Halının Altına Süpürülenler Şimdi Ortaya Çıkıyor

Geçen hafta sonu yapılan IMF-Dünya Bankası bahar toplantılarında kriz konusu “out” oldu. Tartışan az.
Şimdi üzerinde durulanlar ise daha önceleri bir kenara bırakılan fakat artık zamanı geldiği fark edilen noktalar. Kanımca bunlardan dört tanesi öne çıkıyor:
■ Sanayileşmiş ülkelerdeki kamu finansman dengesinin nasıl sağlanacağı,
■ Büyümenin nasıl gerçekleştirileceği,
■ Bankacılık sektöründe yapılan reformların nasıl sonuç doğuracağı,
■ Gelişen ülkelere yönelik sermaye akımlarındaki oynaklığın nasıl azaltılacağı.
Bunlar arasında önümüzdeki dönemlerde en fazla konuşacağımız konunun, krizde kamu finansman dengesi bozulmuş sanayileşmiş ülkelerin bu sorunu nasıl aşacakları ve sürdürülebilir büyümeyi nasıl gerçekleştirecekleri üzerinde yoğunlaşacağını düşünüyorum.

KAMU FİNANSMAN DENGESİNİ KURMAK
Özellikle ABD’nin yüzde 100’ü aşacak kamu borcu/milli gelir oranının kasım ayında yapılacak seçimlerden önce çözümlenmesini kimse beklemiyor. Bunu ABD’li yetkililer açıkça ifade ediyorlar. Yeni başkanın bir numaralı işi bu olacak.
Bu geçiş döneminde bazı ekonomistler sanayileşmiş ülkelerin yüksek “nominal” borçlarına anlamsız gerekçeler göstererek “İşler o kadarda kötü değil” imajıyla küçümsemeye çalışıyorlar.
Bu grupta yer alanlar “Brüt kamu borçluluğu değil ‘net’ borca bakalım” diyorlar. Ayrıca özel sektörün borçluluğunun yüksekliğini ise “Finansal sistemin derinliği artıyor” şeklinde yorumluyorlar.
Bunlara katılamıyorum. Yüksek borçluluğun sürdürülebilir büyümenin önündeki en önemli engel olduğu düşüncesindeyim.
Bunun da ötesinde düşük bütçe açığının sürdürülebilir büyüme için gerekli olduğuna inanıyorum. Yüksek bütçe açığı kısa dönemde büyümeye katkı yapsa da orta ve uzun dönemde sorunların artması gibi bir etki gösterecektir.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir