Bayram Mesajı

Ülkede ‘icat çıkarma’dan ‘fazla düşünme’ aşamasına kadar geldik. Memleketi için kaygılanmanın, dertlenmenin iktidar tarafından suç görüldüğü, milli değerlere sahip çıkmanın provokasyon olarak nitelendirdiği bir zamandayız.

Oysa bir akla ve bilime dayalı, değerlerle taçlandıran bir mucize yaratmıştık. Hastalananlar mı, yurtdışında seyahat uzatanlar mı görmedi bugün bu millet? Ama işte Cumhuruyeti’ne yine sahip çıkıyor. Vatandaş yine sokaklarda andımızı okuyor.

Bütün tartışma 2023 için sürüyor aslında. Atatürk’ün gösterdiği yolda 100. Yıla ulaşılması gerektiğini söyleyenlerle, çakma Dubai hayalleriyle ortalıkta dolaşanların tartışmasına sahne oluyor 90. Yılında genç Cumhuriyet…

Peki ya yarın? Bırakın 10 sene sonrasını, 50 sene sonra için neler düşünüyor çocuklarımız. İşte ben 50 sene sonra sadece ülkemizi değil, dünyamızı ilgilendiren bir ödev metnini sizinle paylaşmak istiyorum bu bayram.

Türkçe öğretmeni ödevi veriyor ve soru şu: 50 yıl içinde ne gibi teknolojik gelişmelerin olabileceğinden ve bunların insan yaşamını nasıl etkileyebileceğinden yazınızda bahsediniz. Şimdi sevgili oğlum Tan’ın beni düşündüren, mesajlar yüklü ‘Ah dede Ah’ başlıklı o hikâyesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

“Yıllar ne de çabuk geçiyor… 2063 yılı mı? Çok ileri bir zaman… Dedem Tan’ın 2013 yılından bugüne topladığı telefonlar ne kadar da değişik… O zamanın en büyük markalarından Iphone var. Şimdi dandik bir şey. Hologramlı telefon veriyorum dedemin eline, diyor ki: Şununla bir fiber posta gönderiver Esinticiğim.

Bu arada ismim Esinti. Şu anın en demode isimlerinden. Ama dedemin ve arkadaşlarının isimlerini duyunca ismimim son derece modern olduğunu düşünüyorum.  Her gün arkadaşım Bilopbip ile bir göktaşı kafesinde oturuyoruz. Bilopbip Kırotist gezegeninden arkadaşım. Babamın uzay otomobili ile yolculuk ediyoruz. Annemi uzay tutuyor ama bazen başka çaresi olmuyor.

Dedem sürekli: Nerede o eski bayramlar! Diye söylenip duruyor. Onun zamanında herkes bayramda tatile gidermiş. Bayram kelimesinin de 2-3 gün önce öğrendim. Şu anda bırakın bayramı, insanlar birbirlerini gördüklerinde selam bile vermiyorlar. Herkesin elinde bir hologramlı telefon var. Dünyaları sanki onun içinde…

İnternet diye bir şey varmış. Onsuz bilgi alamıyorlarmış. Şimdi herkes anında birbirine ulaşabiliyor. O dünya denilen gezegen de artık yok. Ay parçalandıktan sonra dünya yörüngeden çıktı; küresel ısınma yüzünden parçalandı. İnsanlar da uzaya yayıldı. Ne diyebilirim ki?

Teknoloji ve açgözlülük insanları köreltti. Keşke ben de dedemin zamanını yaşayabilseydim. Bu olan uzay savaşlarından daha iyi şeyler görebileceğim kesin olurdu bence.”

Atatürk fikri hür, vicdanı hür nesiller istiyor. Peki biz bunun için onlara gereken ortamı sağlıyor muyuz? Bir tarafta teknolojiye ‘icat çıkarma’ modunda yaklaşanlar, diğer tarafta vicdan ticaretine soyunanlar.

Bakın onların dünyası çok farklı. Teknolojiden bahsederken, gelecekte dünyayı savaşlarla yok edeceğimizden söz ediyor. O zaman Atamız’ın ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünü ne kadar anlıyoruz? Ne yazık ki bugün Suriye politikası kadar.

Teknolojinin ve açgözlülüğün danyayı yok etmekle kalmayıp, uzayda süren hayatta bile savaşlarla sürdüğünü anlatırken, Atatürk’ün ‘Vatan savunması söz konusu değilse, savaşın bir cinayet olduğu’ tanımlaması geliyor insanın aklına…

Gezi’de de gördük, bu makalede de izlerini buluyoruz. Biz bu çocuklara yetmiyoruz. Daha da yetmeyeceğiz. İşte Cumhuriyet namusu bunun için önemli. Atatürk’ün bize gösterdiği bilim ve akıl yolu bunun için gerekli. Atamız’ın ilim ve fen adreslendirmesi, vicdanın ise hür olması, milli ve manevi değerlere sahip çıkan nesillerin yaratılması adına kritik rolde.

Ne dersiniz? Sizce de bu Cumhuruyet Bayramı’nda, Cumhuriyet’in 90. yılında Atamız’dan alınacak bir ders yok mu? Artık İstiklâl Savaşı’nı veren ruha geri dönüp, işgalin tarafında olanlara ders vermenin zamanı gelmedi mi?

Cumhuriyet’in 100. yılına bağnaz kafalardan kurtulmuş, ilim ve akıl ile 10 senesini geçirmiş, çok çalışan, üreten ve milli bilincine sahip bir memleket olarak ulaşmak dileğiyle Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun memleketime… Ve son söz: Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne Mutlu Türküm diyene!

[email protected]

“Bayram Mesajı” ile ilgili 1 yorum

  1. yurtta sulh cihanda sulh dendiği için esad suriyesi henüz iç savaş başlamadan çok önce başbakan ve cumhur başkanımız tarafından uyarıldı, ama dinletilemedi vaziyet bu.
    malesef gençliğin vicdanı hür değil, vicdansızlık o kadar diz boyu ki, akp batsın da isterse vatan batsın!
    bunun sorumlusu kim , aynaya bakması gereken çok insan var.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir