Çetin Ünsalan – Ayna küskünleri

IMF’nin Türkiye’ye yönelik büyüme öngörüsünü düşürmesine ve kırılganlıklara dikkat çekmesine Ekonomi Bakanı Zeybekçi çok bozulmuş. Yakında ‘yüzde 45,5 aldık bize ram etmeniz lazım’ derse şaşırmayın. 

IMF’nin kendi içindeki samimiyeti ayrı bir tartışma konusu elbette. O şimdi ellerini ovuşturup, hovarda Türkiye’ye en ucuz faizle para verip, bir stand by ile siyasi taviz koparmanın telaşına düştü.

Zeybekçi deseniz zaten bir muamma. Bakan olmadan önceki durumunu Denizli ahalisi kulislerde ilginç anekdotlarla anlatıyor da, bakan olduktan sonra kayda değer tek bir analizi, açıklaması olmadı. Teşbihte hata olmazmış; bozuk plak gibi detayını bilmediğinin anlaşıldığı, aynı şeyleri tekrarlayıp duruyor.

Ama mesele ne IMF’nin niyeti, ne de Zeybekçi’nin kırılgan alınganlığı… Daha büyük bir resimde, bir bakış açısından bahsediyorum. Bu zihniyetle fikir tartışamıyorsunuz. Dünya verdiği parayı geri istiyor ‘faiz lobisi’ oluyor. Ana muhalefete ‘genel müdür’, üçüncü partiye ‘yavru muhalefet’ deme aymazlığı bir yana, diğerleri zaten dikkate alınmıyor, eleştiren herkes de vatan haini…

Hakkını arayanlar bozguncu, anayasal hakkıyla itirazını dile getirenler çapulcu, ekonominin iyi gitmediğini belirtenler felaket tellalı, iletişim özgürlüğünden bahseden pornocu, bir toplantıda atanamayan öğretmenleri dile getiren provakatör, geçinemediğini söyleyen birinin adamı…

İşlerin kötü gittiğini belirten sanayici işbilmez, Suriye ile bir savaşa karşı çıkanlar ajan, kendisini eleştiren dünya liderleri kötü niyetli, dış siyasette hata yapıldığını belirtenler monşer, her dediğini alkışlamayan gazeteci ipi birinde olması gereken bir şey, ülkenin kurucuları iki ayyaş…

Tencere tava kullanan başkalarına alet olan, bilimadamı, gazeteci, asker, siyasi, kendisiyle aynı düşünmeyen herkes terörist, ama Habur’dan girenler mutluluk vesilesi, 40 bin kişinin katili ‘sayın’…

Bu iktidarın mensupları herkese hakaretler yağdıracak, sonra da dönüp herkesi terbiyesizlikle suçlayıp, mağdur olacak. Benim inancım Yaradan’dan başkasına kulluk etmemeyi emredecek, ama dönüp birileri ‘biat edeceksin’ diye baskı yapacak.

Ayakkabı kutuları, kasalar, iddialar havada uçuşacak, ama Meclis’te komisyon kurup iddiaya konu olan kişileri aklamanın yolu açılacak. Dünkü ortağıyla arası bozulacak, can ciğer kuzu sarmasıyken 12 sene ne yapıldıysa beraber yapılmışken, saflık ayağına yatıp karşısındakini ‘devlet içinde devlet olmakla’ suçlayacak.

Sonra da bunu yapanlar inançlı ve mağdur olacak. Sizce de bunların tümünde bir terslik yok mu? İçlerinde doğrusu var, yanlışı var. Ama adalet yok. Temel soru şu: Bu ifadelerin hepsi tek kaynaktan dile getiriliyor. Herkes kötü ve yanlış olabilir mi? Yoksa Bora Ayanoğlu’nun şarkısındaki gibi memlekette ‘aynalar kırık şimdi’ mi?

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir