belirdi. Ciddi tartışmaların ardından yemin tartışması yapılan noktaya gelindi.

Başbakan bilhassa CHP’ye rest çekerek ‘tükürdüklerini yalayacaklar’ cinsinden talihsiz bir açıklamada bulundu. CHP seçilen milletvekillerinin tutukluluğun devam etmesi konusundaki tepkisini sürdürdü ve yemin etmeme hususundaki kararlılığını bizzat Genel Başkan Kılıçdaroğlu düzeyinde dile getirdi.

Sonra AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş çıktı ortaya ilginç bir çıkış yaptı. Yemin etmemekte ısrar eden milletvekillerinin, vekilliklerinin düşebileceğini söyledi. Peki ne zamana kadar yemin etmeleri gerekiyordu Elitaş’a göre? 15 Temmuz…

Ardından futbol dünyasını sarsan şike iddialarıyla gözaltılar gerçekleşti. Kimse tam olarak ne olduğunu anlamasa da yer yerinden oynadı. Doğal olarak Türkiye Futbol Federasyonu da devreye girdi.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve TFF başkanvekilleri Lutfi Arıboğan ve Göksel Gümüşdağ ile Yönetim Kurulu Üyesi Yunus Egemenoğlu, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk ile görüştü.

Çıkışta bir basın açıklaması yapıldı ve Federasyon Başkanı Aydınlar, kararın en geç 15 Temmuz’da verileceğini belirtti. Bu tarih yine karşımıza çıktı. Şimdi bu kadar detay tesadüf müdür bilinmez ama, birinin bu 15 Temmuz’un sırrını açıklaması gerekiyor. Zira bültenlere bakarsanız, tüm fon yöneticileri ve finans kuruluşları da 15 Temmuz tarihine dikkat kesildi.

Terör örgütünü ve futbolu bilemeyiz ama, ekopolitik üzerinden akıl yürüterek bir sorunun yanıtını arayabiliriz. Tüm bunların sıkışan ABD ekonomisi ile bir ilişkisi var mı? Zira ABD için zaman kısalıyor. Bunu nereden çıkarıyoruz?

30 Haziran tarihli ABD Hazine Bakanı Geithner’in açıklamasından… Kongreye bir mektup yazarak durumu anlatan Amerikalı Bakan ne dedi? “Kongrenin yasal borç limitini, ülkenin kaderi ve kredibilitesi adına acilen yükseltmesi gerekiyor.” Ne zamana kadar? 2 Ağustos… Buna Suriye ve İran eksenli gelişmeleri ve ‘acil’ kodlu eylemleri de katarsanız, bir anlam çıkarabilirsiniz.

Burada kırılma noktasını CHP’nin yemin edip etmemesi belirleyecek. Nitekim olay zannedildiğinin ötesinde kritik bir öneme sahip ki, Kılıçdaroğlu vekillerin kapı kapı dolaşıp, niye yemin etmediklerinin anlatılmasını istedi.

Bu talebini de ortaya koyarken, grup toplantısında mealen ilginç bir ifade kullandı: “Kendimiz için değilse bile, çocuklarımın geleceği için tepkimizi ortaya koymalıyız. Bu cümleyi açarak okumalıyız.

CHP baskılara boyun eğerek duruşunu bozar ve yemin ederse ne olur? Başbakan neden bu konuda bir ileri bir geri hareket edip, zaman zaman stres düzeyini de yükselterek manevra yapıyor? Çünkü CHP’nin durumu kabullenerek yemin edip, meclise girmesi AKP’nin önünü uzun bir süre için açacaktır. Bu hangi sonuçları doğurur?

Yemin edilirse, ABD’nin planı işlemeye devam edebilecek. Sahte Osmanlı, ılımlı ve sahte İslam projeleri aksamadan yürüyebilecek. Sıcak para gelecek ve borçlanma sürecek. Ama yemin etmeme konusundaki ısrar sürerse, olası bir seçim ihtimali ortaya çıkacaktır.

Bu durumda, Anayasa hayallerini suya düşen ve son vurgunu yapmadan kaçan bir yabancı sermaye ile karşı karşıya kalabiliriz. Hepsinden önemlisi Türkiye 12 Haziran seçimlerine gözü gibi bakan uluslararası bankerlerden bir anlamda seçimin rövanşı almış olur.

Hangisi doğrudur, sizin takdirinize bırakıyorum. Dedim ya, ben sadece beyin jimnastiği yaptım ve sizlerle paylaştım. Fakat yine en başa dönüp, aynı soruyu sormak istiyorum. Eğer tüm bunlar doğru ihtimaller değilse, bu 15 Temmuz’un kerameti nedir? Lütfen biri açıklasın.

[email protected]

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir