Eğlenceli Bir Tartışma

Türkiye 2012’de Orta Vadeli Program’daki yüzde 4 hedefine yakın büyüyebilir. Bu da benim yumuşak iniş tanımıma uygun.

Sertlik’ ve ‘yumuşaklık’ göreli kavramlar. 2012’nin ilk çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla verileri açıklanınca, bir süredir rafa kaldırılan o eğlenceli tartışma yeniden gündemimize girdi: Acaba Türkiye ekonomisinde gözlenen yavaşlama bir ‘yumuşak iniş’ şeklinde mi gerçekleşiyor, yoksa ortada ‘sert bir iniş’ mi var? Ebette “İndikten sonra ha sert biçimde inmiş ha yumuşak biçimde inmiş” diyebilirsiniz. Haklısınız; sonuçta 2012’nin ilk çeyreğinde büyüme oranımız yüzde 3.2 oldu. Oysa bir yıl öncesinde yüzde 11.9 düzeyindeydi; açık biçimde bir ‘iniş’ var.

Potansiyel büyüme 
‘Yumuşak’, yok yok ‘sert olacak’ soyutluğundan kurtulmak için bir noktaya dikkatinizi çekeyim. İktisatçılar, kısa dönemde bir ülkenin potansiyel büyüme oranını veri alırlar. Potansiyelin arttırılması önemsiz olduğu için değil. Mevcut potansiyelinizi değiştirmek (değiştirmeyi, arttırmak olarak alın) için yapabilecekleriniz hem uzunca bir zaman gerektirdiğinden hem de bu çabalarınızın sonucunu ancak orta-uzun vadede alabileceğiniz için. Buradan yola çıkarak da herhangi bir andaki büyüme oranının mümkün olduğu kadar potansiyele yakın olmasını arzularlar. Zira aksi takdirde önemli sorunlar boy gösterir. Mesela potansiyelin oldukça altında bir büyüme, artan işsizlik demektir. Tersine, potansiyelin belirgin biçimde üzerinde bir büyüme ise yüksek enflasyon ve Türkiye gibi ülkelerde yüksek cari işlemler açığı anlamına gelir ve ekonomiyi kırılganlaştırır.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir