Aman Komşu Yapma

Avrupa ekonomisinin diken üstünde seyrettiği ve domino etkisinden korktuğu Yunanistan’da işler iyice karıştı. Yıllarca yanlış politikalar nedeniyle batma noktasına gelen ülke, şimdi ikinci bir hataya doğru adım adım ilerliyor.

Bugüne kadar çalışmadan gelen parayla yaşamaya alışan Yunanlılar, sistemlerini aynen devam ettirme eğiliminde. Dün, gelen hibe ile yaşayanlar, bugün borçla yaşamayı cazip gören bir anlayışa doğru ilerliyorlar.

Şüphesiz bunda IMF ve AB kıskacına düşmüş olmasının, Avrupa ile ABD arasında kaynakları nedeniyle tost konumuna getirilmesinin ciddi etkisi var. Şimdi de Türkiye’yi örnek alma düşüncesi belirdi.  Hatta Başbakan Papandreu ‘Türkiye yaptı biz de yapabiliriz’ şeklinde bir açıklama yaptı.

Bu açıklama ölümü gösterip sıtmaya razı etmek midir, yoksa milli hassasiyetleri gıdıklayarak sert önlemler paketini uygulamaya almanın yolu mudur bilemiyorum, ama gidiş gidiş değil. Bence önce Yunanistan, içeriden yurtdışına kaçırılan paranın peşine düşmeli. Fakat akıl hocamız aynı olunca böyle bir ihtimal gündeme bile gelmiyor.

Peki madem Türkiye’yi örnek alacak o zaman ben Yunanlılar’ın başına neler geleceğini aktarayım: Öncelikle bankalarını batırmak zorundalar. Öyle kurtarmak gibi bir düşünceyi akıllarından bile geçirmesinler. Dünya 2008’de kurtardı mı? O Yunanlılar’ı ilgilendirmez. Tıpkı bizi de ilgilendirmediği gibi… Reel sektörünü falan da desteklemeyi düşünmesin. Sakıncalı bir durum, ağabeyleri kızabilir.

Sonra tedbirler paketini meclisten geçirmeyi başaracaklar. Yetmez, bir de uygulama safhası var. Fakat paket geçtiği anda göreceksiniz ki tüketimde kullanmak kaydıyla krediler yağacak ve insanların nefes alması sağlanacaktır.

İnsanlar borç parayla tüketecek, ülke ithalat ve gelen sahte finansmanla büyümeye geçecektir. Fakat asıl bela burada başlayacak. Hiçbir katma değer üretmeden rakamlarla gelen büyüme, borcun sürdürülebilirliği ilkesiyle devam edecek. Hükümet başarılı ilan edilecek.

Tansiyon düştükten sonra borçla uyuşturulan ülke, başarılı yöneticileri sayesinde elinde avucunda ne varsa tek tek satmaya başlayacak. Buna Ege ve Akdeniz’deki doğalgaz ile petrol havzalarına ait haklar da dahil.

Cari açıkları artacak ama başarı nutukları atılacak. Ülke trilyonlarca dolar faiz ödeyecek, ama borcu yeni imtiyazlar için yükselmese bile sabit kalacak. Borcundan kurtulmasının değil, borcunu döndürmesinin asıl başarı olduğu medya aracılığıyla pompalanacak. Çok geçmeden gelir idarelerinin özelleştirilmesi gündeme gelecek. Yani bildiğiniz kapitülasyon…

Kendilerini kurtarıp, çocuklarını, torunlarını batıracaklar. Gelecekten yiyecekler ve girdikleri anaforun sonucunda uluslararası bankerlerin işi bitene kadar finanse edilecekler. Sonra mı? Denizin bittiğin noktada başarı nidaları arasında adım adım parçalanacaklar.  Mesela bunun için de Batı Trakya Türkleri, uluslararası bankerler için biçilmiş kaftan…

Ve bunların tümünü, uluslararası derecelendirme kuruluşlarının, Dünya Bankası’nın, IMF’nin Avrupa Merkez Bankası’nın ‘Ekonomide her şey yolunda’ açıklamaları arasında yaşayacaklar. Ortada bir başarı olacağı kesin. Ama bu başarının Yunan halkına ve çıkarlarına ait olmayacağı daha net…

Komşu! Yol yakınken daha radikal ve kalıcı çözümleri konuşmalısın. Bu tavsiyeyi sana, senden bu yolda 30 sene ileride bir ülkenin vatandaşı olarak veriyorum. Ama yine dersen ki ‘Biz Türkler’le kardeşiz. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez’ ona bir şey diyemem. Bu şartlarda denilebilecek tek bir şey var: Sanal başarıların, sahte kahramanların ve gizli iflas içerisindeki ekonomilerin arasına ‘Hoşgeldin’.

[email protected]

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir