Enflasyon, Büyüme ve Riskler

Ekonomik büyümenin yavaşladığı, buna karşılık enflasyonun yükseldiği bir dönemdeyiz. Bu yılın ilk üç ayı için en iyimser tahmin ekonomik büyümenin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3’ün altında olacağı yönünde. Kötümser tahminler sıfıra kadar gidiyor. Enflasyon yıllık bazda zaten yüzde 11’i gördü.
Uluslararası ekonomik konjonktür olumlu değil. Euro’nun geleceği daha yoğun tartışılmaya başlandı. Avrupa bankaları hakkındaki kaygılar giderek artıyor. Yunanistan’dan kaynaklanan “bulaşma” korkusu giderek artıyor. Piyasalar Euro’dan çıkışların olabileceğini fiyatlamaya başladı. Yılın ilk üç ayı piyasalar açısından nasıl beklenenden çok daha iyi geçtiyse, yılın ikinci üç ayı da o kadar beklenenden kötü geçiyor.

PARA VE MALİYE POLİTİKALARI
Türkiye ekonomisinde para politikasının itibarı açısından bu yılın sonuna kadar enflasyonda kayda değer bir düşüşün gerçekleşmesi çok önemli. Enflasyonda böyle bir düşüş için para politikasının gevşetilmesi yönünde hiçbir yeri yok. Ekonomik büyüme ise düşüyor. Büyümedeki düşüş rahatsız edici noktalara varabilir. Böyle bir durum ile karşılaşıldığında, para politikası, enflasyon ile büyüme arasında sıkışıp daha da fazla itibar kaybetme noktasına sürüklenebilir.
Büyümenin düşmesiyle vergi gelirlerindeki artış da yavaşladı. Buna karşılık, bütçe harcamalarında bir esneklik olmadığından, harcamalardaki artış hız kesmeden devam ediyor, hatta hızlanıyor. Yapısal bütçe açığı artıyor.
Ekonomik büyümenin düşük olduğu dönemlerde konjonktürden kaynaklanan bütçe açığındaki artışlar (otomatik istikrar mekanizması) aslında büyümeye katkı yapması açısından faydalı da olabilir. Diğer taraftan, bütçe açıklarının konjonktür nedeniyle artıyor olması, zaten uluslararası piyasalarda karamsarlığın yoğunlaştığı bir dönemde, yurtiçindeki beklentileri de bozup büyümeyi daha fazla da olumsuz etkileyebilir. Geçmişte bütçe açıkları otomatik istikrar mekanizması olarak değil de, hep beklentileri bozan bir unsur olarak çalıştı.
Bütçede yapısal açık giderek artıyor. Son yıllarda harcamalardaki artışların önemli bir bölümü tek defalık gelirlerle karşılanmaya çalışıldı. Belki, bu yılda benzer bir şekilde bütçe açığı olması gerekenden daha düşük çıkabilir. Ama, tek defalık gelir elde etmek her yıl mümkün olmayabilir. Harcamalar ise devam eder. Bu küçümsenmemesi gereken bir risk.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir