Seçim yasası gündeme gelince tartışmalar da başladı.
Ancak şu ana kadar kimsenin bir şey anlamadığı da ayan beyan ortada
Kimi ittifakın yasası, küçük partileri istemediği birleşmelere zorluyor derken
Kimi de gerçek demokrasiyi zirveye çıkarıp, oy kaybını da ortadan kaldıracağından dem vuruyor.
Ama ne mümkün, hala kafalardaki soru işaretlerine hiç birimiz, tam bir cevap bulmuş değiliz!
Bu nedenle, özellikle de seçim kanunu ile ilgili ittifakın belirginleşen şeklini, ekonomik deyimler ve tanımlamalarla ortaya koyarsak, sanırım daha iyi anlaşılacaktır.
Eğer ittifak kurarsanız;
Sermayeniz çok küçük de olsa
İttifakta ki büyük sermaye kadar krediniz olabiliyor…
KDV ödemiyorsunuz!
Yani yüzde on baraj sorununuz olmuyor.
ÖTV de ödemiyorsunuz!
Çünkü ittifakta ki ortağınızdan, fason olan oyları bile paylaşıp, milletvekili çıkarabiliyorsunuz…
Vergi iadesi de alabiliyorsunuz
Nasıl olur diyorsanız?
Meclise girdikten sonra, ittifaktan ayrılıp, kendi isminizle büro açabiliyorsunuz!
Büyük sermayedar ortak ise elbette yönetim kurulunu ve tüm işletmelerin tek yetkili sahibi oluyor.
Ayrıca ittifaka giren;
Yabancı mevduat sahibi gibi stopaja da tabi değil, net faizi alıyor
İttifaka girmeyen ise sanki yerli mevduat sahibi
Yüzde on stopaja takılıyor
Geçersen ne ala…
Binde bir altında bile kalsan sıfır faiz alıyor, anaparanı da kaybediyorsun!
Elbette birde elan mevcut şirkette, yönetimde ve yönetim kuruluna hükmediyorsanız?
Bu tarafla yapılan ittifakın kredi garanti fonu, kar payı ve işe alımlar ve işten çıkarılmalar, hatta yıllık kar payı dağıtımında da, elinizde büyük bir güç olacaktır.
Haliyle bu durum, seçim borsasına da yansıyacak ve bu hisseler büyük pirim yapacaktır!
Bu hisselere güvenip, alım yapanlar ise seçim sonrasında, kazanırlar mı yoksa tam dip mi yaparlar o da tam bir borsa riski…
O nedenle daima önerdiğimiz gibi tüm oylarınızı(!)aynı sepete koymamanızdır…
Sözün özü;
Eldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan evladır
Zararın neresinden dönülürse de kardır…
