Bankacılık Sektörünün Analiz Raporu

Azalan kar rakamlarına rağmen hala yükseliş potansiyeli var… Sistemdeki serbest fonlar gitgide daralıyor… Bankalar, cari açık üreten bir ekonomide yavaş büyüyen fonlamaya bağlı olarak, topladıkları mevduatların yanısıra, portföylerindeki menkul kıymetlerini de büyüme için kullanıyorlar. Bankaların düşük kaldıraç oranları ve küresel bol likidite, ortalama %20 oranında mevduat büyümesi görülen 2002 yılından bu yana, %35’lik kredi büymesi sağlanabilmesinin ana nedenleri idi.

2002 yılında %33’ler seviyesinde olan krediler/mevduatlar rasyosu, şimdi %90’lar seviyesinde. Riskler. Zorunlu karşılıklarda yaşanan artışlar, her ne kadar sonunda ekonomik büyümeyi yavaşlatacak önlemler olsa da, ilk etkisi bankaların azalan marj ortamında yüksek getirili tüketici kredilerdeki hızlı artış oldu. Yılın ikinci yarısı, bankalar için daha az karlı bir ortamı işaret ediyor. Sistemdeki en önemli riskler olarak önümüzdeki dönemde zorunlu karşılık oranlarının daha da artması – daha çok bankaların net kar rakamlarını azaltacak bir etkisi olacaktır – , politika faizinde artış – yıl sonuna kadar MB’nın faizlerde artışa gitmesini beklemiyoruz, parekende kredi büyümesinde yavaşlama – bankaları sabit operasyonel giderleri ile başa çıkmak zorunda bırakacak ve kredi risk maliyetlerinin beklentilerden daha yüksek oranda artması – ekonomik aktivitede yaşanabilecek yavaşlığa bağlı olarak, karşılaşılabilecek riskler arasındadır.

Yine de, bankacılık sistemi güçlü. Her ne kadar bankacılık sistemi, önümüzdeki bir iki çeyrekte, karlılıkları azaltacak, bazı beklenmeyen olumsuz durumlarla karşılaşabilecek olsalar da, rakiplerine kıyasla Türk bankacılık sistemi oldukça cazip görünüyor. Tüketici kredilerin toplam krediler içerisindeki payının kıyasla düşük, kredi mevduat oranı nispeten düşük seviyede, yabancı kaynaklar çok sınırlı, kaldıraç oranları düşük, sermaye yeterlilik oranları kuvvetli ve tüketici kredilerinde katedilecek çok mesafe var.

Kar hedeflerini aşağıya çekmemize rağmen bankaların ağırlığını arttırmayı tavsiye ediyoruz. Uzun süredir karlılıkla ilgili ciddi çekincelerimiz vardı. Yıllık bazda karlılığın azalacağı aşikardı. Biz karların 2011’de %9 civarında daralmasını beklerken bir sonraki sene karların %11 artacağını öngörüyoruz. Cari açığın yarattığı endişeleri de göz önüne alırsak, sistemin %26 kadar yukarı potansiyeli mevcut bulunuyor. Bankacılık sisteminin yeni ortama hızlı bir şekilde adapte olacağını ve karlılık baskısının önümüzdeki dönemde azalacağını düşünüyoruz.

Mevduat artışı sınırlı kalsa da menkul kıymet portföyünün devreye gireceğine inanıyoruz. Gelişen piyasalar içinde hala sermaye yapısı kuvvetli olan bankacılık sistemine sahibiz. Beğendiğimiz hisseler arasında İşbank uygun çarpanları ve mevduat gücü ile ön sırada yer alıyor. Kamu bankaları arasında esnek yapısı ve yüksek getirili kredi portföyü ile Halkbank ön plana çıkıyor. Şu anki ekonomik ortamda karlılığının her ortamda daha istikrarlı olacağını düşündüğümüz TSKB’yi hala ön plana çıkarmaya devam ediyoruz. Şu anki finansal ortamda sınırlı çeşitlilikteki fonlamaya yapısına sahip olan katılım bankalarından Albaraka’yı ön plana çıkarıyoruz.

kaynak

http://www.ekoklinik.com/bankacilik-haberleri/bankacilik-sektorunun-analiz-raporu

 

 

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir