Çetin Ünsalan – Sütliyaç

Durun; boşuna Türkçe sözlüğe davranıp; bu kelimenin anlamını aramayın. Bu kelimenin icadı Devekuşu Kabare’nin Aşk Olsun oyununda Metin Akpınar tarafından yapılmıştır. Sulandırılmış süte ve onunla yapılan banyoya sütliyaç denir.

İşte Türkiye’nin bugüne kadar bir kez olsun hedefini tutturamamış, ama ne hikmetse kimsenin bu yanını tartışmadığı Orta Vadeli Programı (OVP) için tam da bu tanım güzel oturdu. Başbakan Binali Yıldırım bile OVP’yi açıklarken zaman zaman çelişkiye düştü; duraksadı.

Öncelikle hedefler doğrultusunda müjdenizi (!) vereyim.  Önümüzdeki yıllarda yüzde 5 ve biraz üzerinde zam alabilirseniz; öpüp başınıza koyun. 2016 sonunda ise iyisiniz. Hedef tutarsa; zam oranınız yüzde 7,5…

Bakmayın siz çarşıda pazarda bunun dört katı zam olduğuna; tadını çıkarın. Elbette halen çalıştığınız bir işiniz; zam yapabilme kabiliyetini yitirmemiş bir işvereniniz var ise… Çünkü enflasyon hedeflemeleri bunu anlatıyor.

Başbakan konuşmasına başlarken, dünya pazarlarındaki daralmadan, büyümenin olumsuz yönde etkileneceği bir ortamdan bahsetti. Ama konuşmanın sonraki bölümünü başkası hazırlamış olmalı ki; üreteceğimizi satış patlaması yapacağımızı, böylelikle de istihdamı arttıracağımızı vurguladı.

Çok basit bir soru: Dünya pazarları daralıyorsa, satış hacmini nasıl arttıracağız? Dönelim iç piyasadaki hareketlenmeye. Yıldırım bir yanda tasarruf oranlarını yükselteceğimizi anlatırken, iki gün öncesine kadar taksit sayısını arttırdığını unutmuş gözüküyordu.

Yetmedi kredi mekanizmalarını harekete geçiren, bu yolla iç piyasada tüketimi arttırıp vergi toplamayı hayal eden ekonomi yönetimi, hangi tasarruftan bahsediyordu? Kısa vadede dönmeyecek yatırımlara borçla ya da kamu kaynaklarıyla para döküp, müşteri gelmezse cepten karşılayacağını beyan eden iktidar, hangi mali disiplinden söz edebilecekti?

Yine hem büyüme gerçekleştirip, dünya pazarının daraldığı, finansın artık Türkiye’ye giriş yapmak yerine çıkışta olduğu, kontrolsüz para basmaya hazırlanıldığı şu dönemde mali disiplinden ya da disiplinli bir bütçeden aynı anda söz etmek ne kadar gerçekçiydi?

Önemli konulardan biri de kurumsal kalitenin arttırılması vurgusu. Bir yerde kurumsal kalite artacaksa, bunun vazgeçilmez kurularını şeffaflık oluşturur. Senelerdir yapılamayan ve en az iki sene daha yapılamayacak olan Sayıştay denetimi gerçeği ortadayken bundan söz etmek olası mıydı?

OVP açıklaması sırasında muhtemelen herkesin gözünden kaçan bir ayrıntı daha vardı. Başbakan bütçenin hazırlandığını bakanlara teşekkür ederek ifade etti ve 17 Ekim’de 2017 bütçesinin Meclis’e sunulacağını belirtti.

Henüz bu hafta sonu Meclis açıldığına ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu çalışmalarını gerçekleştirmediğine göre, bu bütçe nasıl hazırlandı? Bunun çalışma sistemini de mi değiştirdik? Ya burada çok büyük bir skandal var ya da Başbakan konuyu yanlış anlattı.

Velhasıl kelam OVP’de gözüken manzara aynı. Yani garp cephesinde yeni bir durum yok. Başbakan Binali Yıldırım bile sunuş yaparken, zaman zaman duraksadı; metin ile aklından geçenler arasında çelişkiler yaşadı.

Çünkü bu OVP tam bir sütliyaçtı. Bir program yapılması gerekiyormuş ve eldeki tüm bilgilerle, akılda olanlar harmanlanıp, sunulmuş. İşte bu nedenle bir sütliyaç ile karşı karşıyayız. Üstelik banyo yapacağınız su tatlı diye sunulurken, içine de kezzap katılmış.

Zaten hedef açıklanan günde doların artması da, esnafın tamamının vergi yapılandırmasına başvurması da her şeyi anlatmıyor mu? Sıhhatler olsun…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir