Avrupa’da Kredi Notu Katliamı

S&P  Avrupa  Birliği’nin dokuz üyesinin kredi notlarını düşürdü.  Bu katliam boyutunda  bir olay kuşkusuz.  Bunu Avrupa Birliği’nin sonu olarak değerlendirenler oldu.  Ben ters bir noktayım.  Kredi notu  katliamının AB’nin yeniden kurgulanmasına katkı yapacağını düşünüyorum.

Aslında kredi notu indirimi sonrasındaki gelişmeler de bu değerlendirmeyi doğrular gibi görünüyor. Birkaç yıl önce böyle bir kitlesel katliam yapılsaydı sanırım yer yerinen oynardı. Hemen asrın olayı yaftasını yapıştırılırdı buna. Ama dikkat ettiyseniz yaygın kredi notu indirimi önemi ölçüsünde ilgi çekmedi, önemli bir etki yaratmadı.

*                         *                        *

Kredi notu katliamının iki boyutu var. Bunlardan birisi notu indirenle öteki de notu indirilenlerle ilgili. Notu indiren kuruluş bu alanın eskilerinden ve bir dönem en güçlü gibi görünen bir kredi derecelendirme kuruluşu. Kredi derecelendirme kuruluşlarının gücünün ve dünya ölçeğindeki işlevselliğinin küreselleşme süreciyle paralel geliştiği söylenebilir.

Liberalleşen ve daha piyasa ağırlıklı hale gelen küresel ekonomide kredi derecelendirme kuruluşları piyasa aktörlerinin risk değerlendirmesinin temel referansı haline geldiler. Ama kredi derecelendirme kurumlarının esas güç ve itibar kazanmaları uluslararası sermaye hareketlerinin serbestleşmesi ve üstlerindeki  regülasyon  baskısının azaltılması ile oldu.

Küresel kriz süreci  bu kurumların  güç ve itibarı pek de  düzgün kullanmadıklarını ortaya çıkarttı.  Nitekim, kredi  derecelendirme  kurumları  güç ve itibarlarının büyük kısmını küresel kriz sürecinde  kaybettiler.  Bunun iki nedeni vardı. Nedenlerden birisi kriz sürecinde ortaya çıkan kredi notu skandalları oldu. Fiili durumla kredi notları arasında uçurumlar olduğu çıktı ortaya. Bu kuruluşların işlerini gereken özen ve yansızlıkla yapmadıklarına dair bir inanç gelişti.

Kriz dinamiğini kestirip bunu  kredi  notlarına  yansıtmakta sergiledikleri zafiyet söz konusu kuruluşların  kriz öncesindeki güç ve itibarlarını kaybetmelerinin ikinci nedeni oldu.  Riski önceden algılaması gereken bu kurumların tam tersine böyle bir algı geliştirme kabiliyetlerinin olmadığı  anlaşıldı. İtibar sıfıra yaklaştı.

S&P’nin  dokuz  Avrupa ülkesinin kredi notunu tek kalemde indirmesinin pek de önemli bir etki yaratmamış olması  indirimi yapan tarafın ciddi itibar kaybına uğramış olmasıyla bağlantılıdır diye düşünüyorum.

*                      *                       *

Aynı  sürecin ikinci yüzü kredi notu düşürülenlerle ilgili. Burada da küresel krizle bağlantılı bir itibar sorunu olduğu söylenebilir. Kriz AB ekonomisinin önemli zafiyetlerle malul olduğunu ortaya çıkarttı. Üye ülkelerin bir kısmında önemli makroekonomik dengesizlikler olduğu ama bunun öteki göstergelere yansımasının engellendiği anlaşıldı. Daha da önemlisi, bu tür sorunların tekil ülkelerde yarattığı kredi notu sonucunun Avrupa Birliğinde sürekli ötelenmiş olduğu da kriz sayesinde anlaşıldı.

Makroekonomik sorunlarını kriz sürecinde artık öteleyemeyen AB ülkelerinde birden fazla kredi notu indirimi yapıldığı biliniyor. Katliam düzeyine ulaşan son not indiriminin özelliği hem makroekonomik zafiyet içinde olup hem de buna göre bir kalıp içinde var olmayı reddeden, örneğin Fransa gibi, büyük AB üyelerinin de  bu  pakete  dahil edilmiş olmaları.

Sonuçta   S&P’nin gecikerek de olsa gerekeni yaptığı söylenebilir. Küresel krizle ortaya çıkan yeni dinamikler Avrupa Birliği içinde yer alan pek çok ülkenin gereken boyutlara, yani kendi doğal iktisadi koordinatlarına çekilmesini zorunlu kılıyor.

Bunların bir kısmı eskinin egemen ülkeleri. Bir kısmı da egemenlerin oluşturduğu Birlik içinde daha güvenli ve  imkanlı biçimde yaşayabileceklerini düşünen çevre ülkeleri. Bu birliktelik küçük çevre ülkelerine kendi   imkanlarını çok aşan yaşama imkanları  verdi. Yapısal zafiyeti olan bir kısım büyükler de  ulusal  imkan ötesi bir şişkinlik içinde var olmayı adeta sisteme dayattılar.  Kredi derecelendirme kuruluşları da bu çarpıklıkları kendi risk göstergelerine yansıtmaya yanaşmadı. Hastalıklı yapılar itibarlı ülke olarak var olmayı sürdürdüler.

Şimdi bu oyunun bozulduğu, herkesin kendi iktisadi boyutlarına çekilmeye zorlandığı  bir zaman dilimini yaşıyoruz. Sonuçta S&P gibi kuruluşlar da oyunun bozulduğunu kabullenmek zorunda kaldılar. Son tepkisizlikten anlaşılacağı gibi bu  kabul onlara itibarlarını iade etmedi.  Ama Avrupa’ya kendi birliğini daha rasyonel öngörüler çerçevesinde yeniden kurma imkanı  verecektir  diye düşünüyorum.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir