Gelir Dağılımında Marjinal Düzelme

Piyasa ekonomilerinin yarattığı bazı sorunlar hemen su üstüne çıkar, neredeyse gözle izlenir hale gelir. Bu tür sorunları izlemek hem daha kolaydır hem de bunlar hakkında ahkam kesmek daha az risklidir. Bazı sorunlar ise piyasa sisteminin işleyişi içinde saklıdır. Bunlara ait bilgiler özel olarak derlenip, sunulmazsa bu sorunları izlemek ve haklarında nesnel görüş oluşturmak pek mümkün olmaz. Bu nedenle söz konusu  sorunların irdelenmesi çoğu kez öznel olur.

Piyasa sistemi içinde saklı kalan ve izlenmesi görece zor olan temel sorunlardan birisi  gelir dağılımıdır. Oldum olası gelir dağılımının iktisat düşüncesi ve çözümlemesi açısından en zor ve çetrefil mesele olduğunu düşünürüm. Bunun nedeni gelir dağılımının iktisat çözümlemelerinde siyaset ve ideoloji yükü en ağır olan sorun olmasıdır. Gelir dağılımı temelde adalet sorunsalı bağlamında değerlendirilir. Adalet kavramı  ile ideoloji ve siyaset bir araya gelince öznellik dozu tavan yapar Bu nedenle gelir dağılımı etrafındaki tartışma hiç bitmez.

*                   *                   *

Türkiye’de gelir dağılımı konusunda özel bilgi ve veri üretilmesi görece yeni bir hizmettir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu görevi üstlenmiştir. Kurum, belli gecikmelerle, gelir dağılımı, yoksulluk vb gibi oluşumlara ilişkin bilgi ve veri üretip kamuoyuna sunmaktadır.

TÜİK hafta başında 2010 yılına ait “Gelir ve Yaşam Koşulları” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Temel bulgular 2009 yılı araştırmasının sonuçlarıyla birlikte sunulduğu için mukayeseli bir tablo çizmek mümkün olmaktadır.

Yeni bulguların en çok ilgi çeken sonucu en düşük gelirlilerle en yüksek gelirliler arasındaki farkın gerilemiş olmasıdır. Pek çok yayın organı “Türkiye’de gelir dağılımı düzeliyor” başlığı ile bu bulguyu manşetlere taşıdı.

Aslında yeni verilere bakarak gelir dağılımında bir düzelme olduğunu söylemek mümkün. Ama bu değerlendirmeyi ciddiye almamak da pek ala mümkün görünüyor. Zira gelir dağılımı düzeliyor dediğimiz şey 2009 yılında 8.5 kat olan en düşük gelir grubu ile en yüksek gelir grubu arasındaki farkın 2010 yılında 8 kata gerilemiş olması. Yani, alt ve üst gelir grupları arasındaki  fark sadece yarım puan gerilemiştir.

Yarım puanlık gerilemeden büyük sonuçlar çıkartmanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Bir kere gelir dağılımında düzelme iması taşıyan bu tür hareketler ilk kez olmuyor. Dahası, bu katsayı oldukça hareketli. En alt ve en üst gelir grupları arasındaki fark 2002 yılında 9.4 kat olarak hesaplanıyor. Bu sayı 2005 yılında 7.5 düzeyine kadar gerileyip, gelir dağılımında önemli bir iyileşme  sinyali verdikten sonra 2009 yılında tekrar 8.5 düzeyine yükselerek gelir dağılımında bir bozulma olduğunu söylüyor. Şimdi, 2010 yılında, fark oranı yeniden 8 düzeyine gerileyerek bir kez daha gelir dağılımında bir düzelme olduğu mesajını veriyor.

Bu bulgulara bakarak bir değerlendirme yapacak olursak Türkiye’de gelir dağılımının oynak bir kulvarda hareket ettiğini ve hareket boyutunun da marjinal olmanın ötesine pek geçmediğini söyleyebiliriz.

*                   *                   *

Gördüğünüz gibi gelir dağılımının durumunu bu fark oranından hareketle değerlendirme imkanı oldukça sınırlı. Buna karşılık daha çok bilimsel çalışmalarda kullanılan “Lorenz analizi” ve bundan türetilen “Gini katsayısı” dediğimiz yöntemler gelir dağılımının hareketi ve bunun boyutları hakkında  daha net ve inanılır bilgiler veriyor.

Gini katsayısı gelir dağılımı eşitsizlik ölçütü olarak kullanılıyor. 2010 yılı ölçümünde Gini katsayısı bir yıl önceye göre 0.013 puan düşüşle 0.402 olarak hesaplanmıştır. Bu gelir dağılımında çok ufak, marjinal sayılabilecek bir iyileşme olduğuna işaret etmektedir.

Gelir dağılımının grafik gösterimi olan Lorenz eğrisinin hareketine bakarak da aynı sonuca ulaşmak mümkündür. 2009 ve 2010 yıllarına ait Lorenz eğrileri neredeyse üst üste oturmaktadır. İki yıla ait eğrilerdeki çakışma gelir dağılımında bir yıl önceye göre önemli bir değişme olmadığını göstermektedir.

Sonuç açıktır. Türkiye’de gelir dağılımı bozuktur. Gelir adil dağılmamaktadır. Bu yeni bir şey de değildir. Oldum olası durum budur. Türkiye gelir dağılımı en bozuk olan ülkeler arasında yer alır. Fakir çok fakirdir. Zengin de çok zengindir. Gelir dağılımı düzeldi dediğimiz 2010 yılında bile gelirin yarıya yakın kısmının (yüzde 46.4) nüfusun  en yüksek gelirli yüzde yirmilik grubu tarafından kazanılıyor olması bu tablonun sürüp gittiğini göstermektedir. Gerisi teferruattır.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir