Haftaya Başlarken – 19 Aralık 2011

Geçen hafta piyasalar umutlu açılsa da, genel olarak zayıf seyrini sürdürdü. Yukarı yönlü hareketler olduğunda yeterli hacim ortaya çıkmadı. Endeks için 52.500 civarında önemli direnç vardı. Ama en güçlü direnç 53 binde bulunuyor. Dow 12.150 ve DAX 5.850 seviyelerindeki önemli dirençlerini yukarı geçmediği sürece borsalarda ciddi ve kalıcı bir yükseliş trendi beklemek yanıltıcı olur. Bildiğiniz üzere geçen hafta hem S&P hem de Fitch’den bankaların notlarını düşüren açıklamalar geldi.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch aralarında Goldman, Barclays, Morgan Stanley, UBS, Bank of America’nın da bulunduğu bir dizi dev ABD ve Avrupa bankasının kredi notunu bir ve iki basamak indirdi. Notu indirilenler arasında Citibank, Credit Suisse ve Deutschebank da var. Fitch not indirimlerine gerekçe olarak bankaların varlık kalitesindeki bozulmadan çok küresel ekonomiye yönelik kaygıları gösterdi. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s (S&P), 10 İspanyol bankasının kredi notunu düşürdü.

Standard & Poor’s, 6 Aralık’taki açıklamasında, aralarında ”AAA” notuna sahip Almanya, Avusturya, Finlandiya, Fransa, Lüksemburg ve Hollanda’nın da yer aldığı Avro Bölgesi’ne üye 15 ülkenin uzun vadeli kredi notlarını indirebileceği uyarısında bulunmuştu.

2012 için görünüm gittikçe kötüleşiyor. En sonunda Avrupa merkez Bankasının (AMB) deli gibi tahvil satın almak zorunda kalacağını ve FED’in yaptığını yapacağını düşünüyorum. Ama AMB’nın bunu yapabilmesi için, Merkel hanımefendinin en az iki geceyi uykusuz geçirmesi gerekiyor.

Derecelendirme kuruluşlarının banka notlarını düşürmesi sonrasında şimdi sırada ülke notları var. Zaten hafta sonunda Moodys Belçika’nın da notunu iki kademe düşürdü. Tahminen bir veya birkaç Avrupa ülkesinin de notu düşecek (Fransa başta olmak üzere). Belki de ülke not düşüşleri bu hafta devam edebilir. Bu durumda piyasalar daha da bozulabilir. Öte yandan Avrupa bankalarının sermaye ihtiyacı her geçen gün artarken, varlık satışı yoluyla kaynak bulmak isteyen bankaların varlıkları da kelepir fiyatlara doğru düşünüyor.

Varolan bu ortamın havasını hala beğenmiyorum. Aslında şu anki bütün kötü beklentilerin fiyatlara girdiğini bilsem “borsada hemen alıma geçin” diyeceğim ama bütün kötü ve olumsuz beklentiler fiyatlara yansısa en azından Avrupa ve ABD borsalarında günlük bazda serbest düşüş olması gerekir. Yani panik satışların hızla arttığı ve desteklerin hızla aşağı kırıldığı bir dönem olduğunda bütün olumsuz beklentilerin fiyatlara girdiğini söyleyebileceğiz. Zaten bu tür bir durum yaşandığında mutlaka AB kurumları ve başta AMB şapkadan yeni tavşanlar çıkarmak zorunda kalacaktır. Ama onların da hareket geçmesi için İtalyan tahvillerinin yüzde 8′i zorlaması, borsaların da yüzde 5′ten fazla düşüşe maruz kalmaları gerekiyor. Daha önceki bir yazımda vurguladığım üzere, bu tür bir psikolojik ortam Paulos Allen’in “Bir matematikçi borsa oynuyor” kitabında anlatılır. Herkes işin kötü olduğunun farkındadır. Ama herkes bir şey yokmuş gibi davranır. Ama bir gün Matriah (kitaptaki hayal ülkenin hayal lideri) konuşur ve “işler kötü” der. İşte o zaman piyasalarda bir fırtına kopar.

Cuma günü açılışta ABD borsaları fena değildi. Dow endeksi yüzde 0.75 civarında yukarıda bulunuyordu. Ama gün sonunda yüzde 0.02 düşüşle kapandı. Geçen hafta açıklanan ABD verileri de fena değildi. Fakat ortamdan herkes rahatsız.

Dolar geçen haftayı 1.88 seviyesinde kapattı. Yani stresli hava orada da hakim. Dünya piyasalarında da dolar diğer paralara karşı yükseliyor. Bunun önemli bir sebebi, yıl sonu yaklaşırken ve 2012 yılında bankaların sermaye erimeleri nedeniyle, kredi limitleri azalacağı için para bulamama korkusunda olan dolar borçluları şu an dolar alıyorlar. Yıl başından sonra dolar biraz rahatlar ama yılbaşına kadar dolar talebi artabilir.

Altına bakacak olursa, geçen hafta 1567 doları gördükten sonra 1592 dolara yükseldi ama sert düşüşün ardından gelen bir tepkiydi. Altının biraz daha gerilemesi söz konusu olabilir. Özellikle de 1550 dolar seviyesindeki desteğin aşağı kırılması durumunda 1500′e kadar sert düşüş olabilir. Fakat, bu sert düşüş en az 1 yıl vadeli altın almak isteyenler için iyi alım imkanı yaratır. Bu nedenle elinde altını olanlar için, bu birkaç hafta içinde satıp alttan alma imkanı olabilir. Daha önce almak isteyip de almamış olanlar için fırsat doğacağını düşünüyorum. Birçok kişi, altının düşeceğini söylemeye başladı. Altın çok sert düşüşe geçtiğinde ise hemen herkes altının artık bittiğini ve bir daha toparlamasının çok zor olduğunu söyleyecektir. İşte o zaman, altında alım yapmak için en iyi zamanlardan biri olacaktır.

Teknik olarak borsanın geçen hafta test ettiği en düşük seviye olan 51.100 seviyeleri bu hafta için destek konumunda. Ama bu destek ne kadar sağlam bilemiyorum. Yatırımcı temkinli olmalı. 51.500′ün altında alım yapılsa bile 51.100′ün altına gerileme olduğu anda zararına satış yapılmalı. Fakat şu an alım önermek için teknik dinamikler uygun olsa da, temel dinamikleri beğenmiyorum.

Euro Bölgesi maliye bakanları, yarın telekonferansla bölgedeki borç krizini değerlendirecek. Hükümet kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Euro grubu maliye bakanları, yarın öğleden sonra telekonferansla, 8-9 Aralık tarihlerinde Brüksel’de düzenlenen Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesinde borç krizinin çözümüne yönelik alınan kararlara ilişkin teknik konuları ele alacak. Görüşmede, karşılıklı krediler yoluyla Uluslararası Para Fonu (IMF) kaynakların artırılması konusunun da görüşülmesi bekleniyor. Dolayısıyla haftaya başlarken piyasaların gözü oradan gelecek bir umutlu haberde olacak. Bu yüzden piyasalar bu beklentiyle en azından kötüleşmeyebilir ama maliye bakanlarının telekonferansının bugüne kadar hangi sorunu çözdüğü görülmüş ki?

BORSA

Geçen hafta borsa endeksi önemli bir düşüş sergileyerek en düşük 51.100 seviyelerini gördü. Hatırlanacak olursa daha önce görülen iki dip seviye 48.600 civarlarıydı. Şimdi en sık sorulan soru; endeksin yeniden 48.600 civarına düşüp düşmeyeceği ve eğer düşerse bu sefer 48.600 desteğinin tutup tutmayacağı. Tabi ki arkasından gelen soru da şu: “Eğer 48.600 desteği tutmazsa nereye kadar düşer?”

Teknik olarak sadece bizim borsanın dinamikleri değil, dünyanın ileri gelen diğer borsalarının (DAX ve DOW gibi) teknik dinamikleri de iyi görünmüyor. İMKB100 endeksi geçen haftayı 51.666 seviyesinden kapattı. Son bir ayda yabancılardan gelen raporların hepsinde İMKB’nin ağırlığının azaltılması isteniyordu. Haftaya başlarken yabancıların takastaki payı yüzde 62.42 iken geçen hafta sonu itibariyle 62.19 seviyesine geriledi. Endeksin yeniden 48.600-50.000 aralığına kadar gerilemesi olasılığı oldukça yüksektir. Özellikle 48.600 seviyesine kadar gerileyip seviyelerde çok hacimsiz ve yatay hareket görürsek aşağı kırması olasılığı azalır. Fakat endeks 50 bin civarına kadar gerileyip bu seviyelerde tutunmaya çalışırken, bir anda aynı gün 48.600 altında kapanış olursa, işte ozaman 48.600 desteğinin kırılmış olduğundan bahsedeceğiz. Bu duruma düşüş 43.850 ile 45.000 aralığına kadar olabilir. Dünya piyasalarındaki bütün gelişmelere baktığımızda böyle bir risk var ve İMKB100 endeksi 53.200 üzerinde net bir kapanış yapmadan hisse senetlerinde uzun pozisyon almamakta ve hisse pozisyonları artırmamakta fayda var.

DOLAR

Dolar geçen hafta yükselişini sürdürdü ve TL karşısında yüzde 1.92 değer kazandı. Haftaya 1.8455 seviyesinden başlayan dolar, hafta içinde en yüksek 1.8863 seviyesini gördü ve 1.8810 seviyesinden kapandı. Doların yükselmesi sadece TL’nin zayıflığından değil, dünya piyasalarında dolara olan talepten kaynaklandı. Görünen o ki, dünyada resesyon endişesi arttıkça ve euro-dolar paritesi geriledikçe yatırımcılar ellerinde ABD tahvili tutmak istiyorlar. Euro’da kalmış olsalar, Avrupa Birliği ülkesi tahvili tutmak zorunda kalacaklar ki; oradaki sorunlar malum. Aslında sert bir dalarmal yaşayabilecek ekonomiler riski ortadayken “en azından para kaybetmeyeyim” mantığı hakim oluyor ve ABD tahvilleri talep görüyor. Öte yandan Türkiye’nin 2012 yılında cari açığının dünya birincisi olması ve finansman sağlayamayacağı endişeleri nedeniyle TL’ye karşı daha fazla değer kazanan dolar görüyoruz. Teknik olarak dolar grafiği çok riskli bir hal aldı. 1.90 seviyesi sert bir şekilde aşılarak, oluşan TERS OMUZ BAŞ OMUZ formasyonu gereği 2.05 TL seviyesine kadar izleyen iki ay içinde yükselebilir. Dolar borcu olanlar, bu risklerini hedge etmeliler. Eğer 1.85’e doğru gerileme olursa alım yapılabilir. Yatırımcılar için dövize endeskli fon ağırlığı artırılabilir.

ALTIN

Avrupa liderler zirvesinin “anlaştık” denilip de ortaya hiçbir elle tutulur yeni bir önlemin konulmaması resesyon beklentilerini artırdı. Bu da ABD dolarına talebi artırdı. Dolayısıyla Altında da hızlı bir gerileme oldu. Birçok firma aynı zamanda yıl sonu hesaplarını kapatmak üzere dolar talebinde bulunuyor. Bu da yıl sonlarına yaklaşırken dolar talebini artırıyor. Sonuç olarak Altın aşağı gidiyor. Daha önce 1,900 dolar seviyesinden başlatmış olduğu sert düşüşü sıarsında 1,555 dolara kadar gerilemişti. Geçen hafta en düşük 1,567 dolar seviyesini gördü ve 1,600 dolar seviyesinden kapandı. Tahminimce 1,550 dolara kadar gerileyip bu seviyede destek oluşturmaya çalışacaktır. Fakat bu seviye aşağı kırılacak olursa kısa süreli olarak çok hızlı aşağı hareket olur ve satışa geçen çok fazla yatırımcı olur. İşte o an altın alma zamanıdır. Özellikle 1,550 dolar veya altındaki seviyeler orta ve uzun vadeli altın alımı için çok uygun seviyeler olarak karşıımıza çıkıyor. Kısa vadede altın gerileyebilecektir.

Herkese bol kazançlı bir hafta diliyorum…

NOT: Bugün TV’deki yayınımız saat 09:10’da başlıyor…