Kısa Bir S&P Analizi ve Finans Kurumlarımızın Birçoğunun Haberi Olmadığı Mucize…

Piyasalara İlişkin Not: S&P Türkiye’nin Türkiye’nin kredi notunu BB’den BB-‘ye düşürdü. Pazartesi günkü satışların da sebebini anlamış olduk. Ben ABD’de PCE enflasyonu %1.9 beklenirken, %2 geldiği ve DXY endeksi yükseldiği için borsaya satış geldiğini düşünüyordum. Bu not haberi demek ki pazartesi günü haber alınmış ki, Borsa çok sert satış yemiş. Şimdi piyasalar açıldığında hemen satmak için sıraya girecek olanlar var ama unutmayın ki; “Bir haber herkese ulaşmışsa o haberi kullanarak kârlı çıkamazsınız”. Yarın piyasa bin puan aşağıdan açılıp sonra 2-3 bin puan yukarıdan kapanırsa da şaşırmayın. Yarın sabah açılışta satış önermiyorum. Paniğe gerek yok. Dolar/TL kuru S&P haberi sonrası 4.1238’yi  görüp 4.10’a kadar geriledi. Daha önce Moodys not düşürdüğünde piyasalar ilk anda pek etkilenmemişti, ama daha sonra fonlardan çıkış olmuştu. Şu ana kadar çıkacak olanlar zaten çıktı. Yarın ciddi bir volatilite olacaktır. Ama bu haber sonrası satmaya kalkışmak çok anlamlı olmaz.  Piyasanın ilk yarım saatini beklemek gerek o saatlerde yorum geçeceğim ya da scope’dan yayın yapacağım. Son günlerde tahminlerimin tersi oldu. Fakat bu tür zamanlara ait elimde çok geniş bir istatistik tutuyorum… Bu istatistikler panik yapılmaması gerektiğini söylüyor. Bu arada CHP, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin ittifak haberi de geldi. Bu haber de önemli ama detaylarını bilmiyoruz. Bu haberin de piyasalar üzerinde etkisi olur. Yarın sabah volatilite yüksek olacaktır. Her harekete atlamamak gerekir. İttifak haberini piyasaların nasıl fiyatlayacağını tahmin edemiyorum. Bunu ancak yarın göreceğiz. Ama ilk 1 saatteki işlemler belirleyici olmaz.  

***

BİR MUCİZE’nin HİKAYESİ 

Aswath Damodaran ismini birçok finansçı duymuştur ama duymayanlar için kısaca söyleyeyim; bu kişi New York Üniversitesi, Stern Business okulunda “Değerleme” konusunda dersler veren, çok sayıda kitap yazmış ve  yüzlerce bilimsel makalesi olan bir bilim insanıdır. 1984 yılında California Ünversitesinde ders vermeye başladı. Kendi deyimiyle bu üniversitede ders vermeyi öğrendi. Aklı fikri “bir şeye değer biçmek” üzerineydi, fakat önceden planlanmış ve ders programına konmuş olan konuları anlatması isteniyordu. Ama o “Değerleme (valuation)” anlatmak istiyordu. En çok merak ettiği şey ise, bir hisse senedine değer biçmek konusuydu. Öğretme aşkı her şeyin üzerindeydi. Dersleri içerisinde bu konuları da anlatmaya başladı. Öğrencileri bu adamı çok seviyordu. Sonrasında neler mi oldu? Kendi ağzından dinleyelim…

“Ne iş yaptığımı tarif etmemi istediyseniz, ben öncelikle ve en önemlisi bir öğretmenim, herhangi bir konuda bir akademisyen, bir profesör veya otorite değilim. 1985’ten 1986’ya kadar, California Üniversitesi’nde Berkeley’de misafir öğretim görevlisi olduğumu, 1985’te Earl Cheit Üstün Başarı Ödülü’nü aldığım zaman öğretmeyi öğrendim. 1986’dan beri New York Üniversitesindeyim. bu üniversitenin  Stern işletme okulu “Öğretimde mükemmellik” ödülünü aldım. 1988, 1991, 1992, 1999, 2001, 2007 ve 2008, 2012 ve 2016 yıllarında Öğretmenlik Ödüllerinde (Mezuniyet Sınıfı tarafından ödüllendirildi) ve Üniversite Çapında Seçkin Öğretim Ödülü’nü (1990) kazanan en genç öğretmen oldum. Business Week dergisinde, 1994’te ABD’deki en iyi 12 işletme fakültesi profesöründen biri olarak seçildim. Business Week, 2011 yılında MBA yapanlar arasında yaptığı anket sonucunda beni ülkenin en popüler işletme okulu profesörü seçti.  Daha fazla anlatmaya gerek yok; öğretmeye aşığım. Misyonum; Biraz bilginin ve sağduyu dozunun uzun bir yol kat ettiği ve guru statüsünün başarılmasının nispeten basit olduğu bir alanda bulunacak kadar şanslıyım.”

Damodaran ile 1998 yıllarında Google’da arama yaparken karşılaşmış, kendisinin yazılarından çok etkilenmiş ve kendisine akademisyen olduğumu belirten ve birkaç soru soran bir e-mail atmıştım. Bana hemen dönmüştü. Sorularıma da cevaplar vermişti. 2000 yılına gelindiğinde ABD’de Nasdaq endeksi tarihi rekorlar kırarken, internet ve teknoloji hisseleri inanılmaz değerlere ulaşmışken Damodaran’dan bir mail aldım. Yeni bir kitap yazdığını, “(Kitabın adı; Değerlemenin Karanlık Yüzü-Dark Side of Valuation)”,  bu kitabı okuyup eleştirilerimi kendisiyle paylaşmamı istiyordu. Nasıl mahçup oldum bilemezsiniz. Bir guru olarak gördüğüm ve dünya çapında bir değerleme ustasının kitabını okuyup eleştirilerimi bildirmem isteniyordu.  Bu kadar da alçak gönüllüydü. Kendisine kitabı okuyacağımı ama benim bu kitaba eleştirel bir katkıda bulunabilecek bilgi birikimine sahip olmadığımı, sadece anlamadığım yerleri kendine sorabileceğimi söyledim. Ama kitap o kadar akıcıydı ve o kadar anlaşılırdı ki; soru sormamı gerektirecek bir konu yoktu.

Damodaran gibi insanların en önemli özelliği, etraflarına muazzam bir ışık saçmalarıdır. Dünyada isim yapmış ve ödüller almış bilim insanlarının çok önemli birkaç özellikleri vardır; meraklarının peşinden giderler, aşık olduğu işleri yaparlar. Çalışırken asla yorgunluk hissetmez ve sürekli olarak heyecan duyarlar. Asla karşılık beklemezler. Para onlar için belki de en son sıradaki hedeftir. Sıradan insanların onları anlamaları genellikle çok zordur. Çoğunlukla da bu tip insanlara özellikle yakınlarındakiler enayi gözü ile bakarlar.

***

Hayır, hayır, yazının başlığında “mucize” olarak belirttiğim şey Damodaran’ın yaptıkları veya Damodaran değil. Belki haberiniz vardır, Boğaziçi Üniversitesi, Ekonomi ve İşletme Kulübü her yıl geleneksel olarak INVESTIMATE adında bir portföy yönetim yarışması yapıyor. Öncelikle, bu yarışmada emeği geçen bütün öğrenci kardeşlerimi kutluyorum. 3 yıldır bu yarışmada jüri üyeliği yapıyorum. Birçok Üniversiteden 3 binin üzerinde öğrenci katılıyor. Yarışma 6 hafta sürüyor. Getiri sıralamasındaki 25 öğrenciden başarılarını ve stratejilerini anlatan bir rapor istiyoruz. Bu raporda başarının tesadüfi olup olmadığını değerlendiriyor ve yazdıkları raporlara 100 üzerinden puan veriyoruz. Böylece ilk 8 öğrenciyi seçiyoruz. Son aşamada, bu sekiz öğrenci geniş bir jüri önünde bir sunum yapıyor ve jüri üyelerinin sorularını cevaplıyorlar. Her jüri üyesi yarışmacıların sunumlarını da puanlıyor. En sonunda toplam puan bulunuyor. Öğrencinin sıralamadaki yeri %40, yazdığı rapor %30 ve sunum da %30 ağırlıklandırılarak nihai puan bulunuyor.  INVESTIMATE Yarışması Türkiye’de, başarılı gençlerin sermaye piyasalarımıza kazandırılmasına büyük katkı sunarken, sermaye piyasalarının gelişmesine de dolaylı yoldan ciddi bir katkı sağlıyor. Bunu yapanlar sadece ve sadece öğrenciler. Öyle azimli ve öyle fedakarlar ki; onlarla gurur duyuyorum ve tekrar canı gönülden kutluyorum. Bu kısım mucizenin ilk aşaması… Ama okumaya devam ederseniz ikinci aşaması sizleri şaşırtacak…

Sevgili Finans Kurumlarımızın üst düzey yöneticileri… Bu öğrenciler kapınızı çaldığında lütfen onları en azından 15-20 dakika dinleyin. Onlara ilgi gösterin. Eğer imkanlarınız varsa sponsor olarak, elemanlarınızı onların eğitimlerine göndererek katkı sağlayabilirsiniz ve inanın orta ve uzun vadede en büyük faydayı sizler ve sermaye piyasalarımız sağlayacak. Son iki yılda Turkish Yatırım bu yarışmanın ana sponsoru oldu. Kendilerini böyle bir organizasyona sağladıkları katkı nedeniyle sade bir vatandaş olarak tebrik ediyorum.

***

Mucize…

Gelelim mucize konusunun ikinci aşamasına. Jüri üyesi olduğum ilk yıl, Anadolu’daki bir şehrimizin bir üniversitesinden katılan bir kız öğrenci birinci oldu. Yarışmada ilk 10’a girmişti.  Online görüntülü bağlantı yaparak projeksiyon cihazı ile jüri üyeleri olarak yarışmacılara sorular soruyorduk.  Bu kız öğrenciye sıra geldiğinde, verdiği cevaplar tüm jüri üyelerini şaşkına çevirdi. Teknik analiz, Temel analiz, haber analizi ve sermaye piyasası düzenlemeleri hakkında inanılmaz bir bilgiye sahipti. Doğal olarak tüm jüri üyelerinden yüksek puanlar aldı ve getiride 3. sırada olmasına rağmen, bu getirinin tesadüfi olmadığına karar verdiğimiz için, birinci oldu. Daha sonra kendisini kendi eğitimlerime de davet ettim.

Geçen yıl, yine jüri üyesi olarak görev yaparken bu sefer aynı üniversiteden 4 kişi ilk 8’e girmeyi başardı. Bu kişiler sıralamada 2,3,4. sıraları paylaştılar. Hepsi de ne yaptığının ve neyi nasıl yaptığının çok farkındaydı. Tabi ki bir üniversitenin ilk 8’e 4 kişi sokması önemli bir olaydı. Bu üniversiteden gelen bir öğretim üyesi ile geçen yıl tanıştık. Neler yaptıklarını kısaca ayak üstünde anlattı. Tabi ki haklı olarak, çok gururlu ve sevinçliydi.

Gelelim bu yıla; bu yıl INVESTIMATE yarışmasının büyük finali perşembe günü yapılacak ve yukarıda bahsettiğim ve adını vermediğim aynı üniversiteden ilk 8’e, 7 öğrenci girdi ve biri de bir başka şehrimizin üniversitesinde yüksek lisans yapıyormuş ama O da yarışma öncesinde bu üniversitenin eğitimlerine katılmış.  Şimdi sıkı durun;

  • Yaklaşık 1-2 ay önce ODTÜ’nün düzenlediği portföy yönetim yarışmasında ilk üç sırayı yine bu üniversitenin öğrencileri kazanmış…
  • Son yapılan SPK’nın lisanslama sınavlarına 1500 civarında kişi girmiş ve sınava girenlerin yaklaşık yarısı (750 kişi) yine bu üniversiteden. Üstelik kısa süreler içinde tüm derslerini verip lisans almaya hak kazanıyorlar ve mezun oldukları anda ellerinde lisansları oluyor.
  • Büyük bir bankamızın genel müdür yardımcısı, mülakata gelen ve bu üniversiteden mezun olmuş, ama mezun olmadan SPK lisanslarını almış öğrencilerin bilgi seviyesine şaşırıyor ve benim ayakta sohbet ettiğimi söylediğim öğretim üyesini arayarak “bizleri çok şaşırtıyorsunuz, emeğinize sağlık” diyor.
  • Şu sıralar en büyük aracı kurumlarımızdan biri olan İş Yatırım A.Ş. üniversitelere finans laboratuvarı kuruyor. Bunun için normal şartlarda İş Yatırım A.Ş.’ye üniversitelerin başvurması gerekiyor. Fakat İş Yatırım yöneticileri hem SPK lisanslama sınavlarındaki başarıya bakıp hem de bu öğrencilerin yarışmasındaki başarılara bakıp, henüz bu üniversitemiz kendileri ile iletişim kurmadan, bu üniversiteye finans laboratuvarı kurmayı teklif ediyorlar. İş Yatırım’ı da bu vizyonları nedeniyle kutluyorum.

Kim bu üniversite? Belki de şu ana kadar tahmin etmiş olabilirsiniz. Bu üniversite, geçen hafta, “Politik, Ekonomik ve Finansal Analiz Kongresini” düzenleyen ve davetlerine uyarak, Murat Sağman, Mert Yılmaz ve Barış Esen ile birlikte   panel konuğu olarak ziyaret ettiğimiz Adnan Menderes Üniversitesi’dirÜniversite’nin NAZİLLİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bu Kongreyi düzenledi. Bizden bir gün önce de Dr. Berra Doğaner (Aracı Kurumlar Birliği Başkan Yrd.) oradaydı ve desteğini esirgemedi. İşte yukarıda anlattığım ve mucize olarak tanımladığım başarıların tümünü hayata geçiren okul, Aydın’ın ilçesi olan Nazilli’deki İİBF’dir. Peki böyle istikrarlı bir başarı grafiğini nasıl yakalamışlar? Nasıl olup da son üç yılda tüm yarışmaların altını üstüne getirmişler? Nasıl olmuş da öğrencilerin neredeyse hepsi okulunu bitirmeden SPK lisanslarını almaya hak kazanıyorlar? Anadolu’daki bir Üniversite, Türkiye’nin ve özellikle de İstanbul’un ve en çok ihtiyaç duyduğu kaliteli eleman ihtiyacını karşılamak üzere nasıl bir üretim hattı kurmuşlar? Üniversite-İş Dünyası (veya Üniversite-Sanayi) işbirliğini nasıl bu boyuta taşıyabilmişler? Acaba Finans Kurumlarımızın kaç üst düzey yöneticisinin bunlardan haberi var?

Bana göre “vatan sevgisi” demek yaptığın işi en mükemmel şekilde yapmak ve ülkenin büyümesine gelişmesine katkıda bulunmaktır.  Böyle bir başarıya imza atan başta Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan olmak üzere Nazilli, İİBF Dekanı Prof. Dr. Mehmet Erdemir Gündoğmuş ve mucizenin kıvılcımını ateşleyen ve mimarı olan Dekan Yrd. Prof. Dr. Yusuf Kaderli’nin bu başarı hikayesinin kısa bir özetini vereceğim. Neden bunu yapıyorum? Eminim, birçok finans kurumumuz, böyle başarılı işler yapan üniversiteleri araştırmaya başlayacaklardır. Belki de yarışmalarda dereceye giren ama parası olmadığı için ödülünü almaya Ankara’ya, İstanbul’a gidemeyecekleri için cebinden para ödeyerek öğrencilerini ödül almaya götüren ve hem okulunun hem de sermaye piyasalarının kaderini değiştirebilecek inanca sahip Yusuf KADERLİ’ye belki öğrencilerini ödül almaya getirmesi için sponsor olurlar.  Yusuf hocayı  dinlediğinizde,  “Ölü Ozanlar Dernegi” filminde,  geldiği okulda öğrencilerine muazzam motivasyon veren ve hayatlarını değiştiren Robin Williams’ı hatırlıyorsunuz. Gecesi gündüzü yok. Varsa yoksa öğrencileri ve öğrencilerinin soruları.. Haftanın  6 günü bu okulda dersler dışında Temel Analiz, Teknik Analiz, Sermaye piyasaları eğitimleri var. İşte bu eğitimler, girdikleri her yarışmada bu öğrencileri birinciliklere taşıyor ve Nobel Ödüllü Eugene Fama’nın “Etkin Pazar Hipotezini” yerle bir ediyorlar. Çünkü Fama’ya göre, ne kadar bilgili olsanız da piyasadan daha iyi getiri elde edemezsiniz. Ama ilk 8’e giren öğrencilerin hepsi borsayı katlayan getiriler elde ettiler.  18 aydır sürdürdüğüm bir deney var. Bu deneyin sonuçları da “Bilgi’nin güç” olduğunu gösteriyor. İnşallah bu çalışmamı uluslararası bir kongrede sunacağım. Makaleyi gönderdim cevap bekliyorum. Yayınlandıktan sonra sizlerle de paylaşacağım.

Evet… Yusuf Hoca bu ateşi yakmış ama normal şartlarda Türkiye’de “Meyve veren ağaç taşlanır”. İşte bu noktada sayın Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan’ın hakkını teslim etmek gerekiyor. Köstek olmak yerine sürekli destek olmuş ve imkanları seferber etmiş. Gerçek bir vatansever! Dekan Mehmet hoca, normal dersler dışında verilen eğitim faaliyetlerini okul içine almış (daha önce Nazilli’de bu tür eğitimler dışarıdaki özel kurumlar tarafından yapılmaya çalışılıyormuş. Okulun üst yönetimi, Finansal piyasalara borsaya tutku derecesinde bağlı olan Yusuf Hoca’nın heyecanını söndürmemiş. Yunus Hoca, inanın Türkiye’nin Aswath Damodaran’ı olmuş.  Eğitmekten ve öğretmekten inanılmaz keyif alıyor. Bu başarıları önceden gören ve hissedenler okulun elinden tutmaya başlamışlar. Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, okula çok büyük bir konferans salonu ve kütüphane yaptırmış.

Türkiye’min bir ilçesinde bir kıvılcımla başlayan bu Sermaye Piyasaları ateşi dilerim tüm yurdu kaplar. Dilerim, çok kalifiye elemanlar yetişir. Dilerim, bu elemanlar yatırımcılara çok daha iyi hizmet verirler. Dilerim, Finans Kurumlarımız bu çabaları destekler ve diğer üniversitelerimizi de hareket geçirirler. Eğer orta gelir tuzağını aşmak istiyorsak,  sermaye piyasalarımızın gelişmesiyle, yatırımcı tabanının artmasıyla olacaktır. Bütün gelişmiş ülkelere bakın. Hepsinde çok gelişmiş ve uluslararası standartlara uygun sermaye piyasaları düzenlemeleri ve geniş yatırımcı kitleleri vardır. “Küçük yatırımcı gitsin profesyonellerden destek alsın” demek yeterli değildir. Oturup niçin profesyonellere gitmediklerini araştırmak ve çözüm üretmek gerekiyor.  Devletimiz, öncelikle, tahtası kapanmış tüm şirketlerde zarara uğrayan yatırımcıların hakkını adaletli bir şekilde teslim etmeli. Sonra da idarecilerimiz Hong Kong’un nasıl dünyanın finans merkezlerinden biri olduğunu araştırıp, benzer düzenlemeleri Türkiye’ye getirmelidir.

İnancım sonsuz… Bu ülkenin çok sayıda Yusuf hocası var. Rektörler ve dekanlar aynen Cavit Bircan hocanın yaptığı gibi onların önlerini açsınlar ve İİBF’lerin öğrencileri ölü topraklarını üzerinden atsınlar. Bu başarının mimarlarının yüzünü merak ederseniz aşağıda resimlerini verdim. Hepsinin ellerine, emeklerine sağlık. Ben kendilerine söz verdim. Bana düşen her konuda yardımlarımı esirgemeyeceğim.

Adanan Menderes Üniversitesi Rektörü- Prof. Dr. Cavit Bircan

IIBF Dekanı, Prof. Dr. Mehmet Erdemir Gündoğmuş

Dekan Yrd. Prof. Dr. Yusuf Kaderli

Dekan Yrd. Prof Dr. Abdullah Özdemir

Haluk Alıcık – Nazilli Belediye Başkanı

Veeeee…. Ashwath Damodaran

“Kısa Bir S&P Analizi ve Finans Kurumlarımızın Birçoğunun Haberi Olmadığı Mucize…” ile ilgili 34 yorum

  1. Paylaştığınız ve bizleri de haberdar ederek , umudunuza ortak ettiğiniz için teşekkür ederim değerli öğretmenim Yaşar Erdinç. Saygılarımı ve selamlarımı sunarım.

      1. bizler size çok teşekkür ederiz,her tarafa eliniz ulaşıyor,,ve katkılar sağlıyorsunuz sevgili hocam eksik olayın,,

  2. Çok hoş, çok duygulandım ve ülkem adına bir kez daha umutlandım. Böyle güzel insanları bizlere tanıtma özgüvenini kendinizde bulacak kadar vatan sevginiz olması da ayrıca umudumun üzerine bir nisan yağmuru gibi dokundu. Hepinize ayrı ayrı tesekkurler.

  3. Teşekkürler bir çırpıda okudum ve de gurur duymakla birlikte umudumuzu yeşertecek insanların varlığı beni mutlu etti.

  4. Sayın hocam teşekkür ederim, çok güzel konu ; çok güzel anlatmışsınız.
    Derece alan öğrenci çalışmalarına nasıl ulaşılabilir?

  5. Hocam çok güzel bir yazı. Bir eğitimci olarak gözlerim dolarak okudum. Sizinde dediğiniz gibi bu ülkede vatanını çok seven, bütün olumsuzluklara rağmen canla başla çalışan meslektaşlarımı ( başta sizi) canı gönülden tebrik ediyorum.

  6. Merhaba,
    Hani geriye dönme şansım olsa, akademik kariyer yapmak için iyi bir sebebim olurdu. En azından yaptıklarımın değerini bilen Yaşar Hoca var derdim.
    Elinizi çekmeyin en son ana kadar.
    İyi dileklerimle,

  7. Bu bilgileri bizlerle paylastıgınız için teşekkür ederiz. Böyle kişilerin SPK da ve devletin ekonomi alanlarında çalışması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa bugün olduğu gibi boş beleş insanların ekonomi danışmanı olursa ülkenin hali ortada. Çalışmalarinizda başarılar diliyorum hocam. Sizleri çok seviyoruz . Allah’a emanet olun…

  8. Kısa bir süre önce size çok büyük bir saygı ve sevgi duyduğumu “misafir” rumuzu altında belirtmiştim, bu saygı ve sevgimi pekiştiriyorsunuz… Bu ülkeyi, sizin ve bizlerle paylaştığınız yazıdaki mucize yaratanlar gibi içtenlikli, dürüst, çalışkan, bilgili, yaratıcı, veren ve paylaşan kadrolar yönetmeli, süprüntü ve yiyici takımı sokağa bile çıkamamalı… Ne yazık ki, gerçeklerle umutlarımız bir türlü örtüşemiyor bu ülkede… Bu nedenle, kişisel olarak son derece üzgün ve öfke doluyum… Sonsuz sevgi ve saygılarımla…

  9. Üniversite ismini görünce ben de çok şaşırdım. Öyle bir algı oluşmuş ki (iş başvurularında da eminim böyledir) ODTÜ, Boğaziçi gibi üniversite mezunları daha revaçtadır. Hatta Robert Koleji ve Galatasaray Lisesi gibi yerlerden geliyorsanız hepssinden öndedir. Emeği geçen idealist hocalarımıza ve sizlere teşekkürler..

  10. Çakıl taşları içinde inci gibisiniz .Ben Sakarya da aile hekimi olarak çalışıyorum. 5-6 yıl kadar önce televizyonda ekonomi yorumcularına ters ama taktir ettiğim görüşlerinizle sizi tanıdım.Sizden başka takip ettiğim güvenilir ekonomik yorumcu yok.Memleket gerçeklerine uygun ve dünya ile korele yorumlarınız hoşuma gidiyor.Çok teşekkür ederim.

  11. Yaşar bey,

    Piyasa açılış öncesi paylaşmanız benim için çok iyi oldu, teşekkürler. Emeğinize sağlık.

  12. Hocam bu güzel bildirim için çok teşekkürler.İnsana potansiyelini hatırlatma fırsatı veriyor.
    Saygılarımla

  13. Hocam hem böyle bir güzelliği bizimle paylaştığıniz için hem de bize çok kıymetli bilgileri verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu üniversiteden çok daha yüksek puanı olan bir üniversitede okudum ama maalesef bu hocaların hiçbirinin eline su dokemeyecek hocalarımiz vardı. Ülkem adına sevindim, kendi adıma üzüldüm şimdi..

  14. Değerli hocam içimizi aydınlattınız. İyiki varsınız. Nazilli deki ekibi tebrik ediyoruz.

  15. menfaat gözetmeden elini taşın altına koyan koca yürekli insanlar oldukça umudum tükenmeyecek. eğitim sistemimizi bir şeyleri anlamaya başladığım 30 yıldan beri kalbura çevirmeye çalışanlar; bunları gördükçe yeşeren umutlarımızın sarmaşık olup sizi de kıpırdayamaz yapacağı gün dilerim çok yakındır.

  16. Turkiyenin en uzun yaşayan insanları nazilliden çıkardı. Finans felan derken strese girmesinler hocam ?

  17. Öncelikle bizleri haberdar ettiğiniz için teşekkürler. Özellikle kutlamak istediğim iki kişi var; Birincisi Adnan Menders Üniversitesi Rektörü diğeri ise İİBF Dekanı. Şu nedenle; genellikle bizim ülkemizde “hiçbir başarı cezasız kalmaz” kuralı işletilir. Bunu işletmek yerine bu gençleri eğitmeyi görev bilenlere destek olmuşlar. Ne mutlu onlara.

  18. Bende bir anasınıfı öğretmeni olarak çok duygulandım .Benim de bir projem var kafamda altı yaş grubu çocuklarına ardınio programı ve kodlama için ücretsiz kurs açıp mekanik zekası yüksek çocuklara yol göstermek en azından robotik sistemler ile tanıştırmak istiyorum.Hocam ben bunun için hiç anlamama rağmen ardunio kurslarına gittim yetecek kadar da öğrendim..Benim için de bu hikaye ilham verici oldu.Sağ olun hocam.

    1. Sibel hanım, emin olun istedikten ve zevk adıktan sonra başarılmayacak bir konu yok. Yeter ki yöneticileriniz de sizlerin elinden tutsun. Yolunuz açık olsun.

  19. Yaşar Bey Merhaba,
    Borsa sizce ne olacak ? 2015 seçimlerinde borsada çıkış olmuştur. Yİne seçimlerden dolayı yükseliş olur mu?
    Değerli bilgileriniz rica olunur.

  20. Yaşar bey, yazınızı dün keyifle ve umutla okudum.
    ancak bugün rektörle ilgili bir haber çıktı basında, sevincim ve umudum yerle bir oldu.Eminim sizi de etkilemiştir.
    kişilerden bağımsız yazıyorum şimdi; ahlak, her tür bilginin ve çalışkanlığın ötesinde ve üzerinde olmalı, örnek vaka gibi oldu bu.
    Ne yapalım, çalışmayalım mı ? öğrenmeyelim mi ? ilerlemeyelim mi ?
    herşeyin ahlaklısını sevelim biz de …

    saygılar size …

    1. Gülderen Hanım, bahsettiğiniz haberi gördüm. Bir soruşturma açılmış. Bu durum Rektörün şu ana kadar yazımda bahsettiğim konularda yaptıklarını geçersiz kılmıyor. Söylediğiniz gibi Ahlak en önde gelmeli ama bizler de peşin hüküm verme hatasına düşmemeliyiz. Soruşturma sonunda eğer gerçekten bir suç unsuru varsa zaten gereken yapılır.

  21. Dünya da hiç akla hayale gelmeyecek olaylar gerçekleşebilir. Bizzat yaşadığım rüya gibi gerçekler var. Üniversite adı çok da önemli olmayabiliyor. Önemli olan görevini icra edenler işlerini layıkıyla yapsın, bilgi heveslisi genç nesil aç bilgiye, öğrenmeye. Yeter ki sevdirilirek öğretilsin.

  22. gurur duydum. bir çırpıda okudum, ne mutlu okuyana araştırana destek olana, yaşatana ve bize bu yazıyı hazırlayan Yaşar Erdinç Hocamıza, Allah razı olsun.

  23. Her ne kadar burada belirtildiği gibi rektörlük bizlere gereken desteği vermiyor olsa da gurur verici bir haber

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir