CHP Bugün mü Değişti?

Türkiye’de ana muhalefet partisi olması nedeniyle en az iktidar kadar önem taşıyan CHP, geçirdiği kurultayın ardından yine tartışmaların odağındaki adres oldu. Parti içi iktidar mücadelesini bir kenara bırakırsak, meselenin ülke adına yoruma muhtaç bazı noktaları var.

Kurultay’da son dönemin en moda tabiri ‘değişim’in üzerinde duruldu. Kimileri buna karşı çıktı, kimileri de yapılması gereken bir açılım olarak gördü. Elbette insanlar gibi, partilerin de bir gelişim içerisinde olması, ülkenin ihtiyaçlarına göre arz ettiği fikirleri yeni ufuklara taşıması gereklidir. Bu zaten ilerlemenin bir zorunluluğudur.

Fakat bugün ana muhalefette tartışılan değişim bu mu? İktidar olma mücadelesiyle, ki her partinin en doğal hakkıdır, mevcut iktidarın söylemlerine eşlik etmek nasıl bir gelişmedir? Sayın Kılıçdaroğlu’nun nezdinde tüm partililerin bu hatadan kurtulması gerekiyor. Hedef salt iktidar olmak ise, o zaman CHP’nin mevcut iktidardan farkı ne?

Peki ortaya çıkan değişim sadece bugünün meselesi mi? Yani CHP bugün mü değişti? 1977’de ikinci Ecevit dönemini istisna kabul ederseniz, Atatürk’ten sonra bu parti kendi iç muhasebesini yapmak durumunda değil mi?

Mesela NATO’ya girilirken ve sonrasında Türk Ordusu anlayış değiştirirken CHP neredeydi? Silah fabrikaları, uçak imalatı bu ülkeden kazınırken CHP neredeydi? Göz nuru tesisler tek tek elden çıkarılırken CHP neredeydi? Köy Enstitüleri kapatılırken CHP neredeydi?

Başbakan Erdoğan iktidarın başına geçerken, yasaların arkasından dolaşılırken CHP neredeydi? 2002 seçimlerinden sonra geçirilen 5 yılda, neredeyse iki partili bir meclis içinde, iktidar her konuda sürekli gaf ve hata yaparken, perşembenin geleceği çarşambadan belliyken CHP neredeydi?

Basın özgürlüğünden bahsediliyor. Kanaltürk’ün kemikleri çatır çatır kırılırken, basına yönelik aleni bir baskı yaşanırken, basın el değiştirerek medya haline dönüşürken CHP neredeydi?

Oysa bu ülkenin kuruluşuna imza atmış bir partinin mesela İş Bankası’ndaki hisseleriyle zamanında teknoloji bankacılığına yönelen bir çizgiye geçmesinde etkili olması gerekmez miydi?

Günlük kısır politikaların içinde kaybolacağına, vizyonunu ortaya koyup, Türkiye’yi politik, sosyal ve iktisadi açıdan farklı noktalara taşıyacak işlere imza atması, en azından bu fikirle gündeme gelmesi gerekmez miydi?

Cumhuriyet Halk Partisi bu ülke için özeldir ve diğer partilerden farklıdır. Zaten anlatmaya çalıştığım da bu. Bugün CHP’yi eleştirenler, dün CHP diğerleri gibi olurken neredeydi? Bu ülkenin insanı bu partiye, genel başkan değişimiyle birlikte büyük bir kredi verdi. Sadece bu bile söylediklerimi ifade etmeye yetiyor. Ama şans iyi kullanılamadı.

Halen içinde eleştirdiğim konuları yaşam nedeni yapmış insanlar var. Tek tek isimlerini sayıp, unuttuklarıma haksızlık etmek istemem. Ama tek bir örnek en azından ne söylemeye çalıştığımı anlatacaktır. Ben bir vatandaş olarak bu partide Gökhan Günaydın gibi isimler görmek isterim.

Şimdi CHP bir kırılma noktasındadır. Önünde tam bir yıl var. Zamanında sine-i millete dönmeyerek Türkiye adına kaçırdığı fırsatı bu sefer iyi kullanmalıdır. Fakat bu eleştirilen, ülkeyi nereye götürdüğü belli olmayan iktidara benzeyerek olmaz. Yepyeni bir söylemle, milli bir anlayışla, günü okuyan ve geleceği kurgulayan ‘zengin, mutlu ve güçlü bir Türkiye’ iddiasına yönelik politikalar geliştirmelidir.

Yerel seçimlere kadar çok şey yaşanacağını düşünüyorum. Ortada üç ihtimal var. Ya mevcut parti yönetimi rotasını doğru yöne çevirecek, ya parti içinden kopmalar olacak ya da mevcut iktidarı bile arayacağımız yeni bir ‘sol’ Türkiye’ye musallat edilecek. Ama bu solun başında Kemal Kılıçdaroğlu olmayacak. Yerel seçim mağlubiyeti Sayın Kılıçdaroğlu’nu götürür.

Türkiye’nin ana muhalefeti kendini toplamak zorundadır. Bugünkü değişime kilitlenerek de bunu yapamaz. Çünkü değişim çok önce başlamıştır ve dert salt iktidar olmaksa, bunu iktidara benzeyerek yapamaz. Zira unutulmamalıdır ki örnek kötü bile olsa hiç kimse ‘aslı varken, taklidini tercih etmez.’

[email protected]