Çetin Ünsalan – Zubizarreta fonu istiyorum  

Yıllarca bu ülkede uygulanan kumar ekonomisinin ve ortadaki sonuçlarının ‘başarılı ekonomi palavrası’ndan başka bir şey olmadığını söyledim. Hâlâ da aynı fikirdeyim. Kim ne bahane bulursa bulsun; bugün ortaya çıkan tablo, yıllarca yapılan iktisadi tercih hatalarının sonucudur ve hükümetler birinci dereceden sorumludur.

Çok ciddi bir kaynak sıkıntısıyla karşı karşıya kaldığımız alenen ortadayken, ders alıp, gerçek bir planlamayla bu süreçten üretim odaklı yapılarla çıkmanın peşine düşecekken, halen kumarhane parası toplamanın hesabını yapıyoruz.

Bu parayı edinme şansımız olmadığı için de, sihirli bir kelime bulduk: Fon… Dünyada tasarruf fazlası olan ülkelerin, birikimlerini yine kendi ülkeleri dışında değerlendirip, zenginleşmeyi amaçladıkları Varlık Fonu bunlardan biri. İç ettiğimiz, içi boşalmış işsizlik, deprem gibi fonları saymıyorum.

Aslında bu kadar zengin olsak, dünyadan borçlanmak yerine, böylesi fonları mali güvencelerini sağlayarak içte teknolojik yatırımlarda kullanmak akılcı olabilir. Ama bunun için önce fazladan paranız olması lazım.

Tasarruf, döviz pozisyon, cari açık gibi konularda açmazı olan bir ülkenin, ‘sizi emekli edeceğizden başlayıp, sorun çıkarmayın da eldekileri satalım’ anlayışına kadar uzanan bir çizgide yine delik cebimize göz dikmiş olması dramatiktir.

Fakat bundan da dramatik olan, hesap kitap bilmeden, dünya ekonomisini takip etmeden fon üstüne fon kurmamızdır. Varlık fonunu becerdiler ve sonuca ulaştılar da şimdi de ulaştırma fonu kurmak için kolları sıvıyorlar. Açıklamayı yapan bizzat Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan. Niye? Yol yapacak; Türkiye’yi de köprü edecek.

Öncelikle kıt kaynaklarını yol yapmak için kullanırsan iflas edersin. Bakınız Ukrayna… İkinci olarak tüm vizyonunuz ülkeyi köprü yapmaksa durum daha vahim. Çünkü hedef köprü değil, merkez ya da ortak olabilmektir. Köprülerden gelip geçerler ve gişede topladığınız kadar para kazanırsınız. Hoş onu da satacakları için, o para da bize kalmayacak gözüküyor.

Böylesine jeopolitik önemi olan bir ülkede merkez olmak yerine, köprü olmayı hayal ediyor; gelmeyecek paralar üzerinden de hesap kitap yapıyorsanız; vay ülkemin haline. Madem durum bu; bir fon da ben talep ediyorum: Zubizarreta Fonu…

Bilmeyenler için hatırlatayım. Zubizarreta, Athletic Bilbao, Barcelona gibi efsane kulüplerin kalesini korumuş, yıllarca İspanyol Milli Takımı’nda başarılara imza atmış bir kalecidir. Futbol dünyası için bir efsanedir. Peki, neden onun ismiyle bir fon talep ediyorum?

Çünkü iktidar boş kaleyi bulmuş, durmadan şut çekiyor. Bu kadar büyük saçmalıkları arka arkaya dizdikleri halde, bu ülkenin muhalefet partilerinden çıt çıkmıyor. Boş kaleye şut çekmesinler bari. Bu fonla kaleci yetiştirelim de, en azından tek başlarına oynamasınlar.

Yok mu bu ülkede Yasama organın içinde hesaptan kitaptan anlayan tek bir milletvekili? Donmuş vaziyette iktidarı izliyorsunuz. Tamam; milli birlik beraberlik güzel de; bunun dışındaki her saçmalığa da susmanız gerekmiyor? Yoksa gerekiyor mu? Yanıtı siz verin.

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir