Ağlamayı bileceksin

– wp:paragraph –>

Ülkede reel sektörün tam bir fotoğrafını envanter ile çekip, bir yol
haritası belirlemeyince işler bir türlü oturamıyor. Hem kaynak sıkıntısı ortaya
çıkıyor; hem de akıl almaz işlere günübirlik politikalarla imza atılıyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Bundan 10 sene önce dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı ile bir sohbet
sırasında kendisine şunu sormuştum: Bu ülkede teşvikler neye göre veriliyor? 6
bölgeli teşvik sisteminden falan bahsetti bana. Dedim ki öyle değil. Bunun tek
bir kriteri var. Lobisi güçlü olan teşvik alıyor.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Bu nedenle de sağlıklı bir envanter çalışması yapmadan sonuç
alınmasının olanaksız olduğunu kendisine anlatmıştım. Elbette ikna olmadı.
Çünkü o günlerde işler görece daha yolundaydı.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Fakat geldik 2019 yılına durum yine değişmedi. Yine destek talepleri
havada uçuşuyor. Lakin görüyoruz ki yine aynı sektörler, doymazlıklarıyla
gündemdeler. Her sektör için bunu ayrı ayrı konuşabiliriz.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Ama dört sektör üzerinden örnekleme yapalım. Bugünlerde kim destek
bekliyor? Otomotivciler ve inşaatçılar… Her dönemin en çok desteklenen
sektörü otomotivde geldiğimiz noktada halen dış ticaret açığı veriyoruz.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Yerli katkı payı oranı gittikçe düşmüş; yan sanayi firmaları yurtdışına
OEM yaparken, içeriye mal satmakta güçlük çekiyorlar. Dünyada ar-ge süreçlerine
dahil edilirken, burada tedarikçi muamelesi görüyorlar. Şimdi yine destek
istiyorlar. Ne için? Satabilmek…

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Babayiğit dahil ne olanaklar sunulduğunu, mantığı da zorlayan ölçüde
biliyoruz. Diğeri ne inşaat… Son 17 senenin tüm sektörler unutularak
desteklenen ve büyük ölçüde yanlış yatırımları aç gözlülük içinde yapan bu
sektör, sanıldığı gibi 250’yi aşkın piyasayı halen hareketlendiriyor mu?
Tartışılır…

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Çünkü büyük ölçüde ithal malzeme kullanıp, yerlilerde de ödeme
problemleri yaratarak ciddi bir sorunun başlığını oluşturuyorlar. Ama görüyoruz
ki onlar da destek ve teşvik peşinde… Hatta likide muhtaç bir reel sektör
gerçeği var iken, sadece onlar desteklenmeye çalışıyor. Sonuç ne? Milyonları
aşkın bina stoğu..

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Gelelim madalyonun diğer yüzündeki iki sektöre… Turizm… Son derece
hatalı dış politikalar noktasında sıkıntı yaşayan, en iyi ihtimalle bu sene
sonunda 2012 cirolarını yakalamaya çalışan, buna rağmen didinerek uğraş veren
bir sektör.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Şimdi kişi başı ziyaretçiye aldanıp, ciroları üzerinde bin 7,5 olduğunu
söylenen ve kim tarafından nasıl kullanılacağı belli olmayan bir salma ile
karşı karşıyalar. Bir diğeri de tekstil hazır giyim.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

1000 dolar makine yatırımıyla istihdam yaratan bu sektör adım adım
Anadolu’yu gezip, yatırım olanakları arıyor. Belli bir projeleri var. Türkiye’nin
göçten istihdama birçok sorununu eş zamanlı çözebileceklerini iddia ediyorlar.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Sıkı durun kilogramı 17,5 dolara mal ihraç ediyorlar. Ne yazık ki
onların da sesini kimse duymak istemiyor. Yazılımcılardan bahsetmiyorum bile…

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Sözün özü şu: Eğer bir planınız yoksa, yol haritası belirlemediyseniz, gelişen teknolojileri uyumlu hale getireceğiniz sektörlere yüzünüzü çeviriyor; yıllarca teşvik ve destek görmesine rağmen, desteklediklerinizle bir arpa boyu yol kat edemiyorsanız durup düşüneceksiniz.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

Her sektör kıymetli. Ama sistemi ağlamayı bilenin, sesi daha çok
çıkanın ya da dönemin Bakanı’na söylediğim gibi lobisi güçlü olanın
desteklendiği sistemden çıkarmadığımız sürece sonuç almamız tamamen tesadüflere
bağlıdır.

– /wp:paragraph –>

– wp:paragraph –>

[email protected]

– /wp:paragraph –>

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir